Merhaba.
Eringeç ve tembel yazarınız geri döndü.Niye mi ?
E çünkü canı yanıyor salağın.O da en iyi bildiği şeyi yaptı.
Ağladı.Şimdi de kafasını boşaltmak için yazacak kelimelerini teker teker.
Hepsi gönlümden, yüreğimin en derinlerinden geliyor.
1 saniye bile düşünmeksizin yazıyorum.
Ben değil, acım yazıyor bunları.
Beynim değil,
kalbim yazdırıyor bu gece bana...Çok uzun bi süredir hasta değil gibiydim...
Her şey çok iyiydi...
Ya da en azından çokta kötü değildi.
Ve bu hastalıklarımın akbabalar gibi kıytı köşede beklemesine neden olmuştu.
Aylardır zayıf anımı bekleyen akbabalar, sonunda bugün çöküştüler üzerime...
Öyle savunmasız yakalandım ki,
ağlayamadım bile...
Ve farkettim ki,
Ağlamak için bile güce ihtiyacı var insanın...Şu an ise gücümü toplamak için yazıyorum.
Ağlayabilmek için yazıyorum.Çünkü ben ağlayınca yaşadığımı hissediyorum.
Oysa ben ne çok istemiştim yaşadığımı gülerken hissedebilmeyi,
Olan biteni tek başıma değil seninle yenebilmeyi...
Oysa ben ne çok istemiştim seninle,
Kalbimin kırıklarına değil, karnımda uçuşan kelebeklere yenilmeyi...
Oysa ben ne çok istemiştim senden korkmak yerine korkunca sana gelebilmeyi...
Oysa ben ne çok istemiştim seni...
Oysa ben ne çok...
Oysa ben...
Ben ne de çok istemiştim.O kadar sinsi ki bu hastalık, birkaç aydır kendisini neredeyse hiç hissettirmediği için kendimden şüphe etmeye başlamıştım...
Ben yoksa kendimi mi kandırıyorum, normal bi insanım da ben kendi kendime bile rol mu yaptım bunca zaman dedim...
Ta ki acıyı,korkuyu,stresi ve paniği yeniden doruklarda hissetmeye başlayıncaya kadar...
Kendimi yine sığınağıma saklanıp, tıpkı bi akıl hastası gibi kendi kendime fısıldarken, bi yandan gülerek ağlayıp bi yandan da ileri geri sallanırken buldum...
Tıpkı 1 yıl önce, hastalığımın en yoğun dönemlerinde olduğu gibiydim...
Tıpkı bi akıl hastası gibi...
Kendim bile korktum kendimden...
Sen kimsin ve ne yapıyorsun dedim?
Kimsin sen ?
Kimim ben ?
Kimiz biz Zoey ?
Kaç yüzüm var ?
Kaç tane var benden ?
Deliriyor muyum ?Her şeyi kontrol altında tutmaya çalıştıkça iyice delirmekten korkuyorum...
Sahip olduğumu zannettiğim benliğin bana ait olmamasından korkuyorum...
Hangi benliğim "ben"im bilmiyorum..Tıpkı eskiden olduğu gibi gerçeklikle bağlantımı yitirdim bugün aylar sonra ilk defa...
Nerede olduğumu, ne yaptığımı, kim olduğumu unuttum...
KENDİMİ, KENDİ VARLIĞIMLA OLAN BAĞLANTIMI YİTİRDİM....Bu tıpkı uzayda, boşlukta sürüklenmek gibi...
O kadar belirsiz ve sonsuz ki...Ama en korkuncu bunlar değildi...
En ürkütücü an, oda arkadaşım odaya geldiğinde, benim 1 saniye içinde yüz ifademi değiştirip, fısıldamayı ve sallanmayı kesip, adeta normale dönmem ve ağlamaktan kızarmış gözlerimi görmesin diye çalışma masama sıçrayıp ona sırtımı döndüğüm andı...İşte bu an o kadar korkunçtu ki...
Ben bile korktum kendimden...
Sonra da sanki daha 1 saniye öncesine kadar deli gibi ağlayan ben değilmişim gibi onunla gülerek konuştuğum an...
İşte o an,
Gerçekten gerçek bir deli gibi hissettiğim andı...Kalabalıklar içindeyken tamamen normal üniversiteli bi kızken, yalnız başıma kalınca tam bi akıl hastasına dönüşmem beni bile oldukça ürküttü...
Böyle arafta olmak, rol yapmak çok kötü...
Çok zor...
Oda arkadaşım beni öyle görseydi ne düşünürdü, ne yapardı, ne hissederdi tahmin bile edemiyorum...
Büyük bir ihtimalle benden korkar ve odasını değiştirmek isterdi...
Ben bile kendimden korkmuşken,
onun korkmakta haksız olduğunu da söyleyemeyeceğim...Bugünlük elimden bu kadar geldi...
Rica etsem, gönlünüzden geçerse eğer, güzel bir şeyler yazar mısınız yorumlara...
Zira bu aralar sevgiye çok ihtiyacım var...Geçmişten geleceğe selamlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRDA
Non-FictionSadece 1 haftada kurgu olmayanda 155.sıraya yükseldi. 16.09.2017 (çok teşekkürler) Kurgu olmayanda #99 oldu !! -- 30.09.2017 Hiç gerçek bir sınırda (borderline) kişilik hastasının kitabını okudunuz mu ? Üstelik sadece sınırda kişilik bozukluğuyla...