İtalya'nın batısında, Fransa sınırına yakın bir bölgede bulunan Torino, ülkenin dördüncü büyük kenti olması yanında, bir endüstri merkezi olarak da biliniyor. Ancak kentin belki de başka önemli özelliklerinden birisi, Hristiyanlar için bir ziyaret merkezi olması. Çünkü 300'ü aşkin bir yıldır, tarihe “Torino Kefeni” olarak geçen bir dini 'emanet' bu kentte bulunuyor.
Bu 'emanet'in bulunduğu yer ise, “Vaftizci Yahya”ya adandığı söylenen Torino Katedrali. Hristiyanları bu kente çeken 'emanet' de, İsa'nın çarmıhta ölmesinden sonra, gömülmeden önce sarıldığı iddia edilen 'kefen'. Ancak bu 'kefen', öyle basit, ama manevi değeri olan bir bez parçası değil. Çünkü, iddia edildiğine göre, İsa, bu kefene sarılınca, bedeninin şekli mucizevi bir biçimde kefene işlenmiş; öyle ki İsa'nın yüz hatları bile kefende görülebiliyor.
Katolik Ansiklopedisi'nin otantikliği konusunda hiç bir şüpheye yer olmadığını ifade ettiği Torino Kefeni'nde İsa'nın yüz ve vücut hatlarının nasıl göründüğüne ve bunun Leonardo'yla be ilişkisi olduğuna dair açıklamalarımıza geçmeden önce, kefenin özellikleri ile tarihi konusunda kısa bazı bilgiler vermekte fayda var. 1.1 metre eninde ve 4.4 metre boyunda olan Torino Kefeni, yaklaşık 1.75 metre boyunda, sakallı, çıplak ve elleriyle uyluklarını örtmüş bir insanın 'görüntüsü'nü içeriyor. Geçmiş yıllarda kefen ziyaret edilebilirken, 1997'de geçirdiği bir yangın neticesi artık bu mümkün değil. 11 Nisan 1997'de, İtalya'nın “taçsız kralı” Gianni Agnelli, dönemin İtalya Dışişleri Bakanı Lamberto Dini ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın hazır bulunduğu bir 'heyet' tarafından ziyaret edildkten sonra başlayan bir yangın, yetkililerin açıklamalarına göre, kefene zarar vermediyse de sıkı koruma altına alınmasına neden oldu. Katedralde çıkan yangına, merkezi Torino'da olduğu zannedilen, Kızıl Tugaylar'ın devamı niteliğindeki bir anarşist grubun sabatojının sebep olduğu zannediliyor. Bir iddia da, İtalya'da hala gizli olarak faaliyetlerini sürdüren bazı 'pagan' grupların, ziyareti vesile ederek, Torino Kefeni'ni yakmak için katedralde yangın çıkardıkları şeklinde.
Tarihte kefenin varlığına dair bir çok söylenti olmasına rağmen, varlığına dair ilk tarihi kayıtlar, ondördüncü yüzyıla kadar geri gidiyor. Dolayısıyla, önceki tarihi karanlıkta kalsa da ve buna dair bir takım rivayetler ve hatta efsaneler anlatılsa da, Torino Kefeni en azından 600 yüz küsür senedir biliniyor. Kimileri, ilk kez orta Fransa'da ortaya çıkan kefenin daha önceki tarihine dair herhangi bir kayıt olmamasını, onun otantik olmadığının bir kanıtı olduğunu iddia ediyor. Ancak, Ortadoks Hristiyanlar tarafından “Mandylion” diye de anılan, “Urfa resmi” (“Image of Edessa”) denilen, üzerinde İsa'nın resmi bulunduğu iddia edilen bir kutsal kalıntının varlığına dair söylentilerle Torino Kefeni arasında ilişkiler de kuruluyor.
Muhtemelen Türkçedeki “mendil” kelimesinden türeyen bu “Mandylion” hakkındaki iddialar, onun 525 yılında bir su baskınından sonra ortaya çıktığı yönünde. “Mendil”in kökeni konusunda anlatılan bir efsane mevcut. Rivayete göre, merkezi Urfa'da bulunan Osroene Krallarından Abgar Ukomo, İsa'dan haberdar olunca onu Urfa'ya davet ediyor. Ancak İsa, Urfa'ya gidemeyeceğini ifade ederek yüzünü sildiği mendili kendisini davet eden heyete sunuyor. Urfa'yı da kutsuyor. Ancak, İsa'nın yüzünün siması, mucizevi bir biçimde mendilin üzerine çıkıyor. Abgar Ukomo'nun krallığının ise, Hristiyanlığı dünyada resmi din olarak kabul eden ilk krallık olduğu söyleniyor. Hristiyanların günümüzde bile Urfa'ya “Kutsanmış Şehir” (“The Blessed City”) demelerinin arkasında, bu “mendil” söylencesi yatmaktadır.
“Mendil”e daha sonra ne olduğunu dair bir çok rivayet anlatılmaktadır. Bu rivayetlerden birisinde, Emeviler döneminde Urfa Müslümanlar’ın eline geçince, mendil de Müslümanların eline geçer. Ancak,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlluminati 2: Tarih ve Siyaset
Non-FictionSiyaset, tarihin yazılmasında büyük rol oynar. Bu yüzden tarih ile siyaseti aynı kefende tutmak yanlış değildir. Bende buna dayanarak, tarihde bilinen bazı siyasi olayları sizinle paylaşacağım.