GİZ & ASKERİN YARİ (RAFLARDA)

9. BÖLÜM/ OLAYLI GECE!

Yeni bölümümüz geldi. Bol bol yorum ve beğenilerinizi bekliyorum meleklerim.

Mutlu yıllar. ❤️

Keyifli okumalar. ❤️❤️

*****************

Kış günü ateş basmıştı bedenimi. Nasıl böyle konuşabilirdi ki? Belimi sıkı sıkı tutan elleri ateş gibi yanıyordu. Avuçları arasında olan ateş, kalın kabanımı delip tenime işliyordu. Burnundan alıp verdiği sıcak nefesi yüzümü ısıtıyordu. Hareleri ateşin içinde kavruluyordu. Yutkundum. Yutkundu. Söylediği cümleden utanmamış gibi gözlerimin derinine bakıyordu. Benim ise utançtan yanaklarım yanıyordu.

Başına kar topu gelince gözlerini yumdu. "Ebenizi s*k*-" elimi dudaklarının üzerine bastırıp, "Şşt," diye mırıldadım. Küfür etmesi beni rahatsız ediyordu. Gözlerini açıp avucumun içine ofladı. Elimi geri çekip, "Küfür etmenden rahatsız oluyorum." dedim gözlerimi ondan kaçırarak. Sana ne demesinden çekindim. Çenemi hafif tutup, yüzümü kendine çevirdi. "Etmemeyi denerim. Ama arkamda bulunan bu herifleri kara gömeceğim."

Başımı iki yana sallayıp, arkasından bize gülen gruba baktım. Gülümsedim. Benim güldüğümü görünce arkasını dönüp, "Sıra size gelecek," dedi. "Bunun acısını fena hâlde çıkaracağım sizden." Sesi sert çıksa da gözleri söylediklerinin yalan olduğunu söylüyordu. Karşısında duran adamlara sevgiyle bakıyordu. Esmer olan adam lacivert kabanının yakalarını düzeltip, göz kırptı bana. Talha kaşlarını çatıp, "Hakan," diye mırıldandı dişlerinin arasından.

"Buyur abi?"

"Kirpiklerine sahip çık, olur olmadık zamanda inip çıkmasın yukarı."

"Oldu, başka bir istediğin var mı Komutanım?"

"Yok." Tok sesi burada durmaktan sıkılmış gibiydi. Gözlerini etrafta dolaştırıp, "Diğerleri nerede?" diye sordu. Sahi ablamlar neredeydi? Dışarıda sadece biz vardık. Başımı kaldırıp evimizin penceresine baktım. Zeynep teyze ve Sevgi teyze gülümseyerek bizi izliyorlardı. Gülümseyip başımı eğdim.

"Biz arabaya geçiyoruz, mekânın konumunu atın bana."

"Ablamları beklemeyecek miyiz?"

Bakışlarını bana çevirip, "Gelir onlar." dedi gözleriyle üzerimi inceleyerek. Bakışları çıplak bacaklarımın üzerinde fazla oyalanınca huzursuz olup yerimde kıpırdadım. Bacaklarımda olan bakışlarını ağır bir şekilde yukarı çıkarıp gözlerimin içine baktı. Kaşlarını çatmış sanki beni yeni görüyormuş gibiydi.

"Bacaklarında neden çorap yok?"

"Var." dedim bacağımı geri çekerek. Kaşlarını havaya kaldırıp, "Var?" dedi sorar gibi. Başımı sallayıp, "Hıhı," dedim. Ağzının içinden anlamadığım bir şeyler söyleyip, bakışlarını birbirine kar atan adamlara çevirdi.

"Biz arabaya gidiyoruz."

"Tamam abi."

Elini sıkı tutup yavaş adımlarla karda yürüdüm. Kar gününde topuklu ayakkabı giyersem yürümem zor olurdu. Düşmemek için elini sıkı sıkı tutuyordum. Ayağım her öne doğru kaydığında yine anlamadığım bir şeyler söylüyordu. Sanırım bu havada topuklu ayakkabı giydiğim için söyleniyordu. Açıkçası sessiz bir şekilde söylenmelerine verecek cevabım yoktu. Yüzüme karşı söylesin ona karşılığını verirdim.

Range Rover'ın yanına gelince kapıyı açıp ön koltuğa oturmamı bekledi. Bacaklarımın açılmamasına dikkat ederek koltuğa oturdum. Kapıyı yavaş ama sert bir şekilde kapatıp arabanın etrafında dolaştı. Yerine oturduğunda gözlerini üzerime çevirdi.