Bölüm 3

240 76 13
                                    

Ne kadar şaşırmış olsam da Berk'e bir şey söylemeliydim. Acaba anlatsam mı? diye düşündüm ve anlatmaya karar verdim ama şu an anlatamazdım. Çünkü birazdan zil çalacak eğer başlarsam yarım kalır o yüzden okul çıkışında anlatmaya karar verdim. "Berk çok uzun bir hikayem var eğer dinlemek istiyorsan ve müsaitsen bugün okul çıkışı benle o uçuruma gel sana her şeyi anlatayım" dedim. O da "Tamam" dedi. Daha sonra terasın merdivenlerini yavaş yavaş inmeye başladık. Aklıma kızların Berk hakkında söylediği gelmişti. "Okulun müzik grubunun başkanı mısın?" dedim. Şaşkın gözlerle bana baktı "Evet ama sen nereden biliyorsun ki"   "Bilmiyordum ki kızlar söyledi. Sesin güzel olduğuna göre uçurumda bir şarkını dinlemek isterim. Tabii senin için de uygunsa?" dediğimde "Olur" diyerek teklifimi kabul etti. Sınıfın önüne geldiğimizde zil çaldı ama Deniz ve İlayda hala gelmemişti sınıfa. Berk ve ben geçip sıramıza oturduk. Kızlar da o sıra da sınıfa girdi tabii peşlerinden de Umut ve Kaya girdi. Neden geç kaldıklarını şimdi anlamıştım. Berk'e dönüp "Umut ve Kaya neden Deniz ve İlayda'yla bu kadar çok uğraşıyor ki?" dediğimde o da bana döndü ve "Sanırım seviyorlar ama kızlar onları seviyor mu bilmiyorlar" dediğinde aklıma çok güzel bir fikir gelmişti. "Berk ben bunu onlar için öğrenebilirim. Kızlara sorsam hemen cevabı alırım bu kadar uğraşmalarına gerek kalmaz" dedim o da "Tamam öğlen arasında sor o zaman" dedi. Başımla onu onayladım ve dersi dinlemeye başladım. 

                                                         ^^^^****####&&&&

Öğlen arasında kızlarla beraber arka bahçeye indik. Çok güzel çiçekler vardı, kokuları da çok hoştu. "Kızlar ben bir şey soracağım ama dürüstçe cevap verin olur mu?" dediğimde önce ikisi de anlamamış gözlerle birbirine baktı sonra başlarıyla onayladılar. "Deniz sen Umut'tan, İlayda sen de Kaya'dan hoşlanıyor musun?" dediğimde ikisinin de gözleri pörtledi. Biraz düşündüler sonra Deniz "Nasıl anladın?" dedi "Anlamadım ki sadece onlar sizi seviyor siz de onları seviyor musunuz merak ettim sormak istedim" dedim. "Yani seviyorsunuz kızlar öyle mi? Yoksa ben mi yanlış anladım" dediğimde ikisi de aynı anda "Öyle" dedi. Bunu duyduğuma sevinmiştim. Ben aşka inanmıyordum ama onlar inanıyor ve hatta aşkı yaşıyorlardı sanırım güzel bir duygu. Bir gün ben de sevmeyi deneyeceğim ama doğru kişiyi sevmeyi deneyeceğim. Bugün,  yaşadıklarımı ilk defa birine anlatacağım. İçimde değişik bir his var. "Gizem hadi kalk sınıfa çıkalım" diye bana seslenen Deniz'in sesiyle düşüncelerime veda ettim. Ayağa kalktım ama sınıfa değil de kantine gidecektim. "Kızlar ben çikolatalı süt alıp geliyorum. Bir şey ister misiniz?" diye soru yönelttiğimde ikisi de "Browniii" dedi onlara gülerken kantini adımlamaya devam ettim. Fazla kimse yoktu kantinde. 3 tane browni 1 tane çikolatalı süt alıp sınıfa çıktım. Sırama oturduğumda Berk bana bakıp güldü. Neye güldü ki o şimdi? "Neye gülüyorsun sen sarı kafa" dediğimde "Sana" dedi. "Neden?"   "Lise 3 olduk ve sen hala çikolatalı süt mü içiyorsun?"  "Alışkanlık ya 1.sınıftan beri içiyorum vazgeçemedim" dediğimde gülümsedi ve önüne döndü. Bu çocuk fazla güzel gülüyordu be. Gözlerini saymıyorum bile. Her şeyiyle mükemmel duruyor. İç sesim araya girdi o sırada "Allah sahibine bağışlasın" dedi. "İç sesciğim sen ne diyorsun ya ben sadece inceliyordum çocuğu" dediğimde anında cevap verdi "Tabii canım tabii. Resmen çocuğu gözlerinle yedin" dedi. Bu iç sese de laf yetiştiremiyorum be. "Sus be git başımdan" diye cırladım iç sesime. O sırada öğretmen sınıfa girdi. Ben de iç sesimi boş verip dersi dinlemeye başladım.

                                                       ####****&&&&^^^^

Okul çıkışında Berk'le beraber uçuruma kadar hiç konuşmadan yürüdük. Berk gitarını da getirmişti. Uçuruma gelince ben yine tam ucuna oturdum, Berk'de yanıma oturdu. "Öncelikle aramızda kalacağına kimseye söylemeyeceğine söz vermelisin" dedim. Şaşırdı ama "Tamam, söz veriyorum" dedi. "Bundan 9 yıl önce tam 9 yaşındayım.  Arkadaşlarım ve ben parkta oyun oynuyoruz. Sonra hep beraber arkadaşımın birinin evine gittik. Ben lavaboya gitmek istediğimi söyledim. Lavabo 2. kattaymış. Merdivenleri çıktım lavaboyu ararken yanlışlıkla abisinin odasına girdim abisi beni gördü 'Sen ne kadar şirinsin' dedi ben de 'Teşekkür ederim ben lavaboyu arıyordum da' dedim 'Gel ben götüreyim' dedi ben de kabul ettim o önde ben arka da çıktık odadan birden durdu ben de durdum 'Lavabo burası' dedi ben gideceğini sanıyordum ama gitmedi hatta benimle birlikte o da içeri girdi şaşırmıştım 'Dışarı çıkar mısınız?' dedim ama beni takmadı bile. Sonra bana yaklaşmaya başladı. O yaklaştıkça ben arka arka gitmeye başladım. Daha çok üstüme geldi. Sonra...sonra" ağlamaya başladığım için devamını getiremedim. Berk elini belime koyup okşadı "Anlatmana gerek yok üzülüyorsun sen" dedi "Hayır hayır seni buraya kadar çağırdım anlatacağım" dedim. "Sonra beni taciz etti hatta tecavüz etti" dedim ama artık gözyaşlarım durmuyordu. "İşte bu yüzden geliyorum bu uçuruma. Ölmek için. Ama yapamıyorum. Ailemi, arkadaşlarımı, akrabalarımı bırakamıyorum. Ölemiyorum" deyip sustum. Konuşma sırası ondaydı. Ya beni burada tek bırakıp gidecek nefret edecekti ya da anlayışla karşılayacak ve bana destek olacaktı. "Gizem yaşadıkların hiç kolay şeyler değil ve sen 9 yıldır bununla yaşıyorsun. Ailen biliyor mu?"  "Hayır. Çünkü utanıyorum anlatamam" dedim. O da beni onaylarcasına başını salladı. "Ben bunları yaşadığını tahmin etmemiştim. Çok küçük bir sebepten ölmek istediğini sanıyordum. Sen gerçekten güçlü bir kızsın. Kimseye hiç bir şey belli etmiyorsun. Sevecen, neşeli, enerjik gibi gözüküyorsun herkese oysa içinde kırılmış bir kız çocuğu varmış ama bunu kimse bilmiyor. İnan bana ölmek çözüm değil Gizem. Yaşamalısın herkese inat, her şeye inat. Sen güçlü bir kızsın başarabilirsin yıkılmadan ayakta durabilirsin. 9 yıldır yapıyorsun şimdi de yapmaya devam et lütfen kendine arar verme" dediğinde gülümsedim içimi rahatlatmıştı. "Ölmeyeceğim sarı kafa" dediğimde o da gülümsedi "Şimdi ben de sözümü yerine getireyim ve sana şarkı söyleyeyim mavili" dedi. Gitarını eline aldı ve yavaş yavaş çalmaya başladı. İnanmıyorum en sevdiğim şarkılardan birini çalıyor şu an.

(Berk'in söylediği şarkı)

O şarkıyı söylerken ben de sessizce eşlik etmeye başladım. 

Zaafım varmış ben de senden öğrendim

derken bana baktı. Gözleri ışıl ışıldı. Gün batımında Berk'le beraber şarkı söylemek çok güzeldi. Vakit çok çabuk geçmişti. Gözleri hala bendeydi, ben de ona bakıyordum. Şu çocuğun gözlerinde boğun beni yaa. Böyle güzel bakılmaz ki be sarı kafa. Şarkı bitince gitarını çantasına koydu. Sonra bana döndü "İstersen seni eve bırakayım kızıl kafa" dedi. Şaşırdım. İlk defa bana kızıl kafa dedi. "Olur" dedim. Beraber yürümeye başladık evim yakındı. Yürürken derslerden konuştuk. Evin önüne geldiğimizde "Teşekkür ederim" dedim  "Rica ederim" dedi o da. Annem bahçedeydi. Yanımıza geldi. "Hoş geldin kızım. Bu yakışıklı da kim?" dedi. "Arkadaşım anne adı Berk" dedim. "Merhaba Berk oğlum gel sen de içeri yemeğe kal istersen" dedi annem. "Çok teşekkür ederim ama ben rahatsız etmeyeyim ayrıca arkadaşlarım beni bekler yemeğe. İnşallah başka bir zaman gelirim" dediğinde annem de "Tabii buyur gel beklerim oğlum" deyip içeri gitti. Berk'e dönüp "Bugün için çok teşekkür ederim" dedim. "Rica ederim. Ne zaman konuşmak istersen konuşabiliriz" dedi. "Teşekkürler" dedim ve sarıldım. bunu beklemediği için şaşırdı ama o da bana sarıldı. "Yarın görüşürüz" deyip arkamı döndüm içeri girdim. Üzerimi değiştirip, yemek yedikten sonra gidip en sevdiğim eylemi gerçekleştirdim.

Ben geldiiim. Bölüm geç geldi ama baya uzun oldu. Tam 1085 kelime. Peki Gizem'in başına gelenler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bekliyor muydunuz böyle bir hikaye? Gerçi şaşırmamışsınızdır çünkü gerçek hayatta her gün böyle şeyler duyuyoruz. Peki Gizem ve Berk yakınlaşması hakkında ne düşünüyorsunuz? Seviyorlar mı birbirlerini? Hepsini gelecek bölüm öğreneceğiz sağlık ve mutlulukla kalın tatlış okuyucularım <3.

Uçurumdaki YalnızlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin