4. BÖLÜM/ GÖRÜCÜ!

94.9K 6.1K 2.1K
                                    

İletişim ve alıntılar için ınstagram hesabım. melekkas

Keyifli okumalar meleklerim.❤️

Bazen dilimin tutulduğu anlar olurdu. Şaşırdığımda, korktuğumda ya da çok sevinçli olduğum anlarda. Benden özür dileyip giden adamın arkasından beş dakikadır bakakalmıştım. Dış görünüşü sert bir adam olmasına rağmen benden özür dileyeceği aklımın ucundan geçmezdi. Tamam, onu tanımıyorum, yargısız infaz yapıyor olabilirim ama birazcık bile olsa görüntüsü yumuşak değildi. Ondaki görüntü nedense içimi huzursuz ediyordu.

Yüzüme damlayan yağmur damlası yüzünden yolun ortasında durmaktan vazgeçip eve doğru yürüdüm. Merdivenleri hızlı bir şekilde çıkıp kapıyı açtım. Televizyonun sesi geldiğine göre babam evdeydi. Derin nefes alıp ceketimi çıkardım. Odama gitmek için holden geçerken başımı salona uzattım. Koltukta uyuyakalan babama doğru ses çıkarmadan yürüyüp alnını öptüm. Canım babam benim. Yere düşen kumandayı alıp televizyonu kapadım. Üstünü örtmek için yatak odalarından örtü alıp yanına geldim. Üzerine örterken ela gözlerini aralayıp bana baktı.

"Geldiniz mi?"

"Sadece ben geldim baba, annemle ablam oradalar."

Koltuktan doğrulup başını salladı. Ayağa kalkacağı zaman geri çekilip, "Sana yemek hazırlayım mı baba?" diye sordum.

"Gerek yok, annen gelince hazırlar."

Aksayan bacağını tutarak salondan çıktı. Koltuğa oturup ellerimi başımın iki yanına koydum. Ne olur eskisi gibi olsan baba, evet yaşadığım olayı size anlatamıyorum ama ne olur siz de beni anlasanız. Hepiniz birden bana sırtınızı dönerseniz ben kimden güç alacağım? Bana kim destek verecek? Sizler kadar ben de üzülüyorum. Dolan gözlerimi ovuşturup odama gitmek için koltuktan kalktım. Mutfakta bir şeyler atıştıran babama canım acıyarak bakıp elimi ağzıma bastırdım. Bana kızıp tavır alacaklarını biliyordum ama böyle olacağı aklımın ucundan geçmemişti. Odama girdiğimde bembeyaz duvar, renkli eşyalar bile içimi açmıyordu. Odada insanın içini karartacak bir renk olmamasına rağmen benim ruhum bu odanın içinde sıkışıyordu. Her zaman yaptığım gibi yatağa uzanıp gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülmesini izin verdim.

Toparlanmam lazımdı, bir an önce ayağa kalkıp yol almam lazımdı. Ne zamana kadar evin içinde durup ailemin gözüne batacaktım ki. Babam okula gitmediğim her günde benden biraz daha nefret edecekti. Onun için bu hayatta ayaklarının üzerinde durmak çok önemliydi. Beni evde gördükçe yüzünden ne kadar sinirlendiği anlaşılıyordu. Bir an önce işe başlamam lazımdı. Gözlerimi yatağımın sol tarafında kalan kitaplığa çevirdim. Bacaklarımı yere indirip kitaplığımın yanına geldim. Elime aldığım "Tüm Hastalıkların Zihinsel Engeli" kitabının sayfalarını çevirip aldığım notların üzerinde göz gezdirdim. Okula devam ediyor olsaydım bu dersten çoktan sınav olmuş olacaktım. Odamın kapısı açılınca omzumun üzerinden kapıya baktım. Babam aralık olan kapıdan çekingen bir şekilde beni izliyordu. Elimdeki kitabi görünce yüzündeki durgunluk gitti, gülümseme geldi.

"Ders mi çalışıyorsun güzel kızım? Çalış çalış, ben sana meyve tabağa hazırlayayım."

Günlerdir kaçan neşesi yerine gelmiş gibiydi. Bir buçuk aydır ilk defa gülerken dişlerini gördüm. Eminim şu an mutfağa gidip benim için en güzel meyveleri hazırlıyordu. Kitabı bilgisayar masasının üzerine bırakıp sandalyeye oturdum. Onu üzemezdim, onun kalbini kıramazdım. Odanın kapısı açılınca yüzümde olan ellerimi çekip bana gülümseyerek gelen babama döndüm.

"En sevdiğin muz ve elmadan çok koydum. Hem ye hem de derslerine çalış kızım. Bu sene dinlenirsin seneye kaldığın yerden devam edersin meleğim. Ben senin için kaynak kitapları da alırım."

GİZ & ASKERİN YARİ (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin