Mutsuzluğa Mahkum (7.Bölüm)

2.6K 222 123
                                    

Keyifli Okumalar...

Alaz'ın telefonu kapatmaması üzerine Carla Hanım ve İrem hala bekliyordu. Sonra o ses duyuldu. Çarpma ve parçalanma sesi...

''Alaz!'' İrem bağırdığında Carla Hanım konuşamıyordu. Boynundaki haç kolyesini çıkarıp öpüp, dualar etmeye başladı yaratıcıya.

''Anne gidelim... Gidelim yanına.'' İrem ayağa kalkıp yaşlı kadını da sürüklemeye başladı. Arabaya atladığında önce Serdar'ı aradı. Serdar hem itfaiyeye hem de ambulansa haber verdikten sonra hızla kazanın olduğu yere doğru yola çıktı. İrem aynı zamanda doktor arkadaşı Leyla'yı arayıp oraya çağırdı.

Yarım saatin sonunda kazanın olduğu yere ulaşmışlardı. Ama gördükleri daha çok yıkılmalarına neden oldu...

Araba ateşler içinde yanıyordu... Arkasından yüksek sesli bir patlama gerçekleşti...

~~~~~

Yarım Saat Önce

Alaz yere çakıldıktan sonra ayılıp etrafına bakındı. Bir kez daha sağlam bir araba aldığı için kendi ile gurur duydu. Ne kadar ölmese de her an araba alev alabilirdi.

Arabanın içinde ceketini bulup koluna sardı. Yan cama vurmayı düşündü ama oradan geçemeyeceğini hızla anladı. Daha sonra biraz çatlamış olan ön cama vurmaya başladı. Kısa süre sonra cam tuzla buz olurken yavaşça kemerini açmayı denedi. Ama kemer sıkışmıştı.

''Hay sikicem kemerini ya. Taksak ayrı takmasak ayrı.'' Torpido gözüne ulaşıp makası aldığında kemeri kesmeyi başardı. Yavaşça yerinden doğrulmaya niyetlenirken bacağına saplanan camın son anda farkına vardı.

''Bi bu eksikti zaten. Allah'ım madem ölmedim ve şanslı günümdeyim en azından bu kolay yolla olsaydı.'' Bacağının acısını kısa süre unutmak zorunda kalarak hızla doğrulup ön camdan kendini attı.

~~~~~

Herkes, Alaz'ın aşağıya uçtuğu viraja geldiğinde etrafa bakındı ama bir şey göremediler. Sonra aşağıya bakıp patlamayı görünce kısa bir sessizlik oldu.

''İrem arabaya binin aşağıya iniyoruz.'' Şoktan ilk çıkan Serdar oldu. Buraya kadar çıkarak boşa zaman kaybetmişlerdi. Alaz yine yapmıştı yapacağını. Ölürken bile uğraştırmaktan vazgeçmemişti ona göre.

Herkes arabalarına atlayıp patlama alanına inmeye başladılar. Aşağıya ulaştıklarına itfaiye zaten az kalan alevleri söndürdükten sonra içeriye baktıklarında ceset bulamadıklarını söylediler. Kimse ne yapacağını bilemez haldeyken ağaçların arasından bir ses duyuldu.

''Sonunda gelebildiniz be! Ölsek helvamı yemeye anca yetişeceksiniz!'' İrem sesin sahibinin kim olduğunu adı gibi biliyordu. O önde diğerleri arkada sesin geldiği yöne koştular.

''Alaz!'' İrem yarı sevinç yarı korku ile bağırdı. Sevinmesinin nedeni çok açıktı. Sevdiğini yeni anladığı adamı kaybetmemişti. Ama korkmasının nedeni, yüzü kan içinde ve vücudunun çeşitli yerlerinde cam parçaları vardı. Hızla koşup ağaca yaslanan Alaz'ın yanına çöktü.

''Adımı biliyordum zaten cadı bağırmana gerek yok.'' Alaz kesik kesik konuşurken gülmeyi ihmal etmemişti.

''Şu durumdayken bile gıcıksın ya pes Alaz.''

''Yanlış kişiye çattın bir kere güzelim.''

''Çok acıyor mu?'' Cam parçası saplanan göğsüne elini götürdüğünde yüzünü buruşturdu. Onun da canı yanıyordu sanki.

Ateşli Mutfak |ASKIDA|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin