Bölüm Bir

32.4K 1.2K 1.4K
                                    

Bölüm şarkısı: Eurielle - City Of Dead

Buraya başladığınız tarihi yazarsanız çok sevinirim ♡

Sabahın ilk ışıkları genç adamın yüzünü yakarcasına vururken gözlerini ovuşturarak açtı. Her yeri yanıyordu. Vücudu cayır cayır yanıyordu. Artık alıştığı yanma hissiyle yatağından kalkıp duşa girdi. Suyu en soğuğa ayarlarken tek istediği yanma hissinden kurtulmaktı.

Bir kaç aydır her kalktığında vücudu yanıyor kanı kaynarcasına ısınıyor ve titriyordu. Evin karanlık olmasını sevmezdi bu yüzden perdeler hep açık olurdu. Fakat Güneş ışığı üzerine vurdukça böyle olmaktan da bıkmıştı. Artık ciddi ciddi Güneşe alerjisi olduğunu düşünüyordu.

Duştan çıkıp üstüne rahat siyah bir eşofman ve siyah T-shirt geçirdikten sonra kulaklığını ve telefonunu alıp evden çıktı. Her sabah site içerisinde mutlaka yürüyüşe çıkardı. 18 yaşına girmesine sadece bir kaç ay kalmasına rağmen oldukça sıskaydı. En azından atletik görünmek istiyordu.

Site içerisinde tek başına yaşayan tek kişi oydu . Buradaki herkes şehirden uzak kalmak isteyen küçük çocuklu aileler ya da emekliye ayrılmış evli ihtiyarlardı. Dedesi öldükten sonra kendisine kalan mirası ile burayı almış ve ömrünün sonuna kadar burda ormanın içinde rahat rahat yaşamayı amaçlıyordu.

Yürüyüş parkında yola koyuldu. En az 10 kilometre koşmayı amaç edinmişti kendine. Buda sitenin ormana kaybolan kısmına gidip gelmeye tekabül ediyordu. Daha önce bu kadar yürümemişti. Her gün hedeflerini arttırarak yürüyordu. Daha önce sitenin ormana açılan kısmına da gitmemişti. Ürkütücüydü. Evet site korunaklıydı burada karşısına tavşan, sincap ya da kuş çıkardı ama ormanın karanlığı dipsiz kuyuyu andıran derinliği onu hep ürkütürdü.

Bugün ise heyecanlıydı çünkü oraya gidecekti. İçine girmese bile en azından hedefine bir adım daha yaklaştığını düşünüyordu. Korksa da orada onu çeken şeylerin olduğunu hep hissediyordu.

***
Kan, ter içinde kalmıştı. Artık ormana gitmek değil kesinlikle evine geri dönüp televizyon karşısında pineklemek istiyordu. İçindeki his de cabasıydı. Oraya giderse her şeyin değişeceğini ve onu hiçte iyi şeylerin beklemediğin haykırıyordu.

Asla hedefinden dönmeyen biriydi. Sitenin ucuna kadar koşup geri dönmeliydi ve zaten az kalmıştı. Sitenin ucuna ulaşmıştı. Korkutucu orman tüm ihtişamıyla karşısında dikiliyor ve onu alıp yutmak, içine hapsetmek istiyordu. Yutkundu. Deli gibi ürküyordu. Beş dakika boyunca sadece dikildi. Sadece ormana bakarak dikildi.

Artık cesaretini toplayıp geri dönmeye başladı. Yeteri kadar dinlenmişti ve eve gidip duş almak istiyordu.

Çok kısa bir süre belki 100 belki 200 metre koştuktan sonra çok yakınından neredeyse ensesinden gelen hırlama sesiyle donakaldı. Tüm hücreleri ayağa kalkmış, vücudundaki tüm tüyleri diken diken olmuştu. Çok korkuyordu. İçindeki his kaçmasını, uzaklaşmasını istiyordu. Arkasında ne olduğunu bile bilmiyordu. Fakat ne olduğunu anlaması fazla uzun sürmedi.

Yavaş yavaş arkasına döndü. Devasa büyüklükte simsiyah bir kurt kırmızı gözlerini dikmiş ve ona bakıyordu. En az 2 metreydi. Gözlerindeki korkusuz, asi tavır onu kendime getirmişti. Bu kurt şu an onu burda parçalasa kimsenin haberi olmazdı.

Sinirleri boşalmış, öylece kalakalmıştı. Düşündü. İçindeki yakarış zihnine ulaştı. "Tanrım ben ne yapacağım?"

Bölüm sonu.

◀️🌙▶️

Gerçekten ne yaptığımı bilmiyorum. İlk defa bir fic yazıyorum ve aşırı heyecanlıyım. Nasıl bir şey olduğu konusunda bir fikrim yok sadece gece gece gelen çılgınlıkla 430 kelimelik bir giriş bölümü yazdım.

Bir kaç açıklama yapmalıyım. Kitap fantastik, Omegaverse olacak ama vampirler de olacak. Biraz tuhaf bir kurgu olacak öyle söyleyeyim. Umarım batırmam.

Her neyse, umarım gerçekten seversiniz daha ilk olduğu için gelen tecrübesizliği eminim ki diğer bölümlerde atacağım.

Kendinize iyi bakınn♡💫

WHO AM I? | TaeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin