10.BÖLÜM "CD"

232 15 5
                                    

Kısa tutmamaya çalışıyorum ama kısa oluyo malesef neyse vote yorumlarınız çok çok onemli lutfen vote ve yorum yapın. İyi okumalarr :D

Rahatsız bir şekilde göz kapaklarımı araladım. Her yerim tutulmus olmalı tabi bütün gece burada uyursak olucagı bu. Ayazın omzundan yavaşça başımı kaldırdım. Onun uyanmaması için yavaş olmaya dikkat ediyordum.  Sonunda kolunun altından kurtulabilmiştim. Yerden tutunarak ayaga zorla kalktım. Gerçekten çok zor hareket edebiliyordum. Kanepenin üzerindeki battaniyeyi alıp ayaza dogru ilerledim. Acaba uyandırsa mıydım? Eminim onunda her tarafı agrımıştır. Yatagına gidip uyusa daha iyi olur. Aslında uyandırırsam daha uyumaz. En iyisi ben kahvaltıyı hazırlayana kadar biraz daha uyusun. Ayazın yanına ulaştıgımda elimdeki battaniyeyi üzerine örttüm. Biraz kıpırdanır gibi olmuştü ama uyanmamıştı. Arkamı döndügümde televizyonun sesini duydum. Neden daha önce açık oldugunu farketmemiştim ki. Kanepenin arkasından dolanarak televizyonun önüne vardım. Kumandayı alıcagım sırada koca bir CD çantasının üstünde bir Cd vardı. Elime aldıgımda üzerinde adımın yazdıgını görmemle agzımın beş karış açılması bir olmuştu. Benimle ilgili ne Cd'si olabilir ki ayazın elinde. Merakla Cd'yi taktım ve elimdeki kumandayla CD'nin açılması için bir dügmeye bastım. Elim ayagım titriyordu resmen korkuyordum aslında bi o kadar da heyecanlı belki güzel bisey çıkar diye umudum vardı. Bir ses duydugumda kafamı direk ayaza çevirdim. Uyanıyordu! Hemen kapatmam lazımdı CD'yi benim görmemi bilmesini istemiyordum. Telaşla kumanda daki bütün dügmelere bastım. Sonunda kapanmıştı ama sanırım televizyonu bozmuştum. Aceleyle CD'yi çıkardım ve aldıgım yere geri koydum. Adımlarımı hızlandırarak mutfaga girdim. Bu sırada ayazada yandan bakmayı unutmamıştım gözlerini açmaya çalışıyordu. Dolaba dogru ilerleyip kahvaltılıkları çıkardım. Çay suyunu da koyup Omlet yapmaya yöneldim. Biraz zorlansam da yapmayı becermiştim. Gerçekten yumurta kırmak bana göre bir iş degil. Son olarak çayları da koyup salona yürüdüm. Ayaz ben girdigimde uyanıyordu acaba geri mi uyudu. Düşüncelerimle kapışırken arkamı merdivenlerden çıkacagım sırada ayazla burun buruna geldik. Saçlarının ıslak olmasından duşa girdigini anladım.

"Mutlu yıllarr" diye iki kolumu da kocaman açmıştım. Alaycı bir yüz ifadesi takınarak "bunu gece söylemen gerekmiyor muydu? aahh dur sen dün gece sızıp kalmıştın degil mi." dedi. Alaycı yüzü hafif bir tebessüme bırakmıştı yerini. Keske dün uyumasaydım şimdi bütün sene benimle dalga geçecek. Hey ben bütün bir sene burada kalmayacagım ki o yüzden sıkıntı etmeme gerek yok.

"Aman ayaz bütün zevkimi kaçırdın ya. Git mutfakta kahvaltı var ye " diyip merdivenlere çıkmaya çalıştım ama oda benim yönüme gelip önümde durmuştu. Bende soluma ilerleyip oradan çıkmaya çalıştım ama yine önümde durmuştu. Sinirle gözlerimi gözlerine diktim. Birkaç saniye böyle kaldıltan sonra dikkatinin be de olduguna emin oldum ve diger yanından koşarak geçtim. Hala önüne bakıyordu benim geçtigimi idrak edemedi heralde. Salak! Arkamı dönüp bir basamak çıktım tam diger basamagı çıkacakken ayaz bilegimi kavradı.

"Hey nereye gidiyosun kahvaltı yapıcaz." al işte sen gel o kadar iştahımı kapat sonra kahvaltı yapalım de ne kadar basit ya.

"Canım istemiyo hadi git yap sen çayın sogumasın. Hem elektrikler gelmis benim biraz işim var"  hayır tabikide işim yoktu. Benim elektrikle ne işim olabilir kii!

"Hayır sen gelmessen bende kahvaltı yapmam boşa hazırlamışsın yani" ne yani o kadar ugraşı boşuna mı çekmistim.

"Of tamam ayaz bak sırf güzelim omlet çöpe gitmesin diye geliyorum" diyip merdivenleri indim. arkamdan geliyordu. "Vayy omlet ha! Bakıyorum da bu aralar pek hamaratız"

"Ya sorma çok" ikimizde masaya geçmiş tabaklarımızı bişeyler alıyorduk. Benim aklımsa hala CD de kalmıştı. Ne yapıp edip onu izlemem lazımdı. Çünkü artık ayazın neler sakladıgını bilmem lazımdı belki ögrenmem için bir şanstı o CD bana.

"Nehir niye daldın?" ayazın seslenmesiyle silkindim. Sesindeki merakı yok sayarak ona cevap verdim. "Omlet güzel olmuş degil mi?" bian gözlerini gözlerime dikti. Bende hemen gözlerimi kaçırdım. Onun zaman zaman koyulaşan gözlerine daha fazla bakamazdım.

"Aynen çok güzel olmuş ama böyle alışırım ben her sabah kahvaltı isterim" 

"Hiç alışmayın ayaz bey yeni yılın ilk günü diye hazırladım her gün olmaz!"  elindeki çatalı tabagın kenarına sesli bir şekilde bırakıp arkasına yaslandı. Dudaklarını büzmüş bi şekilde bana bakıyordu. Bu hali kahkalarla gülmeme sebep oldu. Hemen konuyu degistirerek işe getirdim. "Ayaz ofise gitmeyecek miyiz bugun?" hemen kendini düzeltti ve kalhvaltısına devam etti. "Bana kalsa hiç gitmeyecegim ama iş beklemez" gözlerimi dikmiş şaşkınlıkla ona bakıyordum. Bu şaşkınla "senin kadar tembel birisinin nasıl olurda bu kadar büyük bir şirketi olur şaşıyorum" sözleri döküldü agzımdan. Ciddi anlamda boş bogazın tekiyim. Kelimeler daha düşünmeden agzımdan çıkıyordu. Bundan artık kendim bile rahatsız oluyordum.

"Tembel olsam o şirket nasıl o kadar büyüsün. sanırım bunu düşünemediniz küçük hanım" bu çocuk beni çok küçümser oldu. "tabikide düşündüm benim merak ettigim de o zaten. O şirketi senin kurdugundan ve senin bu şekilde büyüttügünden emin degilim." dedim alayla. Sanırım alay etmemden rahatsız olmuştu. Ama niyeki?

"Çok konuşuyosun nehir kahvaltını bitirdiysen hazırlan da çıkalım"  sesi keyifsiz ve seviyeli çıkmıştı. Bende üstelemeden kahvaltımı bıraktım. Sürüklenircesine odaya gidiyordum. Bian durdum ve arkamı dönerek tekrar mutfaga ilerledim. Bu sıralar ayaza nasıl davranacagımı kestiremiyordum. Aklıma benden sakladıkları geldi benimde keyfim kaçmıştı dogrusu. O CD de ne var? Bunu bian önce ögrenmem lazım. Ayazın sakladıklarını ögrenmem lazım..

Yanımda kalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin