NOT: Medya ile okuyabilirsiniz
-Gizem'den-
Sizi en çok mutlu eden kişileri hiç üzgün görmek istemezsiniz değil mi? Sanki onları ağlarken görünce kalbini parçalanır, diliniz düğümlenir, kelimeler dilinizin ucuna kadar gelir ama firar edemez ve ne yapacağınızı şaşırırsınız. Şu an o zaman dilimlerinden birini yaşıyordum. Ve ne yapmam gerektiğini ya da ne söylemem gerektiğini hiç bilmiyordum. Berk'in neden ağladığını bile bilmiyordum. Boş olan koridora baktıktan sonra ben de yere oturdum. Elimden tek gelen şey sarılmaktı. Kollarımı sıkıca sardım Berk'e. Şu an neye üzüldüğünü bilmiyordum ama sarılmak belki daha iyi hissettirir. Berk, başını omzuma koymuş ve ağlamaya devam ediyordu. Onu bu kadar neyin üzdüğünü merak ediyordum ama şu an sormak istemedim. Berk, kafasını kaldırıp dikkatle yüzüme bakmaya başladı. Dayanamayıp "İyi değilsin sanırım? Müdür yardımcısından izin alıp gidelim mi? Son 3 ders boşmuş." dedim. Başıyla onayladı. Müdür yardımcısı izin vermişti. Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Okuldan çıkıp yürümeye başladık. İkimizde konuşmuyorduk.
-Ece'den-
Gizem ve Berk'i okuldan çıkarken görünce hemen abimi aradım. Sanki bunu bekliyor gibi hemen açmıştı.
"Abi, neredesin?"
"Dışarıdayım Ece. Bir şey mi oldu?"
"Berk ve Gizem az önce okuldan çıktılar. Haber vermemi istemiştin. Hatta şu an okulun yakınındaki parka gidiyorlar sanırım."
"Teşekkür ederim Ece. Büyük yardımın dokundu bana. Ödeşiriz sonra."
Telefonu kapatıp kızların yanına gittim. Kaya ve Umut'ta yanımıza gelmişti ve okulda yapılacak 'Yaz Festivali' hakkında konuşmaya başlamıştık.
-Gizem'den-
Berk ile beraber okulun yakınındaki bir kafeye gelmiştik. İkimizde kahve sipariş verdikten sonra konuşmaya başladık.
"Berk neden ağladığını hala anlamadım ve şu an daha iyi misin?"
"İyiyim. Sadece Ege'nin söyledikleri beni sinir etti ve... Ve annemle babamın ölüm yıl dönümü yaklaşıyor."
Ben hastane de annemle ve babamla sarılırken o yüzden gözleri dolmuştu. Aslında her insanın içinde acıları vardı ama dışarıya belli etmiyordu işte.
"Berk sen...sen gerçekten çok güçlüsün. Kaç yıl oldu ailen vefat edeli?"
"2 yıl. Annem, gitarımla şarkı söylememi çok seviyordu. Kendimi geliştirmem için elinden geleni yaptı ve bana asla vazgeçme, asla gitarını bırakma derdi. O yüzden gitarımı çok seviyorum. Ve annem öldüğü zaman 2 aylık hamileydi."
Duyduklarımla gözlerimden bir damla yaş süzülmüştü yanaklarıma. Berk'in hayatı hiç kolay değildi. Annemle babamı kaybetme korkusunu yaşamıştım ve berbat bir histi. Oysaki Berk bu gerçekle her gün yüzleşmek zorunda kalıyordu.
"Gizem, ben bunları ağlaman için söylemiyorum. Geçmişte kaldı bunlar ama geçmedi işte. Bazen aklıma geliyor ve günlerce çıkmıyor ama sonra ailem yaşasaydı üzülmemi istemezdi diyorum ve gülümsemeye çalışıyorum. Senin yaşadıkların hiç kolay değil ama sen de mutlu olmaya çalışıyorsun. Her insanın bir acısı vardır bu dünyada. Acısı olmayan insan yoktur. Ama herkesin acısı kendisine göre zordur. Acılarımıza, dertlerimize zamanla alışırız ama biz alıştıkça daha bir büyüğü eklenir üstüne. Neye üzüleceğimizi şaşırırız."
Haklıydı, çokça haklıydı. Aklıma yaşadıklarım geldi ve yine gözlerim doldu. Şu aralar fazla sulu göz olmuştum sanırım.
"Bugün anne ve baban taburcu olacaktı değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumdaki Yalnızlık
Teen FictionHer insan yalnızlıktan korkmaz mı? Ben de korkuyordum ama yalnız olmak bana iyi de geliyordu. Sakladığım çok şey vardı. Kimseye sırrımı vermezdim ve vermem de. Çünkü bir tek kendime güvenirdim ta ki o zamana kadar. Peki 9 yaşındayken yaşadıklarım k...