2; Kanatsız Melekler

23.9K 1.8K 108
                                    

Şiddetle önerdiğim parçamız; Troye Sivan - Happy Little Pill

İyi okumalaar!

***

Eğer yeterince yüksekten suya düşerseniz, suyun yüzey gerilim kuvvetinden dolayı bu beton etkisi yapardı. Jane'de de aynısı oldu.

Düşmek garip derecede hızlıydı. Tam anlamıyla düştüğünün farkına bile varamadan denize ulaşmıştı. Onu yavaşlatacak hiçbir şey olmadığı için bu betona çakılmakla aynı şeydi. Jane, suyun derisini bıçak gibi kestiğini hissetti ve acıyla yüzünü buruşturdu. Mavilik onu içine çektiğinde son duyduğu şey kendi düşüşünün suyun yüzeyinde yarattığı sesti.

Artık başka sesler gelmiyor, sadece kendi kalbinin düzensiz atışları kulağında uğulduyordu. Çaresizce yukarıya çıkmaya çabaladı, elleri ve ayaklarıyla kendini yukarı itiyordu ama nedense bir faydası olmuyordu. Yüzmeyi mi unutmuştu?

Yüzmeyi bildiğinden emindi. Ama nedense burada, denizde işe yaramıyor gibiydi. Hayatındaki ilk gerçek suya girişi bir felaket ile sonuçlanmıştı. Yerdeyim, diye hatırlattı kendine, gerçek yerde.

Jane, ölmeden önce son kez suyun yüzeyine çıkıp yüzmenin keyfine varmak istiyordu. Çok uzun süredir hayal ettiği şey Maree'nin bahsettiği denizde yüzmekti.

Korkarak gözlerini açmaya çalıştı. Açar açmaz yanmayı hissetmişti ama umursamadı, kafasını yukarı çevirip su yüzeyinden içeri süzülen güneş ışıklarını izledi. Beyaz elbisesinin etekleri kabarmıştı. Elleri ve ayaklarıyla kendini yukarı ittirdi, çok derinde olduğu için çıkması zor olmuştu.

Yavaş yavaş yüzeye çıkarken Jane'in içine bir umut doldu. Bu duygu hoşuna gitmişti. Ellerini, ayaklarını istediği gibi hareket ettirebiliyordu. Gerçekten özgür hissediyordu. Su onu rahatsız etmiyordu, yaz mevsiminde oldukları için ılık ve rahatlatıcıydı.

Yüzeye süzüldüğünde ağzını daha fazla hava için açtı ve tüm oksijeni içine çekti. Suda yüzmekten çok çırpındığı için gelen dalgaları karşılamak zordu, rüzgâr çok hızlanmıştı. Bugünkü rüzgâr giderek fırtına çıkarmaya doğru giderken, daha önce sadece havuzlarda yüzmüş Jane'in bu dalgalara karşı ne kadar şansı olabilirdi?

Duyduğu tek şey köpüren dalgaların sesiydi, hissettiği koku tuzlu suyun kokusuydu. Duyuları daha önce hiç yaşamadığı şeyleri yaşıyordu ama Jane'in bunlara odaklanacak vakti yoktu. Üzerine gelen büyük bir dalga suyun içinde tekrar kaybolmasını sağladı, hazırlıksız yakalandığı için ağzından ve burnundan tuzlu su girmişti. Kendini tekrar yüzeye ittirdiğinde derin nefes almak yerine öksürmüştü, boğazındaki suyu çıkarmaya çalışırken nefes alamamıştı ve sıradaki dalga onu tekrar suya gömdüğünde ciğerlerinde nefes yoktu.

Dalgalar belli bir ritim halinde geliyordu ve Jane'in bu ritme uyması gerekiyordu. Sakin ol, diye düşündü, yüzeye çıktığında nefes al, suya girdiğinde nefes ver.

Buna uymaya çalıştı. Yukarı çıktığında nefes aldı ve sonraki dalga onu yuttuğunda ilk defa su yutmamıştı.

Birkaç dalga boyunca bu devam etti.

Ama genç kızın yorgun bedeni için bu çok fazlaydı. Kollarının ve bacaklarının ağrımaya başladığını hissediyordu, ayrıca bacağına her an kramp girebilirdi. Sonsuza kadar böyle yüzemezdi. Zaten ölüme atladım, diye düşündü.

Gücünün son damlaları da azaldığı sırada hareket etmeyi kesti ve suyun boynundan itibaren yükseldiğini hissetti. Yavaşça dibe çöküyordu. Bu dalgalarla tamamen gömülmesi uzun sürmezdi.

Ciğerleri nefessizlikten sıkıştığında nefes almak istedi, ama sadece su kaçmıştı. Vücudu buna tepki verip solunum yolunu kapadığında boğularak öleceğini biliyordu.

DÜŞÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin