Selam. Bölüm atmayalı çok uzun bir süre oldu. Fark ettim ki kitap okunuyor ama oylar çok az. Sanırım ki wattpadde kitap yazanların en büyük sorunu gelen oylar ve yorumlar. Benim yorumlarda herhangi bir sorunum yok. Siz nasıl ben yeni bölüm atınca seviniyorsanız bende siz hikayeme oy verince seviniyorum. Bölümü beğendiyseniz lütfen oy vermeyi unutmayın. 🙏🏻❤
"Gençler yetmez mi?" abimin sözüyle ayrıldık. Percy kızarmıştı. "Gitmek ister misiniz? Yoksa kalalım mı?" diye sordu Adrian. "Gidelim bence." dedim.
"Benim için fark etmez." dedi Lily.
"Sonuç olarak?"
"Gitmiyoruz." Tüm yüzler abime döndü. "Ne? 1 haftadır köpek gibi istediklerinizi yapıyorum. Şimdi benim istediğim olacak."
"Ağğ." Bir an önce uyumak istiyordum çünkü başım çatlayacak gibiydi. Nedense bir an aklıma rüyamda gördüğüm adam geldi. 'Yeni başlıyoruz Chase.'
"Annabeth?" Percy kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Sen iyi misin?"
"Evet. Yani sanırım."
"Anlatmak istersen her zaman buradayım." elmacık kemiğimi öptü.
"Dışarı çıkalım mı biraz?"
Gülümsedi. "Nasıl istersen."
Dışarı çıktığımızda biraz ürperdim. "Percy." Kaşlarını kaldırdı. "Sana anlatmam gereken bir şey var."
Yaklaşık beş dakika Percy ile rüyam hakkında konuştuk. "Tamam da niye sen? Hayır yani niye ben değil?"
"Bilmem. Belki bana takıntısı vardır."
"Haklısın güzel kızlara takıntısı olabilir." Söylediği karşısında hafif tebessüm ettim.
"Takıntısının bununla ilgili olduğunu düşünmüyorum ama her neyse. Peki sence bunu abimle konuşmalı mıyım?"
Kafasını bir aşşağıya bir yukarıya salladı. "Yanii bence konuşsan iyi olur."
"Pekala bu sonraya kalabilir. Mesela şimdi konumuz sen, ben ve dudaklarımız olabilir. Ne dersin?"
"Hmm. Bence de mükemmel bir konu." Percy gülümseyerek beni duvarla arasına aldı.
Dakikalar birbirlerini kovalarken Percy ve ben sadece anın tadını çıkartıyorduk. Percy'nin her öpücüğü ile sorhoş olan ben ve beni asla öpmekten vazgeçemeyecek Percy... Gördüğüm kabus beynimin derinliklerine uçmuştu bile.
Ellerimi Percy'nin yanaklarına koydum. Burunlarımız birbirine değiyor, nefeslerimiz birbirlerine karışıyordu. "En büyük korkum seni kaybetmek Annabeth. Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki."
"Seni seviyorum. Seni tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum."
Alnıma narin bir öpücük bıraktı ve kafamı boyun boşluğuna koydu.Abimlerin yanına gittiğimizde saat on ikiye çeyrek vardı. "Gitsek mi artık acaba?" diye sordum.
"Gidelim Edward." dedi Adrian.
"Pekala." dedi abim. "Hadi yürüyün bakalım."
Otele vardığımızda kafamdaki tek soru Percy'nin nerede kalacağıydı. Abimi bir kenara çekip bu soruyu ona sordum.
"Merak etme bir tanem ben her şeyi hallettim." Yanağımdan makas aldı.
Percy'nin başka odada kalıyor olması beni üzmüştü doğrusu. Ama yinede yanımdaydı.
Percy beni kolunun altına aldı. "Yorgun musun?"
"Hayır." Aslında yorgundum ama bir planı var gibiydi. Ve bunu bozmak istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Hunters (Percabeth)
Fanfiction*seriye bağlı bir hikâye değildir* Çığlık attı. Sanırım mutluluktandı. Gülümsedim. "Sen..sen ciddisin değil mi?" *Öncelikle Annabeth, Percy, Magnus ve diğerleri melez DEĞİL. *Magnus annesini kaybettikten sonra Annabeth'ler ile birlikte yaşamaya ba...