Bazen hayat seni öyle bir konuma getirir ki sen bile ne olduğunu anlayamazsın. Bakakalırsın olanlar karşısında. Ama elinden hiçbir şey gelmez,yalnızca bakakalırsın.
O an kırıp dökmek,belki de haykırmak,hıçkıra hıçkıra ağlamak istersin ama yapamazsın. Şartlar engeller bu dürtülerini ortaya çıkartmanı. Tüm çığlıklarını ve gözyaşlarını içine sıkıştırıp susarsın.
Bütün acılarını, üzüntülerini ve kırgınlıklarını içine gömersin.Seni üzen insanlar bir türlü o içine gömdüklerini sulayıpta bahar bahçe açtıramaz o kalpte. Tam tersine iyice kurutur,taşlaştırır kalbini.
Onlar gömdüklerini sulayıpta bahar bahçe açtıramadığı için kalbinde,sen yağmurlar yağdırırsın gözyaşlarından içine doğru akan,yeni çiçekler can bulsun,yeni papatyalar filizlensin diye.Her darbede biraz daha güçlenmeye çabalarsın ama olmaz işte. Ne yapsan olmaz. Sen bazı şeyleri düzeltmeye çalıştıkça sanki iyice üzerine yıkıldığını hissedersin. Tam düzeltmene bir adım kaldığını düşünürsün ama daha sert,altından kalkamayacağın bir şekilde üzerine yıkılır.
Bazı gözler vardır ya hani...
İçinde binlerce anlam barındıran,baktığın zaman kaybolacakmış gibi hissettiren...
Şuan tam da karşımdaydı bu gözler. Çok yakınımdaydı,nefesi yüzüme çarpıyordu. Kaşındaki yarayı temizlerken gözleri yüzümde dolanıyordu. Yüzlerimizin yakınlığından dolayı biraz çekiniyordum. Canını yakarım diye korkuyordum ve parmaklarım titriyordu.
Kaşını bitirdikten sonra dudağına geçtim. Hafif dolgun dudakları vardı. Pamuğu bastırdığımda acıdan gözlerini kapattı ve elimi tuttu. Bende hemen elimi çektim:"Üzgünüm sanırım biraz sert yaptım." dedim
"Sorun değil." dedi.
Bende dudağını temizlemeye devam ettim.
"Kimsin sen? Bana neden yardım ediyorsun?"
Aniden sorduğu bu soru karşısında ne diyeceğimi şaşırmıştım:
"Sadece seni orada öylece bırakmaya içim el vermedi."
Gôzlerime derince baktı:
"Yardımcı olduğun için teşekkür ederim. İsmin nedir?"
"Ben Eun sun. Peki senin ismin nedir?"
"Benim ismim de Taeyong. Tanıştığıma memnun oldum."
Bende başımı salladım ve hafifçe bir tebessüm ettim.Yaralarını bitirince pamukları ve ilaçları toparladım. Arkadaki masanın üzerine bıraktım. Geri önüme döndüğümde bana baktığını fark ettim. Bedeni hala titriyordu ve ardından hapşurdu:
"Hasta oluyorsun sanırım." dedim ve dolaptan kalın bir hırka çıkartıp ona uzattım. O da gülümseyerek elimden aldı ve vakit kaybetmeden giydi."O adamlar seni neden dövdü Taeyong?"
Bu soruma karşı tereddütle baktı ve başını önüne eğdi. Tekrar ağlamasını ve üzülmesini istemiyordum bu yüzden hızla gidip sırtını sıvazladım:
"Ben üzgünüm. Anlatmak zorunda değilsin,sadece bir anlık merakla sormuştum." dedim.
Konuyu dağıtmak adına konuştum:
"Neyse. Hadi artık uyuyalım,iyice dinlen." dedim ve yorganı üzerine örttüm. Işığı kapatmaya gittim:
"İyi uykular Taeyong."
"Sana da."Yan oda benim odamdı. Çok fazla uykum gelmişti ve hemen uyumak istiyordum. Yatağıma sokuldum ve uyku bandımı taktım. Yorgun bedenim kendini uykunun huzurlu kollarına bırakmıştı.
[ 2 Saat Sonra ]
Duyduğum şiddetli öksürük sesleriyle uyanmıştım. Taeyong'tan geliyordu. Hemen uyku bandımı çıkartıp bir kenara fırlattım ve yan odaya yöneldim.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde yorgana iyice sarılmış ve titreyen bir Taeyong vardı karşımda. Dudaklarımı anlına bastırdım. Kahretsin yanıyordu resmen!Çok fazla ateşi vardı. Yorganı üzerinden kaldırdım:
"Taeyong çok ateşin var,üzerindeki hırkayı çıkartmalısın."
Gözlerime baygın baygın bakıyordu:
"Ama ben çok üşüyorum." dedi ve ardından defalarca kez öksürdü.
"Ama bôyle yaparsan daha kötü olursun. Lütfen Taeyong."
Başını salladı ve hırkayı çıkarttı.Ne yapcağımı düşünerek odanın içinde bir ileri bir geri dolanıyordum. Elimi alnına gôtürdüm,hala çok ateşi vardı. Gözleri kızarmıştı. Aniden aklıma gelen fikirle Taeyong'u kolundan tuttum:
"Taeyong hadi benimle gel. Bu böyle olmayacak. Soğuk bir duş almalısın."
Bana yaslandı ve banyoya doğru ilerledik. Kabinin kapısını açtım ve onu yavaşça içeriye soktum.Ellerini duvara dayamış ayakta durmaya çalışıyordu. Buna bile mecali yoktu. Bende yanına girdim ve soğuk suyu açtım. Soğuk suyu üzerine tutunca ürperdi, eliyle bileğimi tuttu:
"Lütfen biraz dayanmaya çalış,ateşinin düşmesi gerek." dedim.
Yavaşça pijamasının düğmelerini açtım ve üzerinden çıkarttım. Karnı yediği darbelerden dolayı morarmıştı ve çok zayıf olduğu gerçeği yine gözlerimin önüne serilmişti.Soğuk suyu biraz başına doğru tuttum ve ellerimi saçlarına daldırdım. Yumuşacıklardı,parmaklarımın arasından kayıp gidiyorlardı. O sırada belimde hissetiğim elle yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu:
"Lütfen artık çıkalım. Çok üşüyorum ve daha fazla dayanamayacağım."
Bende hemen suyu kapattım ve banyodan çıktık.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Elimdeki havluyla yavaşça saçlarını kuruluyordum. O da gözlerini kapatmış öylece duruyordu. Ateşi biraz olsun azalmıştı ama hala vardı.
Elimdeki havluyu bıraktım ve mutfağa ilerledim. Büyük bir kovanın içine soğuk su doldurdum. Birkaç tane de küçük havlu alıp yanına gittim. Başını yatak başlığına yaslamış odayı inceliyordu:
"Taeyong ateşin hala tam olarak düşmedi,lütfen uzanır mısın?"
Önce elimdeki kovaya sonra da yüzüme baktı. Ne yapacağımı anlamış olacak ki hemen uzandı. Bende yatağın yanına bir sandalye çekip oturdum. Alnına düşmüş saçlarını geriye doğru ittim. Gerçekten çok güzeldi. Yüzü,gözleri,dudakları... Her şeyiyle mükemmeldi. Kendimi bakmaktan alıkoyamıyordum.Küçük havluyu hafifçe kovanın içindeki suya daldırıp çıkarttım ve sıktım. Ardından da alnına yerleştirdim. Bunları yaparken beni pür dikkat seyrediyordu.
Aynı işlemi havlu kurudukça yapıyordum.Havluyu bir kez daha sıkıp alnına yerleştireceğim sırada Taeyong'un uyuyakaldığını farkettim. Vücut ısısı yavaş yavaş normale dönüyordu. Ben de havluyu koymaktan vazgeçtim ve kovayı alıp mutfağa götürdüm.
İlaç dolabından bir ağrı kremi aldım. Pijamasını yavaşça yukarı sıyırdım. Uyanmaması için dikkatli haraket ediyordum. Morarmış olan karnını tekrar görünce içim burkulmuştu. Ona bunu yapan adamlara içimden küfürler yağdırıyordum.
Kremi nazikçe karnına sürdüm ve pijamasını indirdim. Ne de güzel uyuyordu. Başımı yatağa yaslayarak onu izlemeye başladım. İlk defa birini izlemek bu denli huzur veriyordu.Onu izlerken göz kapaklarımın ağırlaştığını hissetim ve orada öylece uyuyakaldım...
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Kuzularım kıymetli yorumlarınızı bekliyorum💗
Vote ve desteklerinizi eksik etmeyin, seviliyorsunuz💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Don't Cry | Lee Taeyong #wattys2019
Genç KurguAcı eşliğinde yere yığılsam bile bu senin için olduğu sürece katlanacağım...