Bölüm Dört

9.4K 798 237
                                    

Bölüm şarkısı: Selena Gomez - My Dilemma

❝O gece Taehyung kendini güvensizliğin içinde güvene bırakarak uykuya daldı.❞

Yerinden gerinerek kalktı Taehyung. Kendini çok yorgun hissediyordu. Sanki uyurken üstünden binlerce kırkayak geçmiş ve hepsi tırnaklarını tenine batırmış gibi. Ayaklarını yataktan sallandırdı. Dışardan kuş cıvıltıları, köpek havlamaları, kedi miyavlamaları geliyordu.

Yataktan kalkıp siyah terliklerini ayağına geçirerek aşağı indi. Mutfağa girip kahve makinesine kahve koyarken aklında sadece dünkü yağmurun altındaki adam vardı.

Adamdan korkmuştu ama içinde biriken güven duygusuna da engel olamamıştı. Son birkaç gündür kendisine ve verdiği tepkilere şaşırıyordu.

Aniden boynuna saplanan ağrı ile duraksadı. Daha önce yaşamadığı felaket bir ağrıydı. Kanının içinde ısınarak boynuna toplandığını hissediyordu. Kafası ağırlaşmıştı. Öyle ki kımıldayamıyordu bile. Sakince adım atmaya çalıştı ve mutfak sandalyesine oturmayı denedi.

Ellerini boynuna koyarak masaj yapmaya çalıştı ama boynu çok sıcaktı, dokunamıyordu bile. Başını mutfak masasına koydu ve sertçe yutkundu. Hissettiği yüksek şiddetli ağrıları artık kaldıramıyordu. Son birkaç aydır sürekli oluyordu ve bu ağrılar bünyesini feci sarsıyordu. Ağrı kesildiğinde bile toparlanması en az iki-üç saatini alıyordu. Şu an tek istediği sıcacık yatağına geri dönebilmekti.

Kahve makinesinden gelen sesler ile ayağa kalkarak kahve kupasını aldı ve kahvesini doldurdu. Yavaşça yürüyerek bahçeye çıktı. Bahçe sanki önceki gün yağmur yağmamış gibi kuruydu. Verandadaki koltuk takımına giderek koltuğa oturdu. Başını kaldırdı yukarıda ışınlarını huzurla yeryüzüne indiren güneşe baktı. Dünün fırtınalı, yağmurlu havasının tam tersi bugün güneşli ve sakin bir hava vardı.

Rahatlayarak kahvesini yudumladı. Sabah kahvaltı yapmak yerine hep kahve içmeyi tercih ederdi. Böylelikle daha zinde oluyordu ve midesi alıştığı için sıkıntı olmuyordu.

Kuş cıvıltıları tekrar kulaklarını doldurdu. Tebessüm ederek yavaşça yerinden kalktı ve bahçeyi turlamaya başladı. Ağaçların arasında gezerken uzun zamandır ilk defa bu kadar huzurlu hissettiğini fark etti. Kuş seslerine karışan ayaklarının altına ezilen yaprak hışırtıları Sonbaharın en güzel temsilcisiydi. Birkaç hafta sonra ise ağaçlar tamamen soyunacak ve onların çıplaklığını kar tanelerini örtecekti. Gülümsedi Taehyung. Gülümsemesi etrafındaki hayvanları, altında ezilen yaprakları, geride kalan evi, etraftaki insanları kıskandıracak nitelikteydi. O gülümseyince insanlar yeryüzüne ait olmayan temizlikte bir meleğin dudaklarının iki yakasına öpücük kondurduğunu düşünürdü. Çok saf ve masum bir gülümsemeydi onun ki. Dünyadaki tüm kötülüğü silip atacakmış gibi gülümserdi. Dudaklarından kıkırtı döküldüğünde ise Cennete ait bir melodi döküldü sanılırdı. O çok güzeldi. Bir erkeğe ait olamayacak güzellikteydi.

Taehyung kendi güzelliğinin farkında olmayan kendisinin normal sanan birisiydi. Halbüki onun yüzünü, ondaki güzelliği, kusursuzluğu gören her insan onun normal olmadığını anlardı. Bu yüz bir insana ait olamayacak kadar kusursuzdu.

Yavaşça eve geri döndü. Bahçeden içeri girip bahçe kapısını kapattı. Güneş tenini yakmamıştı ama aşırı uykusu gelmişti. Kendisine hakim olamıyor gözleri kapanıyordu. Daha fazla kendisini zorlamaması gerektiğine karar vererek yukarı odasına çıkıp kendini yatağa attı.

***

Genç adam dışarı çıkıp verandada kahve içen genci izliyordu. Onu sevemiyordu. Elinden özgürlüğünü almıştı. Ama bu onun çok temiz, saf ve masum olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Onu her gördüğünde verdiği tepkiler çok masumdu.

Taehyung yavaşça yerinden kalkıp bahçede turlarken adam da gizlice onu takip ediyordu. Çok naif yürüyor ve yaprakları bile incitmekten korkuyormuş gibi duruyordu. Gerçekten diye düşündü. 'Gerçekten bu o mu?' sorusu anlamsızdı evet oydu. Ama olması gereken kişiden çok farklıydı. Çocuğun teninin yanmadığını fark etti. Normalde yanması gerekiyordu fakat bunun yerine teni parlıyordu. Afalladı. Neden böyle olduğunu düşündü ama bir anlam veremedi.

Jungkook çocuğu izlemeye devam ederken gülümsediğini gördü. O çok güzel gülümsüyordu. Jungkook onun gülüşünde duraksadı. Gözlerini hareket ettiremiyordu. Bu çocuk bu Dünyaya ait olamazdı. O çok güzeldi. Kendisinden beklenmeyecek kadar güzel. Bir kızdan bile daha güzel esmer teni, çekik ama iri kahverengi gözleri, gözlerini çerçeveleyen ahenk ile dizilmiş kirpikleri, kirpiklerinin üstüne gözlerine ev sahipliği yapan uyumlu kaşları, kaşının hemen yanındaki beni, iri biçimli dudakları, keskin çene hattı, düzgün burnu, burnunun ucundaki beni. O kesinlikle çok güzeldi. Jungkook onun kusursuzluğuna büyüleniyordu.

Çocuk adımlarını eve doğru çevirmişti. Jungkook'da onu takip etti. Çocuğun onu fark etmemesi çok tuhaftı. Çok dalgındı. Eve girip balkon kapısını kapattı ama kilitlemeyi unuttu. Jungkook yaptığı salaklığa güldü. Kendisi olmasa çocuğun başına iki-üç günde bir şey geleceği çok netti.

Taehyung yukarı çıkarken balkon kapısının önünde durdu ve bekledi. Yukarıdan bir süre ses gelmeyince yavaşça kapıyı araladı ve eve girdi. Aslında bunu yapmaması gerekiyordu yakalanma ihtimali vardı ama kendisine engel olamamıştı. Mutfakta bir süre oyalandıktan sonra yavaş ve sessiz adımlarla merdivenleri çıkmaya başladı.

Yukarı çıktığında direkt karşısındaki odadan gelen çocuğun kokusuyla duraksadı. Kokusu çok netti ve çok hoştu. Odasının kapısının önüne oturdu ve orada öylece kokusunu solumaya başladı. Kokusu ona hatırlamadığı geçmişini andırıyordu. Sanki hayatının çoğu zamanında bu kokuyla berabermiş, ona bağımlıymış gibiydi. Kokuyu tekrar bulunca ise anlamlandıramadığı duygular hissetmişti. Koşulsuz bağlılık gibi.

Jungkook, Taehyung'un odasının kapısının önünden kalktı. Yavaşça kapıyı aralayarak içeri girdi. Arkası dönük derin derin nefesler alıp vererek uyuyordu. Çok masum bir güzelliği olduğunu tekrar tekrar farketti. Onun yanındayken bunu sürekli tekrardan farkedeceğini biliyordu. Rahat uyuyup uyumadığını kontrol etti. Üstünün açık kısmını örtüp yastığını düzeltti ve yavaş adımlarla odasından çıktı. Evden geldiği gibi balkon kapısından çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutmadı. Sessiz adımlarla bahçeden de çıktı ve evin önünden ayrıldı.

Bölüm sonu.

◀️🌙▶️

Bu bölüm benim için güzel feels sebebiydi. Çok sakindi ama yakında yavaş yavaş bir şeyler olacakkk ehehehehe

Yine gecenin 01.30'unda bölüm yayımlamaktan pişman değilim.

Kendinize iyi bakınn ♥️💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendinize iyi bakınn ♥️💫

WHO AM I? | TaeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin