{4}

147 40 97
                                    

Kolumu yanıma uzatarak yanımda olmasını dilediğim kişiye sarılmaya çalıştım ama yatağın boş yüzeyine çarpan kolum, hiçbir şeyin istediğim gibi olmayacağını bana hatırlattı. İçimdeki buruk his yüzünden istemsizce gözlerimi araladım. 'Yalnızsın,' dedim kendime. 'Aslına bakarsan hep yalnızdın.'

Boğucu bir sessizliğin eve yayıldığını düşünürken içeriden gelen müzik sesine kulak kabarttım. Gitmemişti, buradaydı. Küçük bir gülümseme yüzüme peydah olurken çizgifilm figürlü panduflarımı ayağıma geçirip ayağa kalktım. Odanın kapısına yaklaştıkça hüzünlü müziğin sesi kulaklarıma daha çok doluyordu. İlk başta ona seslenerek içeri girmeyi düşünsem de, bundan rahatsız olacağını düşündüğüm için bundan hemencecik vazgeçmiştim.

Fazla ses çıkartmamaya özen göstererek kapıyı açtım ve müziğin kaynağına doğru ilerlemeye başladım. Yeni uyandığımdan dolayı vücudumda bir ağırlık vardı. Sanki bacaklarım gitmemi istemiyordu da o yüzden yüzlerce kilo gibi geliyordu bana. Ayaklarımı yerde sürükleyerek yürümeye devam ederken gözlerimi de ovuşturdum. Uyanmak çok zordu.

Salonun hafif aralık kapısından kafamı uzattım ve ne yaptığına bakmaya çalıştım. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Televizyondan açtığı hüzünlü şarkının sebebini anlamasam da aralık kapıyı kendimin geçebileceği kadar araladım ve ustaca süzülerek içeri girdim. O anda salonun ortasında tıpkı bir yıldız gibi parlayan bedenini gördüm. Adımlarım sekteye uğradı.

Sırtı bana dönüktü. Önündeki sehpaya doğru eğilmişti ve elindeki şeyi inceliyordu. Onu her gördüğümde olduğu gibi yine kalp atışlarımın hızlandığını hissettim ve onu rahatsız etmemeye çalışarak sessiz ama derin bir nefes aldım. Tam o anda kaşlarım istemsizce çatıldı. Sigara içiyordu. Havaya kalkan elinden yükselen dumanı gördüğümde yanına gidip eline vurarak ona engel olmak istedim ama önce bu halinin sebebini çözmeliydim.

Sigarasını içine çektikten sonra başını havaya kaldırıp dumanı havaya üfledi. Gülümsemem yavaş yavaş solmaya başlarken pijamamın yaka kısmını kaldırarak burnumu ve ağzımı kapattım. Sigara kokusu beni hasta ettiği için evde sigara içmeyeceğini söylerdi her zaman. Öyleyse şimdi neden içiyordu?

Başını tekrar indirdiğinde meraklı tavırlarıma engel olamadan ona doğru küçük bir adım attım. Belki de çalan şarkının etkisiyle, onu olduğundan daha hüzünlü görüyordum. Neden bu şarkıyı tekrar tekrar dinlediğini, neden sigara içtiğini sormayı çok istiyordum ama o burada olduğumun farkında bile değildi.

Diri tutmaya çalıştığım gülümsememle ona doğru küçük bir adım daha attım. Sigarasını içmeye devam ederken diğer eline de aldığı içki bardağı gülümsememi tamamen soldurmuştu. Neler döndüğünü anlayamıyordum. Sigarayı tuttuğu elinin bileğiyle gözlerini temizledi. Parmaklarının arasında duran izmariti bile kıskanacağımı düşünmezdim ama şu an öylesine buhranlı bir ruh haline sahiptim ki o izmaritten nefret etmiştim.

Ona iyice yaklaşmak için küçük bir adım daha attım. Önünde duran içki şişesine yaslanmış olan telefonun ekranına baktığımda gerçekleri idrak edemeden aceleci bir tavırla kendimi geri çektim ve arkamda duran masaya gürültüyle çarptım.

Yaşlarla ıslanmış gözleri omzunun üstünden bana döndüğünde elindeki sigarayı hızlıca söndürdü ve tekrar bana döndü. Her ne kadar hasta olacağımı bilsem de pijamamın yakasını indirdim ve ona bakmaya devam ettim. Gözlerim dolmuştu. Bana en azından bunu yapmamasını dilemiştim. En azından bu kadar ileri gitmemeliydi.

"Adal," dedi yüzündeki yaşları temizlerken. "Ne arıyorsun burada?" Çatık kaşlarım daha fazla çatıldı. "Şaka mı yapıyorsun?" dedim sertçe. "Burası benim de evim değil mi?"

soldan ikinci yıldız✨•peter pan•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin