Arabada selin ve ben arkada oturuyorduk. Arkadaşımın sevgilisi bana kaş göz yapıyordu. Hafifçe gülümsemekten kendimi alıkoyamadım. Selin bana bakmıştı. Sanki güldüm diye o da gülmemeye çalışır gibiydi.
"Uçağın gece 3 'te miydi Selin? " diye sormuştu kuzeni.
"Evet" demişti Selin yüzündeki ciddi ifadeyi sürdürüyordu. Hesapta biz hep beraber gezecektik. Ama sanırım niyet bize son olarak güzel bir şeyler yaşatmak. Deniz kenarında bir kahvaltı yerinde arabayı park etmişti kuzeni.
"Burada bekleyin. Kahvaltı saatlerine bakıp geleceğiz. İnşallah kaçırmamışızdır." demişti kuzeni ve arkadaşımla dışarı çıkmıştı. Selin kapıyı açmış tam çıkacakken kolundan tutmuştum. Hafif tereddütlü bir halde neden böyle davrandığıma anlam veremiyordum. Selin kapıyı kapatmış kuzeni ise kapının kapanmasına bakarak gülümsemişti. Gözlerime bakıyordu sürekli Selin. Ben ona baktıkça gözlerimi zor da olsa yana kaydırıyordum.
" Yeter artık saçmalıklarından bıktım. Görmüyorsun değil mi çaba mı? " diye bağırmıştı. Ben irkmiştim ona bakıyor ve dediklerini dinliyordum. "Neden böyle yapıyorsun? Neden kendinden kaçıyorsun? Sadist misin? kendi ruhuna acı çektiriyorsun...Şimdi çıkıyorum bu arabadan bir daha görmezsin beni rahat ol. " demişti gözlerindeki öfke ruhumu daraltıyordu. Ona bakmaya devam ettikçe içim eriyordu gözlerine. Dudaklarına yanaştıkça nefesi kesiliyordu çünkü beni arzuluyordu. Yavaşça dudağından öptüm. Kiraz gibi bir tadı vardı. Bir öpücük kondurduktan sonra o bana yanaşıp hafifçe öpmüştü. Dudaklarımızdaki tat bizi birbirimize çekiyordu. Ama o benden bir adım atmamı bekliyordu. Sanırım ortada kalmak istemiyordu. Yüzünü ellerimle kavramıştım. Sonra yavaşça saçlarının arasında parmaklarımı gezdirmeye başladım. Gözlerini kapatıp hazzı en derinden yaşıyordu bebeğim.
"Öp artık " demişti. Dudakları titriyor vücudunu ateş basıyordu.
Dudağına yaklaşıp uzun uzun öpmeye başladım. Selin hafiften mırıldanmaya başlamıştı. Onu öptükçe saçlarında bir yandan ellerimi gezdiriyor bir yandan kiraz tadı olan dudaklarını dudaklarımın arasından çıkarmıyordum. Alt dudağını uzatıp emmeye başladım. Bir anda beni arabanın koltuğuna uzatıp bacaklarımı açmıştı. Bacaklarımın arasından üstüme uzanmıştı.
" Dilini çıkarır mısın hayatım? " demesi ve bunu dile getirmesi beni dört köşe etmişti bu sefer. Dilimi ağzına alıp alıp çıkarıyordu. Hazdan gözlerimi kapatıp ona teslim olmuştum. Nefesini boynumda hissediyordum. Boynumu emiyordu ve kendimden geçtiğimi gördükçe daha uzun...daha yavaş ve tadını çıkarıyordu. Dayanamayıp boynundan emmeye başladım. Mırıldanıyor ve ikimiz de ateşler içindeydik. Yumuşak boynunu dudaklarımın arasından çıkarmıyordum.
" Nerede bunlar? Arabada yoklar." demişti arkadaşım. Aman Tanrım! Hemen toparlanmazsak basılacağız bu halde. Selin hemen üstümden kalkıp etrafa bakmıştı.
" Yoklar galiba kahvaltı yerindeler " demişti ve bana bakıp gülümsemişti.
"Hayır gitmemiz gerek " demiştim.
Bana bakıp yanıma uzanmıştı. Arabayı içerden kilitleyip üstünü çıkarmaya başladı. Vücuduna dokunmaya başlamıştım. Göğüslerini..
Lanet olsun.. Arıyor arkadaşım..
Telefonu yanıtladım .."tamam geliyoruz " demiştim. Meğer kahvaltıyı sölemişler bizi bekliyorlarmış.
Kahvaltı yerine gittik. Birbirimize bakıp bakıp gülümsüyorduk... Elimi tutuyordu ve yanımda olup elimi tutması bana güç veriyordu. Hoşuma gidiyordu her şekilde.
"Ben Selin'i çok seviyorum." demiştim. Selin hem şaşkın hem de gözleri gülümseyerek bana bakıyordu. " Ben de seni seviyorum aşkım " demişti. Uzun zamandır kimseden aşkım kelimesini duymuyordum. Ama şuan söleyen kişi benim için daha önemliydi.
Selin' in telefonu çalmıştı ansızın. Bakmayacak mıydı? Telefonu panikle sessize almıştı.
"Kim o? " diye sormuştum.
"Arkadaşım arayan kişi. Şuan konuşmanın lüzumu yok. Güzel dakikalar geçiriyoruz " demişti.
Dediğine tabi ki inanmadım. Belki kendi kendime şüphe içine giriyordum. Bir de öteki türlü ihtimal var..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Feneri (g×g)
RomanceBen gökyüzü sen ise papatyamsın.Maviliğime seni dağıttım.Biliyormusun? En sevimsiz yenı uyanmış halimle, gozlerım kapalı seni izliyorum? Nasıl mı? hissederek.