Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kuzey ve İpek Sayıner'i yemekte görmek aralarından su sızmadığını bir kez daha gösterdi. Bartın Güvener ve Asya Sayıner'in varlığını da unutmamak gerek tabiki. -kartanesi"
Kalabalık masada güzel haberi vermek için sabırsızlanan genç adam yerinde duramıyordu. Cemre bir ay önce hamileliğini öğrenmiş olsa da hala kimseye söylememiş ve Kaya'ya da söyletmemişti. Karısının bu isteğine karşı çıkmayan Kaya bu güzel akşamda herkese bu haberi duyurmaya kararlıydı. Aradan geçen bir ayda çok şey olmuştu. Ada sade bir nikahla evlenirken, ablası İpek evlenmiş, tıpkı kişiliği gibi iddialı bir düğün ile herkesi büyülemişti. Cemre'nin bulantıları başlamış ve Kaya onu yormamak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmıştı. Yakında aşerecekti genç kadın. Kaya o zamanları dört gözle bekliyordu.
Tabi Kaya'nın ve diğerlerinin bilmediği bir şey daha vardı. Asya iki haftalık hamileydi. Kuzey sonunda amacına ulaşmış ve yeşil gözlü Asya'sını hamile bırakmıştı. Asya bunu tek başına fark edip akşam yemeğinde kocasına söylemiş ve onun tatlı öpücüklerinin saldırısına uğramıştı. Bu haberi vermek için tüm ailenin toplandığı güzel bir yemekten daha iyi ne olabilirdi ki? Fark etmeselerde iki kardeşte aynı şeyi düşünmüştü. Ne garip bir durumdu bu!
"Sevgili ailem size vermem gereken bir müjde var," dedi Kaya gülerek. Meraklı gözler ona döndü. Kaya onay beklercesine karısının ela gözlerine baktı. Cemre minik bir baş onayıyla yanıt verdi ona. "Cemre hamile. Bir buçuk aylık." O kadar keyifliydi ki gözleri gülüyordu. Genç adamın aşık halleri herkesi mutlu ediyordu. Özellikle Demet Sayıner'i.
"Yine mi önce sen? Asya da hamile!" dedi Kuzey gülerek. Yine de Asya onun sesindeki kıskançlığı duyabildi. Bu kıkırdamasına neden oldu. Kocası gerçekten koca bir bebekti.
"Ah. İki torun birden mi?" dedi Demet Sayıner mutluluktan akan yaşlarıyla. Kaya gibi soğuk ve Kuzey gibi sakin birinin baba olacağını duymak harika bir duyguydu. Demet Hanım yaptığı işten gurur duydu. Hem Asya hem de Cemre'yi oğullarıyla evlendirdiği için çok mutluydu. Gülen gözlerle iki güzel gelinine baktı.
"Şimdi bu genç yaşımda iki kere amca mı olacağım?" dedi Yaman şaşkın bir sesle. Mavi gözleri şaşkınken çok berrak ve güzeldi. "Darısı diğer evli çiftlere artık."
Ada ve Çağdaş bunu pek umursamadı. Çünkü ikisi de şimdilik kariyer düşünüyordu. Ama İpek için aynı şey olmadı. Yirmi yedi yaşındaydı genç kadın. Hatta yirmi sekiz olacaktı yakında. Çekici bir kadın olduğu doğruydu ancak biraz daha yaşlanınca bu çekiciliği gidecek ve Bartın gibi tutkulu bir adamı elinde tutacak bir şeyi kalmayacaktı. Bunları düşünen genç kadının nefesi kesildi. İlk kez birini kaybetmekten korktuğunu hissetti. Bu öyle bir duyguydu ki insanın içine sıkıntı ve yorgunluk veriyordu. İçini yaşlandırıyordu bu duygu.
İpek yavaşça kocasının elini tuttu. Bunu kimse fark etmedi bile. Bartın genç kadını gülerek süzdü ve yemeğine döndü.vYine de biliyordu İpek. Aşk sadece çekicilik ya da tutku değildi. Çok daha derin bir duyguydu. Çok daha anlamlı bir yoğunluk. Yazın deniz kenarındaki bir şehir gibiydi aşk. Onun nemi kadar yoğun, denizi kadar ferahlatıcı, güneşi kadar kavurucu bir duygu. Böyleydi.
