Yatağa dökülen kara saçları güzel yüzünde oluşan tebessüm ile güne merhaba dedi Lorin. Güneş ışıkları gözünün içine süzülürken istemeye istemeye gözlerini açmış yatakta doğrulmuştu. Esnerken gözleri duvardaki saate takıldı. Henüz altıydı. Niye bu kadar erken uyanmıştı bilmiyordu. Rüyasında aşık olduğu adamı görüyordu oysaki !
Mor pijama takımı ile çok tatlı görünüyordu. Bileğindeki tokayla saçını arkadan bağlarken odasından çıkıp lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra dişlerini fırçalayıp işini bitirdi. Hala tam kendine gelememişti. Ayağını süre süre odasına giderken dolabının önüne geldi. Uzun zümrüt yeşili bir elbise seçip giyindi. Saçlarına prize taktığı maşa ile dalgalar verirken hafif bir makyaj yaptı. Aynada son kez görünümüne bakıp odasından çıkıp mutfağa girdi. Çayı demlemek için üst raftan çaydanlığı çıkarırken içeri giren ablası ile gülümsedi.
"Günaydın abla" dedi neşe ile.
Sırma yüzündeki zoraki tebessüm ile konuştu.
"Günaydın canım"
Perdeyi çekip pencereyi açarken buzdolabına yöneldi. Sucuklu yumurta için dört tane yumurta çıkarırken Lorin tepsiye gereken şeyleri koyuyordu.
"Konuştun mu Şahin ağabey ile ?"
Lorin merakla ablasına dönerken Sırma aklına gelen dün gece ile gözlerini devirdi.
"Konuştum" dedi.
Lorin "Eee ne diyor?" diye sordu ardından.
Sırma elindeki bıçağı bırakıp ağlamaktan kızaran gözleri ile kardeşine döndü.
"Beni sevdiğini söylüyor. Ama ailesine de sırtını dönemezmiş. Bir çaresini bulacakmış mış mış" dedi bıkkınlıkla.
Lorin ablasının omzuna dokunup "Üzme bu kadar kendini. Bak gözlerin ne hale gelmiş. Değer mi?" diye sordu.
Sırma kafasını olumsuz bir şekilde sallayıp" Bana evleneceğimize dair o kadar umut verdi ki... Canım yanıyor Lorin. Başka biri ile evlenmesi düşüncesi kalbimi acıtıyor. Elimde değil "dedi gözlerinden akan yaşı silerken.
Lorin ablasına sıkıca sarılıp" Her şey yoluna girecek "diye fısıldadı.
Sırma" Girmek zorunda Lorin. Zira nasıl benim canım yandıysa aynı şekilde onun da canını yakarım"dedi öfke ile.
Lorin ablasının öfke dolu sesi ile korkup kaşlarını çatsada ses etmeyip sırtını sıvazlamaya devam etti.
Şeyhanlı konağı da kahvaltı sofrasına oturmuş sohbet eşliğinde karınlarını doyuruyorlardı. İsmail Ağa en başa oturmuş yüzündeki tebessüm ile ailesine bakıyordu.
Zişan Hanım ise heyecandan yerinde duramıyordu. Dün gece gözüne uyku girmemişti. Sırma için bir an önce harekete geçmek istiyordu.
Nazlı annesinin gülümseyerek karşısındaki duvara bakması ile önce duvara baktı. Farklı bir şey olmadığını görünce annesine döndü.
"Hayırdır Zişan Sultan ? Bu mutluluğunun sebebi nedir?" diye sordu.
Nazlı'nın sesi ile tüm gözler Zişan Hanım' a dönerken Zişan Hanım kendini toparlayıp "Sağlığım, huzurum yerinde. Tabi ki mutlu olacağım. Özel bir nedeni yoktur" dedi gözlerini kaçırarak.
Fırat "Allah daha iyi etsin anacım" dedi ayağa kalkarken.
Zişan Hanım iç çekip "Amin oğlum. Amin" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilemma (TÖRE)
Ficción GeneralŞeyhanlı, Dağdelen ve Karasoy aşiretlerinin etrafında gerçekleşecek olaylar bir o yana bir bu yana savuracaktı onları. Aşkın ihtirasına kapılıp yapmayacakları şeyler yapacak olmadıkları kişiliklere bürüneceklerdi. Gözlerinin önüne inen perde kor olu...