Burak
Gözlerini kaçırırken bıyık altından fısıldadı.
''Nasılsın?''
''İyi.'' dedim ben de onu taklit ederken. Gözlerimi masadaki çilekli süte dikip iç çektim. Ellerini masanın üstünde bağladığında bacağımı sallamaya başladım.
''İyi değilsin.'' dedi dudaklarını kemirirken.
''Hep en başa dönmekten çok sıkıldım. Sorup durma o zaman. Bir şey yaptığın mı var kötü olmama? Yoksa sus ve otur.''
''Ben sadece dün gece söylediklerini düşündüm. Çok umursamaz duruyorum konuyla alakalı biliyorum ama senden farkım yok.'' Aslında bunu hissediyordum ama kestiremiyordum. O Yusuf'tu işte, hiçbir zaman tam olarak anlayamamıştım onu. Kafamı salladım ve sütümden bir yudum almak için kutuyu avuçladım. Bu sırada kafamı kaldırmış ve karşıdan gelen Can'ı fark etmiştim.
''Can geliyor. Sonra konuşuruz.'' dediğimde kafa sallamak ile yetindi ve elleri ile oynamaya başladı. Telefonumdan gelen ses ile masanın üstündeki telefonumu avuçlayıp herhangi bir hocaya yakalanmadığım için şükretmiştim. Hızla gelen mesajı kontrol ettim. Bilinmeyen numarayı gördüğümde kaşlarımı çatıp mesajı okudum.
0543****: Burak o geceyle ilgili her detayı biliyorum da, siz neden o gece oradaydınız? Yani planlı bir cinayet değildi, değil mi?
İçtiğim süt boğazımda kalırken Can'ın çoktan masaya geldiğini ve Yusuf'la konuşmaya başladığını anca fark etmiştim.
''Yavaş iç oğlum şunu.'' Toparlandığımda mesajı secreenshots alıp direkt Yusuf'a atmıştım. Telefonundan gelen bildirim sesi ile Can'dan ayrılıp mesajı okuduğunda o da benden farksızdı.
*flashback - Olay Gecesi*
"Sadece spor salonundaki soyunma odasına gel. Uzatma işte Yusuf." Telefonu kapatırken titreyen nefesine aldırış etmeden nasıl bu kadar net konuştuğunu düşündü. Ellerini buz gibi olan odada ısınmak için bacaklarına sürttü. Bu gece onunla konuşup içindekileri kusmak istiyordu.
"Söyleyeceksin ve bitecek." dedi kendi kendine. "Ona tüm gerçekleri anlatacaksın. Can'ın yaptıklarını öncelikli olarak."
"Ne yapmış Can?" Gelen gür ses ile oturduğu sandalyede sıçramış ve hemen sesin geldiği yöne gözlerini dikmişti.
"H-hiç." dedi anlık olarak kaçan cesareti ile. Her seferinde böyle oluyordu işte, son anda geri tepiyordu her şey.
"Burak sen benimle kolay kolay konuşmazsın, söyle işte." Israrlı bakışları ve kalkık kaşları ile ona doğru yaklaşırken rahatlamak için konuyu biraz saptırmayı düşündü.
"Sen ne ara geldin?" diye mırıldandı. Çocuk tam olarak penceren sızan bahçe lambasının ışığının vurduğu yerde durmuş onu tepeden izliyordu.
"İlerideki sahildeydim zaten, bu tarafa doğru yürüyordum."
"Tesadüfe bak." dedi sanki bilmiyormuş gibi. Yusuf'un her gece oraya gittiğini adı gibi iyi biliyordu.
"Sadede gel Burak. Can ne yapmış?" Kaçamayacağı ve muhtemelen cevaplamadan çıkamayacağı bu soru karşısında kafasındaki bilgileri tarttı. Söylemesi gereken iki önemli şey vardı. Birisi Can ve Yusuf'un ilişkisini etkileyecekken, diğeri ise tüm okuldaki olayların seyrini değiştirebilirdi. Seslice nefesini çekti içine.
Önce Yusuf'a hakkı olanı anlatmalıyım, diye düşündü ve ayağa kalktı. Gri ışık artık onun yüzüne de vuruyordu. Pürüzsüz yüze bir iki adım kala durdu.
"Can..." dedi bunu söylemenin verdiği zorluk ile. "Can seni aldattı." dedi bir çırpıda. Karşısındaki gözlerde anlık olarak bir hayal kırıklığı gördüğüne yemin edebilirdi. Sonrasında ise koca bir boşluğa dönmüştü gözleri, her zamanki gibi.
"Olabilir." Omuzlarını silkerek konuştuğunda Burak şaşkınca ona baktı.
"Nasıl yani?" dedi ellerini iki yanında açarken. "Siz sevgilisiniz." dedi kaşlarını çatarak.
"Can ile neden birlikte olduğumu herkes biliyor Burak. Şimdi onu terk etmemi mi bekliyorsun?" Hayal kırıklığı ile ona bakarken aklından geçen bir düzine küfürden birini ağzından kaçırdı. "Haklısın, sırf ilgi ve alaka için bedenini pazarlamandan başka bir şey bekleyemem."
"Haddini aşıyorsun."
"Ben? Haddimi aşıyorum? Altı üstü buna göz yummak istemedim." Gitgide sesleri yükselirken ortamdaki sinir katsayısı gittikçe artıyordu.
"Sen mi beni Can'dan koruyacaksın? Kimsin ki sen Burak?"
"Ben kimim öyle mi? Asıl o Can kim biliyor musun sen?"
"Kimmiş?" dedi meydan okurcasına Yusuf.
"O Can var ya o Can, yardım etmiş o şeref-" Dışarıdan gelen ani gürültü ile bölünen konuşmaları ile ikisi de korkarak geri çekildi. Yusuf cılız bir sesle "Kim var orada?" derken gecelerinin bu kadar kötü geçeceğini asla tahmin edemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maktul • boy×boy
Novela JuvenilBekliyordum. Çünkü her katil olay mahalline geri dönerdi, dönmeliydi.