Bölüm Beş

8.6K 711 113
                                    

Bölüm şarkısı: Taylor Swift - Red

❝Yavaş adımlarla odasından çıktı. Evden geldiği gibi balkon kapısından çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutmadı. Sessiz adımlarla bahçeden de çıktı ve evin önünden ayrıldı.❞

Bir güne daha uykusuz, rahatsız ve sinirli uyanan Taehyung düşünceliydi. Bir kaç gündür okulu asıyordu ve bu hiç hoş bir durum oluşturmuyordu. Okula gitmesi gerekiyordu ama son günlerde canı nedensiz bir şekilde öyle sıkkındı ki, sebebini kendisi de bilmiyordu. Içinde daima kendisine yön veren hisleri vardı. Altıncı hissi diyordu buna. Ancak son günlerde bu his daha da bir kendini belli ediyor bazen kendisini kontrol altına alıyordu.

Yerinden kalkarak elini yüzünü yıkamaya gitti. Daha sonra okul üniformasını giyip aşağı indi. Kahve içecek vakti yoktu yine geç uyanmıştı bu yüzden hızlıca çantasını alarak ayakkabılarını giyerek evden çıktı.

Yolun yarısına geldiğinde kulaklıklarını almayı unuttuğunu fark etti. Geç kalmıştı geri dönemezdi "Cehennem gibi bir gün bekliyor beni anlaşılan" diye mırıldandı ve bıkkınca nefesini verdi ardından doğruca yoluna devam ederek okula ulaştı.

Okul bahçesi boştu çünkü herkes derse girmişti. Gerginleşti. İlk derse girerse öğretmenden bayağı azar yiyeceğinin farkındaydı. Bu yüzden adımlarının doğrultusunu kantine yönlendirdi. Bir kahve alıp masalardan birine oturdu. Kantinin arka kapısı dışarı açılıyordu ve o taraf boydan boya camdı. Bu yüzden rahatlıkla dışarıyı seyredebiliyordu.

Sakince kahvesini yudumlarken aynı zamanda zihninde odacık oluşturmuş düşüncelerini tek tek ziyaret ediyordu. Sürekli aynı şeyleri düşünüyordu ama gerçekten birkaç aydır hiç iyi şeyler olmuyordu. Sabahları Güneş üzerine vurunca teni yanıyor, bazen ise Güneş'e çıkınca teni parlıyordu. Bazen sıcacık odada vücudunun her bir hücresi titriyor battaniyeler içinde üşüyor, bazense duşta soğuk suyu vücudundan dökerken yanıyordu. Kendi vücudunun kontrolünü kaybediyor kendini engelleyemeyerek istemediği şeyler yapıyordu. Şu ana kadar yaptığı hareketler sorun oluşturmasa da eğer dur demezse başına bela geleceğinin farkındaydı. İç çekerek nefesini bıraktı. Kendisinde ne olduğunu araştırmalıydı. Hissettikleri normal şeyler değildi. Bir doktora gitse kendisini doğrudan psikoloğa yönlendireceğine emindi. Bu yüzden nasıl araştırması gerektiğini de bilmiyordu.

Saatine baktı zilin çalmasına yaklaşık beş dakika kalmıştı. Yerinden kalkarak kahve içtiği plastik bardağı çöp kutusuna attı ve arka kapıdan bahçeye çıktı. Yerdeki yaprakların ayakları altında çatır çatır ezilmesine bayılıyordu. Kendisinde özgürmüş hissi uyandırıyordu. Bahçeyi turladı. Normal bir okul bahçesiydi. Ön tarafta basketbol ve futbol sahaları arka tarafta iste banklar ve çardaklar vardı. Tabii birde bankların yanında dikilen büyük kavak ve söğüt ağaçları muhteşem bir görüntü katıyordu bahçeye.

Zil çaldığında yavaşça ön kapıdan okula tekrar girerek sınıfına çıktı. En arkada, cam kenarındaki sırasına çantasını koyarak kendiside yanında yerini aldı. Başını sıraya yaslayarak uyuma pozisyonu aldı. Ne de olsa kulaklığını getirmemişti ve her zaman ki gibi ders dinlemeyecekti.

***

Taehyung uyandığında öğle arasına sadece birkaç dakika kalmıştı. Zamanlamasına güldü. Zilin çalmasını bekledi ve çalar çalmaz kantine indi. Acıkmıştı ve yiyecek hiçbir şey canı çekmiyordu. Ama hisleri bir şey yemezse her an düşüp bayılabileceğini kendisine telkin ediyordu. Kantin sırasına giderek bir tost aldı kendine. Kahvede alacaktı fakat çok fazla kahve içiyordu ve bunu durdurmalıydı. Masalardan birine geçerek oturdu ve hızlıca tostunu yedi. Tekrar kalkarken başı dönmüştü ve sendelemişti. Anlam verememişti. Açlıktan dese daha yeni yemek yemişti.

WHO AM I? | TaeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin