. • ° Deney ° • .

1.6K 124 37
                                    

27.01.2019                              

Park Jimin'in Anlatımı:

Hepimiz oturmuş bakışıyorduk. Jennie en sonunda sessizliği bozup konuştu.
"Ne yapacağız?" Chae derin bir nefes alıp konuştu. "Elimizde arada kalmış varlıklar var ve Jennie'nin sorumlu olduğu Şeytanlar tehlikeye uğramamak için Cehennem'e gönderildi."
Yani bir nevi Jennie işsiz kalmıştı diyebiliriz. Lalisa bana bakarak gel der gibi kapıyı gösterdi.

Onunla beraber kapıdan çıktığımda ağzımı araladım. "Ne oldu?"
Eliyle oynarken stresle konuştu. "Neye yönelik olduklarını öğrenelim?"
Kaşımı çattım. "Nasıl yani?" Bana 'Sen tam bir gerizekalısın Jimin' bakışı attığında Jennie, Jisoo ve Chae de gelmişti.

Chae sessizce konuştu. "Ne oldu?" Lisa kızlara bakışlar attığında eliyle beni gösterdi.
Jennie yanıma gelip kolunu omzuma attı. "Jimin-shii" Derin bir nefes verdim. Ne dönüyorsa benim önemli bir noktam vardı.  "Diyoruz ki şu senin sana özel olan özelliği-" Jennie'nin kolunu omzumdan indirip konuştum. "Hayır!" Chae bana yaklaştığında gözümü tavana diktim. Chae'nin çok ikna edici bir yanı vardı. "Jiminnie, mahkemeden iznin var. Neden olmasın?"

Kızların uzun uğraşlarından sonra kabul etmiştim. Şeytanları da alıp uçurum gibi bir yere gitmiştik.

Kim Taehyung'un Anlatımı:

Bizi getirdikleri yere baktım sonra Jimin'in yanına gittim. "Neden buradayız?"
Bana baktı ve birde uçurumun ucuna baktı. "Söylersem kızlar beni öldürebilir Tae..."
Kafamı onaylar gibisinden salladım. Jennie yanımıza gelip Jimin'in kulağına bir şeyler fısıldadığında gözlerimiz Melekler tarafından kısa süreliğine kör edildi.

Gözümü açtığımda uçurumun ucunda bir adam duruyordu. Lisa bağırarak konuştu.
"İntihar etmeye çalışan bir insanımız var. Sizin ise onu etkilemek için 20 dakikanız var. İsterseniz intihar etmesine yardım edin... İsterseniz kurtarın." Sessizce pekala diye mırıldandım. Bu sefer Jennie bağırarak konuştu. "Size kısa süreliğine erkek Meleklerin taktığı 'Fısıltı Yüzüklerini' vericeğiz. Böylelikle onlar ile iletişime geçebileceksiniz. İlk sıra Kim SeokJin'in!"

Jin Hyung ilk başta Jisoo'ya baktı. Jisoo ise sağ elini yukarı kaldırdı ilk başta bütün parmaklarını sırasıyla ve yavaş hareketlerle kapattı. Eli yumruk olduğunda gözünü kapatıp bir şeyler fısıldadı. Yumruğunu yine yavaşça açtığında elinde bir yüzük vardı.

Altın sade bir yüzüktü, üstünde pembe kuvarsla 'Purgatoire' yazıyordu. "Anlamı ne?" diye sordum Jimin'e. Bana bakıp konuştu. "Yüzüğün normal hali altın ve yuvarlak fakat istersek üstüne yazı yazdırabiliriz. Purgatoire ise Fransızcada 'Araf' demek." 

(Araf kelimesi Cennet ile Cehennem arasındaki yer anlamında kullanılmıştır.) 

Kafamla onaylayıp olanları izledim. Büyük ihtimalle Jin Hyung'ta Jisoo'ya aynı şeyi sormuştu. Jin hyung yüzüğü takıp uçurumun ucuna doğru yürümeye başladığında Jisoo arkasından bağırdı. "Süren başladı." 

Jin hyung son 5 dakikası kala adamı ikna etmişti. Sıra Yoongi hyung'a gelmişti. Lisa yüzüğü almak için Jisoo'dan farklı bir şey yapmıştı.
Elini önüne doğru uzattı. Elini yumruk gibi yaptığında bir şeyler fısıldadı. Kendi yüzüğü parladığında Yoongi hyung'a yüzüğün takılı olduğu elini uzattı.
 Yoongi hyung Lisa'nın elini tuttuğunda benzer bir yüzük onun parmağına yerleşmişti.
Yüzük yine altındı fakat bu sefer üstünde siyah taşlarla 'corrélation' yazıyordu. Jimin'e döndüğümde konuştu. "Fransızcada 'ilinti' demek" dedi.

(İlinti: İki şey arasında ilgi, ilişki, bağ.)

Yoongi Hyung son 8 dakika kala adamı ikna etmişti. Jimin'e dönüp konuştum.
"Bu adamlar nereden geliyor?" Jimin derin bir nefes alışverişi yaptığında konuştu.
"Dünya ile aramda bir bağlantı olduğu için sadece ben insan kopyaları yapabiliyorum ve insan dışı varlıkları insana dönüştürebiliyorum." Gözlerimi pörtlettim. Bunu yapabilmeyi kesinlikle isterdim.

Sıra Jungkook'a geldiğinde Jimin fısıldadı. "Melekler olarak türlere ayrılıyoruz. Buraya gönderilmemizin bir diğer sebebi de bu çünkü türümüzün son örnekleriyiz. Chae'yi iyi izle o bir melez. Dönüşüm meleği ama aynı zamanda Ateş meleği olarak türünün son örneği. Yani bunu yaparken mucizevi görünüyor. Bu gösteriyi bir daha yakalayamazsın." Onaylar bir mırıltı çıkartıp Chaeyoung'u izlemeye başladım.

Chaeyoung ilk başta elini Jungkook'un saçlarına değdirdi. Ağzım on metre açılmıştı çünkü Jungkook'un saçları kırmızıya bürünmüştü. Bu sefer kendi saçına dokunduğunda kendi saçları da kırmızıya bürünmüştü.  Elini açıp Jungkook'a uzattı. Jungkook Chae'nin elini tuttuğunda Chae ellerine doğru üfledi. Ellerinin etrafında bir ateş çemberi oluştuğunda Chae Jungkook'un elini öbür eliyle tutup havaya kaldırdı. İşaret ve orta parmağını birleştirip Jungkook'un yüzük parmağına değdirdi. Jungkook'un yüzük parmağının etrafı, yüzük gibi bir alev çemberi ile kavrandığında Chae kendi yüzüğünü Jungkook'un ateşten yüzüğüne değdirdi.
Anında saçları eski haline dönerken Jungkook'un ateşten olan yüzüğü normal bir yüzüğe dönüşmüştü. Bu sefer altın yüzüğün üstünde kırmızı bir taşla 'Feu' yazıyordu.
Bunun anlamını tahmin edebiliyordum.

(Feu Fransızcada Ateş demek.)

Jungkook adamı 5 dakikada ikna etmişti. Sıra bana gelmişti merakla Jimin'e baktım. Onun türü dünya ile bağ kurabiliyordu ama yüzüğümü bunu kullanarak alamazdı herhalde.

Jimin elini yukarı doğru kaldırıp bir kalp çizdi. Ortaya kalp şeklinde kırmızı küçük bir bulut çıktığında eli ile elimi tutup bulutun altına getirdi. Elimi bırakıp parmağını şıklattığında buluttan elime doğru küçük bir şimşek çaktı. Fazla ses çıkmamıştı aynı zamanda canımda acımamıştı.
Şimşeğin çaktığı yerde yani avucumun içinde bir yüzük oluşmuştu. Altın yüzüğün üstünde beyaz taşlarla 'Amour' yazıyordu.

(Amour Fransızcada Sevgi demek) 

Uçurumun ucundaki adamın yanına gittiğimde Jimin bağırdı. "Süren başladı Tae!"
------------
Yok abicim olmuyor! Adama ne desem olmuyor. Jennie bağırdığında iyice strese girdim. "Tae son 1 dakika!" Jimin'e baktığımda kendi yüzüğünü gösterdi. Hemen yüzüğüme baktım. 'Amour'

O an anladım ki yüzüğün üstündeki kelime beni için büyük bir kopyaydı. Adama fısıldadım.
"Hey! Seni zor duruma düşürmek için bu dünyaya sürüklediler. Önemli olan dayanman."
Adam konuştu "Dayanamıyorum."
"O zaman birine sevgi besle, aşık ol böylelikle dayanabilirsin."
Adam sessizce söyledi. "Kim beni beğenir ki?"
"Sen ona sevgi beslersen o da sana besler. Emin olabilirsin."
Adam ikna olmuşcasına uçurumun ucundan uzaklaştı.

Lisa bağırdı "Bu Şeytancıklar Melek olmaya hazır!"


Stay With BangtanPink~ 

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin