21.Bölüm"Gerçekler"

103 4 0
                                    

Analatacaklarını duymaya hazır mıydım gerçekten? Duymak istiyor muydum nedenini? Ne olacaksa olsun artık.. bir yola girdim ve geri dönmeyeceğim. Bu güne kadar bütün işlerimi yarım bıraktım bunu bırakmayacağım.

İçeri girdiğimizden beri sadece oturmakla meşgulüz. Her seferinde ağzını konuşacakmış gibi açıyor ancak bir kelime bile söylemeden geri kapatıyor. Zaman ilerledikçe bu hareketi canımı sıkmaya başlamıştı ve ilk konuşmaya kendim başlamaya karar verdim. Gayet sert bi şekilde hemde!

"Sana açıklaman için bir şans veriyorum, sende bu şansı susarak çok iyi kullanıyorsun!"

"Şey... Aslında nasıl başlayacağıma karar veremiyorum. Normalde bunun hep hayalini kurardım ama bu şekilde öğrenmen benim hayalimin bile akıl edemeyeceği derecede."

" Eğer ben böyle öğrenmeseydim bana ne zaman söylemeyi planlıyordun taşkın?"

"Senden bi umut görene kadar nehir... O ufacık bir umuta o kadar ihtiyacım vardı ki.."

Söylediği her kelime, bu konu hakkında biraz daha merak uyandırıyordu içimde. Korkuyorum... herşeyi anlatacak ve gideceğim. Onu bırakıcağım... Nasıl yapabilirim? Sevdiğim adamı nasıl terkedebilirim? Evet seviyorum bunu artık aklımda ve kalbimde kesinleştirdim.
Ama ben yağızı değil, ayazı seviyorum... Evet evet kesinlikle öyle!

" En başından başlayacağım. Hatırlıyor musun nehir, biz hep üç kişi oynardık, Birbirimizin herşeyini bilirdik, yaralarımızı birbirimiz sarardık. Mahallede bir çocuk sana 'çirkin' demişti, Sende ağlayarak bizim yanımıza koşmuştun. Bizde Atılla 'sen bizim dünyalar güzelimizsin' diyip sana sarılmıştık. Sonra sen beni itip sadece Atıla sarılmıştın. Dışlandığımı hep bilirdim zaten, anlardım. Ama yine yanınızda olmaya çalışırdım. Bir süre sonra siz çıkmaya başladınız. Ben... ben dayanamadım nehir. Sana her 'meleğim' deyişiyle benim içim acırdı. Çünkü ben diyemiyordum. Sonra seninle benim aramıza duvar ördü. bilerek yaptı pislik. Sen benimle onun yüzünden aylarca konuşmadın. Ben aylarca sizi dışardan izleyerek imrendim. Atılla bu yüzden kavga ettik hatta, kafama taş atmıştı. Dikiş izleri hala yerinde duruyor. izlere her baktığımda aklıma sen geliyordun. Sonra iyiki de yapmışım bu kavgayı diyordum. Neden? Çünkü sana değerdi.
Bir sabah bir kalkıyorum gitmişsin. Bana hiç haber vermeden. Kaç senelik arkadaşını bir hiçe sayarak gitmişsin. Neden peki? Yine atıl yüzünden. Güya benden kıskanıyormuş seni. Ama sen gittikten sonra bana ne dedi biliyor musun? 'Bir kız için aramızı bozmayalım.' O hemen pes etti. Seni bırakmaya önceden razıymış gibi hiç çaba sarfetmeden hayatına devam etti. Ben ne yaptım biliyor musun nehir ?
'sevdiğim kızı tekrar bulacağım' diyerek büyüdüm. İçimde hep seni bulacağıma dair bir umut vardı. Ben o umuta yaslanıp bu yaşıma geldim. Hakkında herşeyi öğrendim.

Yağız olarak hayatına girmek istemedim. Korktum... bana Atılı sorarsın onun yanına gidersin diye korktum. Tek amacım seninde beni sevmendi. Benim seni sevdiğim gibi.. vazgeçilmezin olmak istedim. Ama bunu yaparken seni yıprattım.
Özür dilerim seni seviyorum..."

Ne ile dile dökülebilir hislerim. Ne diyebilirim, hiç birşey. Ağzıma teker teker gelen sıcak tuzlu şeyi umursamadan ağlamaya devam ettim. Hıçkıra hıçkıra...

Şuan 'yağız taşkın beni seviyooooo' diye bağırıp halay felan çekmem gerekiyordu sanırım. Yaptığıma bakın ağlıyorum. Peki neden? Beni seviyor diye mi? Hayır. Ona yaptıklarımız yüzünden mi? Hayır. Hayatında ben hep varmışım gibi yaşamasından mı? Hayır. Gerçekleri öğrendiğim için mi? Koca bir HAYIR!

Ben sevdiğim adamı sırf şu inatçı gurur yüzünden, hemde o da beni seviyorken terkedeceğim için ağlıyorum. Unutabilirim evet!

Hıçkırıklarım yavaş yavaş iç çekmeye dönerken bende Yağıza döndüm. Ağlıyordu! Gözünden düşen her bir yaş içimi paramparça ediyordu. O bunu haketmiyor. Ben onu haketmiyorum. Yavaşça ayaga kalkıp aslında en başında yapmak istediğim şeyi yaptım. Gidip ona sarıldım. Hiç bırakmak istemiyor gibi öyle bir sardı ki beni. Şimdi ikimizde aglıyorduk.

Ne kadar süre böyle kaldığımızı bilmiyorum ama ağlamaya bırakmıştık. Her ne kadar istemesem de artık buna bir son verip geri çekildim.

"Özür dilerim ama yapamam" diyerek ayaga kalktım ve çantamı alıp koşarak evden çıktım. Koşmayı bırakmadım. Bahçe kapısından çıkarken atıl arkamdan bağırmıştı. Hala bekliyor mu bu allah aşkına? Umursamadan koşmaya devam ettim. Koştum.. koştum.. nefesim kesilene kadar koştum. Bunun sonu olmadığını bilerek bir ağacın dibine çöktüm.

Onu yaralamıştım en başından.. yarasını sarmak  yerine yeni yaralar açıyorum.. O bunu haketmiyor. Onun sevgisini haketmiyorum.

Özür dilerim sevgilim seni seviyorum..




Yanımda kalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin