IŞID terör örgütünün Musul’u işgali ile patlak veren kaos Irak ve Suriye’ nin üçe bölünmesi senaryolarını yeniden gündeme getirse de, Irak’ ın kuzeyinde diğer bölgelerde yaşanan kaostan uzak yeni bir döneme giriliyor.
1927’de Kerkük bölgesinde keşfedilen petrol rezervleri 1948’ e kadar dışarıya ihraç ediliyordu. Ancak Arap-İsrail savaşının ve Irak’ın güneyinde keşfedilen yeni petrol rezervleri daha kolay ihraç etme imkanı sağlayınca Irak’ın kuzeyi uzun bir süre petrol konusunda ikinci plana düştü.
Dünyada artan enerji ihtiyacı ve Kuzey Irak bölgesinin göreli olarak istikrarlı bir yapıya dönüşmeye başlaması 2000’li yıllarla birlikte büyük petrol şirketlerinin ilgisini tekrar bu bölgeye çekti. Bölgeye yatırım yapmayı düşünen petrol şirketlerinin Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ ni muhattap alması Bağdat’ı rahatsız etse de, aradaki gerginlik bölgede yeni enerji kaynaklarının keşfini sekteye uğratmamıştı. 2007 yılının sonunda Kürdistan Bölgesel Yönetimi, yirmi civarında uluslararası firma ile enerji konularında antlaşma imzaladığını duyurmuştu. Irak Anayasasına göre petrol gelirlerinin yalnızca yüzde 17’ si Kürtlere, geri kalanı merkezi hükümete bırakılacağı belirtilmişti. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi de söz konusu antlaşmaları Irak anayasasına uygun olarak yapmıştı.
Yüzde 17’lik payı yeteli görmeyip ekonomik gelirini arttırmayı amaçlayan Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Merkezi hükümeti karşısına almayı göz önüne alarak çeşitli uluslararası büyük petrol şirketleri ile görüşmelere başlamıştı ancak bölgeden çıkarılacak petrolün ihracı için Bağdat hükümetine bağlı olduklarından kısa vadede bu düşünce hayata geçirelemedi. Bu noktadan sonra bu düşüncenin hayata geçirilmesi için Türkiye ile yakınlaşma çabasına girildi.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ nin Doğal Kaynaklar Bakanı Ashti Hawrami’ nin ilk işi Erbil’ e Petrol ve doğalgaz konusunda Bağdat’tan bağımsız bir şekilde hareket imkanı veren yasayı 6 Ağustos 2007’ de Kürt parlementosundan geçirmek oldu. Ancak tek başına yasa petrol firmalarının bu bölgedeki çekimserliğini kıramazdı, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin somut adımlar atması gerekiyordu.
Bütün bunlarla birlikte 2009’ da Türkiye sınırına yakın Şekhan’ da keşfedilen petrol rezervi bir dönüm noktası oldu. Kekkükteki rezervin 7-10 milyar varil iken Şekhan’da keşfedilen rezervin 12,4-15 milyar varil kapasitesinde oldugu düşünülürse durumun ciddiyeti daha net anlaşılabilir. Bu keşiften sonra ExxonMobil, Chevron, Gazprom ve Total gibi büyük firmalar 2011 ve 2012 de Erbi ile çeşitli antlaşmalar imzaladılar.
2009 yılından sonra Türkiye’ nin gerek Bağdat’taki Merkezi Hükümetle ilişkilerinin gerginleşmesi ve Kuzey Irak’ın Türkiye sınırına yakın bölgesinde bulunan büyük petrol rezervleri Erbil-Ankara ilişkilerini maddi zemine oturtan dinamik işevi gördü.
Türkiye’ nin gittikçe artan enerji ihtiyacını görmek için çok fazla araştırma yapamaya gerek bile yok. IMF verilerine göre 2000 yılında 226 milyar dolar olan Gayrisafi Milli Hasıla, 2012 yılında 794 Milyar dolara çıkmış. 2001 yılında 16 milyar metreküp olan doğalgaz tüketimi 2011 yılında 46,3 metreküpe kadar yükselmiştir. Enerji ihtiyacını karşılaması adına bu yakınlaşma gayet makul bir seçenek oldu.
2009 yılında Dışışleri bakanı Davutoğlu’ nun, Kuzey Irak’ a yaptığı ziyaret sırasında Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında Davutoğlu “Türkiye’nin Erbil için Batı’ya açılan bir köprü, Erbil’in de Türkiye’nin körfez bölgesine açılan kapısı...” olabileceğini vurgulaması bu yakınlaşmanın maddi zeminini anlamamıza yetiyor.
2012’ den itibaren, Türk kökenli Genel Energy Plc başta olmak üzere diğer şirketler Kerkük-Yumurtalık boru hattı yerie Kuzey Irak ve Türkiye arasında doğrudan bir boru hattı inşa edilmesi için lobi faaliyeti yapmaya başladı. 21 Mayıs 2012’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ ın Erbil’ e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Türkiye ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasında doğrudan bir boru hattının inşa edileceği açıklandı. Bölgenin Tabii Kaynaklar Bakanı Ashti Hawrami Ağustos 2013'te yapılacak yeni bir boru hattıyla petrolü yurtdışına taşıyacaklarını açıkladı.
2014’ ün başlarında Bağdat’ ın ikna olmamasına rağmen, Kürdistan Bölgesel Yönetimi petrolünün Türkiye’ye aktığı ve Ceyhan’da depolandığı gazetelerde yer aldı. Tükiye şu anda en yüksek ham petrol tedarikini yaklaşık 6 Milyon tonla Irak’tan yapıyor.
Sonuç olarak, bir kaç soru sormamız gerekecek. Türkiye ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasında güçlenen ilişki, Maliki yönetiminin tavrını nasıl etkileyecek? Maliki yönetiminin bölgedeki terörist gruplara göz yumması tesadüf olabilir mi? Enerji politikasını başarıyla sürdüren Türkiye üzerinde içeride ve dışarıda oynanan oyunlar tesadüf olabilir mi? Kuzey Irak’ ın petrol satışı üzerinden elde edeceği geliri Halkbankası’ nda tutacagını açıklamasının ardından Halkbankası üzerinde oynanan oyunlar tesadüf olabilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlluminati 2: Tarih ve Siyaset
Non-FictionSiyaset, tarihin yazılmasında büyük rol oynar. Bu yüzden tarih ile siyaseti aynı kefende tutmak yanlış değildir. Bende buna dayanarak, tarihde bilinen bazı siyasi olayları sizinle paylaşacağım.