"Komplo yok kardeşim herşey Amerikan hükümetinin açıkladığı şekilde cereyan etti’ diyenlere gıcıklık için Bin Ladin’ hikayesinden bir demet komplo teorisi...
11 Eylül saldırısından 2,5 ay sonra 30 Kasım 2001 akşam saatlerinde çoğu Arap 10 – 15 kadar atlı, Afganistan’ın Tora Bora olarak bilinen geniş dağlık bölgesindeki Han-ı Miraceddin adlı köye geldi. Köylülerin ifadelerine göre bu atlılardan biri de Usame Bin Ladin’di.
Amerikalıların Tora Bora Savaşı dediği operasyon ve bombalamaların bütün hızıyla sürdüğü günlerdi. Bütün bölge sık sık Amerikan jetlerinin ve bombalarının sesiyle inliyordu. Bin Ladin, adamlarıyla bir arkadışıyla buluşmak için köye gelmişti. Akşam yemeği yediler, atlarının bakımını yaptılar. Bin Ladin’in ‘halk’ tarafından son kez görüldüğü gün olarak kayıtlara geçti. Ve geceyarısı civarı, geldikleri yönden köyden çıkıp gittiler. Ya da rivayet bu yönde.
Çünkü 4 saat sonra köy Amerikan bombalarıyla dümdüz oldu. Amerikalı gazeteci Dexter Filkins, köye birkaç hafta sonra ulaşan ilk Batılılardan biriydi: ‘’Tamamen harabe bir manzaranın haricinde tahta mezar taşları olan 46 mezarla karşılaştım. Ailesinden 6 kişi bombardmanda ölen Sahar Gul adlı bir köylü, ‘herşey bitti’ diye ağlıyordu. Han-ı Miraceddin Köyü, daha sonra olacakları sembolize eden bir metafor oldu adeta. Amerikalılar, 11 Eylül’ün bütün öfkesiyle ve çoğu zaman iyiniyetli operasyonlarını bile gölgeleyen büyük bir cehaletle hareket ediyorlardı.’’
Filkins, cehalet dedi de... Birkaç gündür her fırsat bulduğumda Amerikan haber sitelerinde, Ladin’in öldürülmesiyle ilgili okuyucu yorumlarını okuyorum. Yeryüzünün en enformatik toplumunun içler acısı hali, küremiz hakkında en iyimserimizin bile inancında şüphe kraterleri açacak boyutta. Tutucu haber sitelerinden bahsetmiyorum bile... Huffington Post gibi güya ‘’liberal (solcu)’’ damgalı sitelerde bile cehalet, önyargı, nefret, ırkçılık, dinsel fanatizm oluk oluk akıyor.
Bıraksanız, bu okuyucular Pakistan’a girdi girecekler. Nasıl olurmuş da, ‘’Pakistan istihbaratı ve devleti Ladin’in 6 yıl burunlarının dibinde yaşadığından habersiz olabilirmiş...’’ Kesinlikle resmi açıklamaya inanmıyorlar.
‘’Bunların hepsi yalancı. Amerika, Pakistan devletine yalanlarının hesabını sormalı’’ diye, sanki hiç ayna görmemiş pespaye bir kanaat yankı yapıyor sitelerde.
Biz buna ‘’komplo teorisi’’ diyoruz. Yani, ‘gerçekliği ispatlanamayan varsayım’.
Sadece mahlas isimlerle yazan okuyucularla sınırlı değil tabii kii.. Kendilerini bildim bileli sürekli ‘komplo teorisyenlerinden’ yakınan Amerikalı yetkililer ve ana akım medya da, her konuda olduğu gibi bu konuda da çifte standart sahibi.
Bugünlerde ağzını açan her Amerikalı yetkili de, devletin kanatlarından birine yakın her köşe borazanı da, ‘’Ladin’in Pakistan başkentine bu kadar yakın mesafede desteksiz yaşaması mümkün değil. Mutlaka var bunda bir iş. Hesabı sorulmalı.’’ söylemini dile getiriyor.
Hemen belirteyim, bu iddiaya kesinlikle katılıyorum. Bence de, sadece hakkındaki ihbara 25 milyon dolar ödül konan, kürenin en meşhur adamı Bin Ladin, onca sağlık sorunuyla beraber eğer söylenen evde, kimseye yakalanmadan bu kadar uzun yaşayabildiyse hakkaten var bir iş... Akıllı her adamın böyle bir işte bir ‘komplo’ olduğunu düşünmesi normal. Gelgelim, neden kürenin geri kalanının, ABD’nin resmi Ladin hikayesinin tuhaflıklarına şüphe duymasına gocunuluyor onu anlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlluminati 2: Tarih ve Siyaset
Non-FictionSiyaset, tarihin yazılmasında büyük rol oynar. Bu yüzden tarih ile siyaseti aynı kefende tutmak yanlış değildir. Bende buna dayanarak, tarihde bilinen bazı siyasi olayları sizinle paylaşacağım.