-Berk, Gizem'e olanları duyduğunda ne hissetti?
Berk: Hissettiklerimi size tek tek anlatmak isterdim ama bu hissi ifade edecek kelime bulamıyorum. Yine de açıklayayım. Böyle bir şey duymayı tabii ki de beklemiyordum, başta şok oldum. O yüzden bir kaç saniye konuşamadım. Ama asla Gizem'i suçlamadım. Kalbim yerinden sökülmüş gibi hissettim. Onu bunu kim yaptıysa aynısını yapmak istedim ama ben o kadar kötü biri değilim. Ve bir sır vereyim. Gizem'i görünce kalbim normal hızında atmıyor.
Yazar: Berk çok konuştun sus artık!
-Ege'nin yaptıkları Gizem'in hayatını nasıl etkiledi? Mesela erkeklere güvenebilmek konusunda?
Yazar: Bildiğimiz gibi Gizem zeki bir kız. Çevresindeki her erkeği bu olaydan sorumlu tutmadı tabii ki. Ama uzun bir süre erkeklerle çok fazla konuşmadı, yakınlaşmadı ve olabildiğince kaçtı. Ama daha sonra bunun yanlış olduğunu fark etti ve bunu yapmaktan vazgeçti. Yine de bir erkeğin ona dokunmasını sevmiyor.
Gizem: Ayrıca sabahlara kadar uyumadığım zamanlar oldu. Bazen yüzümü göz yaşlarımla yıkadığım sabahlarım oldu. Uzun bir süre tüm arkadaşlarımdan uzak durdum. Kendimi iğrenç bir varlık gibi hissettim. Bazı geceler uyuyamadım, uyuduğumda ise kabuslar gördüğüm için geri kalktım.
-Ve sorum sana kutsal yazar, daha önce bölüm yazarken ağladığın ya da fazla mutlu hissettiğin oldu mu?
Yazar: Genelde bölümlerimi hissederek yazmayı seviyorum. Bu yüzden çoğu bölümü yazarken salya sümük ağladığımı hatırlıyorum. Ama bazen yazdığım sahnelerin güzelliğine bakıp gülümsediğim de oluyor ve bu mükemmel bir his tatlış okuyucum.
-Karakterlerinin gerçek hayatta, hatta kendi hayatında olmasını ister miydin?
Yazar: Bazılarının olmasını isterdim. Bazılarının olmasını istemezdim.
-Hayatındaki kişilere göre mi karakterleri uyarladın yoksa tamamen kurgu mu?
Yazar: Ne tamamen gerçek, ne de tamamen kurgu. Hepsinden birazcık.
-Karakterlerine acı çektirmeyi seviyor musun?
Yazar: Hayır, sevmiyorum.
Gizem: Yalan söylüyor. Bize acı çektirmeye bayılıyor.
Yazar: Kurgu gereği yazmak zorundayım Gizem'im.
Gizem: Sus, bana hiç Gizem'im deme!
Yazar: İyi be sen de iyice Afra ile Nida'ya benzedin.
-Berk, Gizem'i ilk gördüğünde ne hissetti?
Berk: Ben düz yolda yürüyemeyen bir insanım. Gizem'le çarpışmama o yüzden şaşırmadım. Ama Gizem'i görünce şaşırdım. Çünkü o dışarıdan çok güzel ve masum gözüküyor. Gerçi içi de dışı kadar güzel. O an kalbim bir attı bir atmadı sanki, gözlerim büyüdü ve eminim ki ışıldadı. Ellerim titredi bir an ve donup kaldım. Anlayacağınız ben de kayışlar koptu.
-Gizem bu zamana kadar bu kadar acıyla nasıl baş edebildi?
Gizem: Bazen baş edemedim. Kendimi öldürürsem her şey biter sandım. Sonra oturup tekrar düşündüm ölmenin hiç bir şeyin çözümü olmadığını fark ettim. Bu kadar acıyla annem sayesinde başa çıkabildim. Annem sürekli ne olursa olsun yanımda olacağını söyledi. Ama yine de başıma gelenleri anneme anlatamadım. *Daha fazla konuşamaz ve ağlar*
-Mutlu sonla mı bitecek yoksa mutsuz sonla mı?
Yazar: Ne tam mutlu, ne tam mutsuz. Nötr bir son olacak.
-Bu kitabı yazarken neyi düşünüyordun?
Yazar: Dünya üzerinde tacize ve tecavüze uğradığı için kendini suçlayıp intihar eden kadınları. Ve iki dakikalık zevkleri için utanmadan bir insanın hayatını mahveden yaratıkları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumdaki Yalnızlık
Roman pour AdolescentsHer insan yalnızlıktan korkmaz mı? Ben de korkuyordum ama yalnız olmak bana iyi de geliyordu. Sakladığım çok şey vardı. Kimseye sırrımı vermezdim ve vermem de. Çünkü bir tek kendime güvenirdim ta ki o zamana kadar. Peki 9 yaşındayken yaşadıklarım k...