1.BÖLÜM "SEVGİSİZ"

1K 58 22
                                    

HAPİS

haftalardır burdayım sayamadım bile çok bitkinim artık dayanacak gücüm kalmadı bir baba evladına neden böyle bişey yapabilir ki? anlamıyorum. Kendinden, annemden, ailemden nasıl ayırır beni üstelik ufacık bişey için. Elbette bir sorun halledilerek çözülür aile arasında ama anladım ki biz bi aile degilmişiz. babam beni hiç ailesinden saymamış. En çok canımı yakan bu. beni getirdigi bu ufak kulübe de bir aydır hapis hayatı yaşatıyo. 'seni acı çektirerek öldürücem' bu cümleyi hatırladığım her dakika acı çekiyorum istedigi oluyo. kafamda o kadar çok soru var ki.. babam yıllar sonra bana neden böyle davranıyo? beni öldürücegini söylerken hiç acı çekmedi mi? kalbi sızlamadı mı ben öz kızımı nasıl öldürürüm diye? hala aklım almıyo bunu nasıl yapacağına. ama en çok merak ettigim ve korktugum bana nasıl acı çektirmek istiyo? ben şuan acı çekiyorum ama bahsettigi acının bu olmadığını biliyorum. Artık gücümü toplayıp burdan kaçmam gerektigini biliyorum yoksa basıma çok kötü bişey gelicek...

ben bu düşüncelere kapılmışken içeri bi adam girdi elinde tepsiyle istemedigimi söyledim ama aklıma gelen bir fikirle tepsiyi masaya bıraktırdım. Hızlı adımlarla masaya koşup su dolu bardağı yere attım kırılan parçalardan alarak adama yaklaştım naptıgımı anlamayarak bana bakıyodu.

"bırak o elindekini" dedi. şimdi ne yapacağımı bilmiyorum neden boyle bi işe kalkıştım ki adamın belinde silah var ufak bi cam parçasından mı korkucak ben bu düşünceler arasında kaybolurken adam çoktan hamlesi yaptı ve ayagiyla elime tekme atarak camı yere düşürdü. Ben olaya şaşkınlıkla bakarken belindeki silahı bana dogrulttu.

"sen çok olmaya başladın acaba sana fazla mı zaman verdik? istesem tetigi çekip seni burda öldürebilirim. sen bunu ister misin?" kafamı iki yana sallayarak dolan gözlerimin akmaması için direndim.

"b...ben..." diye kekeleyerek yataga geri geri yürürken yerdeki cam parçasının ayagıma batmasıyla acıyla inledim "aahh" akmaması için direndigim göz yaşlarımı daha fazla tutamayarak aglamaya başladım. "ne istiyorsunuz benden neeee" diye bağırırken titreyen sesimden nefret ettim. adam çoktan kapıyı kilitleyip uzaklasmıstı bile. çok yoruldum artık gücüm kalmadı buraya tıkıldıgımdan beri kaçmak için her şeyi denedim olmuyordu işte pes ettim.ne olacaksa olsun ölmek istiyorum...

gözlerimi açtığım da havanın karanlık oldugunu gördüm ne zaman uyumuştum ya ben uyumama ramen hala uykum vardı ve hala yorgundum geldigimden beri ilk defa bu kadar çok uyuyabilmiştim. dalgınlıkla dışarıyı izlerken kapının açılış sesiyle yerimden sıçradım yine o adam gelmisti.. ellerinde odunlarla içeriye girip tekrar kapıyı kilitledi şömine'yi yaklaması iyi olurdu çünkü hava çok soğuktu ve çok üşümüştüm ilk defa hava bu kadar soguktu şömine'yi de ilk defa yakıyordu. bi an aklıma gelen fikirle yerimden hızla kalktım ve adamın yere koydugu odunlardan bir tane aldım bunu farketmemisti ve bu da benim lehime olmuştu adamın ensesine vurdum ve hemen yere yığıldı kendimi kötü hissettim bian ama kaçmam gerekti. cebindeki anahtarları alıp hemen kulübeden çıktım eve kapıyı kilitledim ki peşinden gelmesin beni bulamasın babamın kulübenin önüne sadece bi tane koruma koyması da onun aptallıgıydı.

etrafıma bakındım her yer ağaçtı nereden gidecegimi bilmiyordum acele etmem gerekti hemen koşarak nereye gittigini bilmedigim ormanın içine daldım akşam akşam ormana girmekte benim mallıgım napıcam ben burda 'ya ayı çıkarsa' diyen iç sesimi korkarak susturdum. bi yol çıktı karşıma orman yolu bu yolu takip ederek anayola çıkarım ve ordan geçen arabalardan yardım isterim düşüncesiyle hızla o yoldan yürümeye başladım. bir araba geliyordu tam yardım isteyecekken geri çekildim hemen ağaçların arkasına saklandım. babamın arabasıydı bu. yolu takip ederek hemen anayola çıkmayı umut ettim babam hemen beni aramaya baslayacaktı. anayola çıktığım da otostop çekerek araba durdurmayı denedim ama hiç bir araba durmadı oflayarak arkamı döndüğümde siyah bi araba duruyordu. hemen koşar adımlarla arabanın yanına gittim. arabanın kapısı açıldı yeşil tonunda güzel gözleri olan kumral saçlı tahminen 19-20 yaşların da biri çıktı kalbim bian dursada burdan hemen gitmem gerekti.

"bir sorun mu var?" dedi soğuk çıkan sesiyle.

"şey... evet benim peşimde birileri var ve kaçmam lazım lütfen yardım edin."

"tamam panik yapma hadi bin." diyince bi rahatlama hissettim ve arabaya bindim. onunda etrafı incelikten sonra arabaya bindigini gördüm. ne söyleyecegimi bilemeden o konuşmaya başladı

"ben ayaz. Şimdi bana noldugunu anlatmak ister misin?" diye anlayışla sordu arabayı çoktan çalıştırmıştı ve hızla oradan uzaklaşıyoduk. derin bir nefes alarak tamamen rahatladım.

"bende nehir" dedim utangaç sesimle önce biraz çekindim ama sonra tam anlatacakken kenfimi tutarak

"lütfen bişey sorma bana yardım ettigin için teşekkür ederim" diyerek konuyu kapatmaya çalıştım.

"peki öyle olsun ama seni nereye bırakıcagımı söylemelisin" diyerek güldü. bu gülünecek bişey degildi ki niye güldü şimdi çok sinir birisi oldugu belli. ben nereye gidicektim onu bilmiyorum asıl sorunum bu düşüncelere tam dalmışken agzımdan sadece "bilmiyorum" kelimesi döküldü.

Şimdi ne yapacaktım? nereye gidecektim? evime gidemezdim babam beni buldugu yerde öldürecek. gözlerim de duran yaşlar teker teker yanaklarımdan süzülmeye başladı. ayazın farketmemesini umarak elimle silmeye çalıştım.

"neden aglıyosun? yoksa gidicek bir yerin yok mu?" gülerek "anlaşıldı" dedi ve sustu o güldükçe benim sinirim daha çok bozuluyodu ve daha çok agliyodum başıma gelenleri düşünerek daha çok....

sonra kendimi sakinlestirerek "ne anlaşıldı" dedim gerçekten ne dedigini anlamadım anlatsa bile bu kafayla anlacagımdan şüpheliydim.

"gidicek bi yerin yok ve benim arabama biniyosun ne düşünmemi bekliyosun?" dediginde sinirlenerek kemerimi çözdüm.

"arabayı durdur! "

"ne"

"arabayı durdur diyorum inicem"

"hani gidicek bi yerin yoktu inip napıcaksın?" ne dedigini bilmeyecek kadar sağır birisiydi ve belki bilmeden belkide bilerek kırıyordu. arabayı yavaşlattıgını görür görmez hemen kapıyı açtım

"bari arabayı durdurmamı bekleseydin ölmek mi istiyosun sen!!"

"belkide.... evet belkide kaçmamalıydım ordan sessizce ölümümü beklemeliydim" dedim sesim kırgın ve bitkin çıkmıştı ama bunu engelliycek bi şeyim yoktu. arabanın kapısını hızla kapattım ve yürümeye başladım nereye gidecegimi bilmeden....

Kendimi kötü hissediyordum sanki birileri beni takip ediyodu korkarak hızlı hızlı yürümeye başladım kolumdan tutan bi elle irkildim. arkamı döndüğümde tam üç kişi olduklarını gördüm korkum giderek çoğalıyordu. ne yapacağımı bilmiyordum kolumu çekmeye çalıştım ama beceremedim

"hop yavaş güzelim acelen mi var" duyduğum bu iğrenç sesle gözlerimde biriken yaşlar teker teker akmaya başladı buna engel olamadım. üzerime doğru yürüdü beni duvara yapıştırdı ve daha çok yaklasmaya başladı.... brni suan kurtaracak kimse yoktu ortada yol bomboştu

"imdatt" diye bağırdım ama nafile ortalıkta ses seda yoktu onlarsa bana gülüyordu sanki komik birşeymiş gibi. kendimi durduramıyodum o bana yaklaştıkça daha çok ağlıyordum daha çok....


Yanımda kalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin