. • ° Junior? ° • .

619 57 14
                                    

12.02.2019

/   Medya: Aurora - Runaway   \

Kim Jisoo'nun Anlatımı:

Herkes heyecanla konuşurken Chaeyoung'a baktım,
sesi çıkmıyordu ve elleri ile oynuyordu. Bu streslendiği anlamına gelirdi.
Ona bakarken yüzümde ki gülümseme yavaşça solmuştu.

Ona baktığımı anlamış gibi bana baktı.

Elimle yukarı deyip ilk başta ben merdivenlerden çıktım.
Tuvalet kapısının önünde dikilip stresle tırnaklarımı ağzıma götürdüm.
Chaeyoung gelip "Efendim?" diye mırıldandığında ikimizi de tuvalete soktum.

"Ne oluyor?" diye sordum merakla. İlk başta derin bir nefes aldı sonra ise 
tuvaletin kapalı kapısını açıp kafasını dışarı çıkardı. Etrafı biraz süzdükten sonra "Gel."
diye fısıldadığını duymuştum.

Kapıdan Jungkook girdiğinde Chaeyoung arkasından kapıyı kitledi.
Harika göt kadar yerde üç kişiydik!

"Noona biz Chaeyoungla..." Jungkook'a dönüp tek kaşımı kaldırdım. Ne diyor bunlar?

Chaeyoung boğazını temizlediğinde ona döndüm. "Unnie biz Cehennem'e gidiyoruz."
Aniden gelen öksürme isteği ile akciğerimi çıkaracak kadar öksürdüm. 
"Neden" dedim boğazımı temizlemeden hemen önce. Jungkook eleri
ile oynarken kafasını aşağı eğdi.

Anladığım bir diğer şeyse Jungkook'un da Chaeyoung gibi streslenince elleri ile oynamasıydı.

Chaeyoung tekrar konuşmaya başladı.

"Unnie ikimizde oradan sorumluyuz. Buradan orayı kontrol edemeyiz ki?
Galiba bir daha da geri dönmeyeceğiz."

Ulan bir kere ağzını hayra aç Chaeyoung!

"Sizde haklısınız elinde sonunda bunu yapmak zorundaydınız ama... Sizce de biraz erken değil mi? Jungkook kafasını kaldırıp konuştu. "Aslında tam da zamanı gibi düşündük."
Kafamı onaylar şekilde salladım. Yapılacak bir şey yoktu. Doğru olanda buydu zaten ama yinede garip gelmişti. Chaeyoung benim küçük ateşimdi, Jungkook'ta kısa sürede samimileştiğim bir dostumdu.

Kapı tıklandığında üçümüzde istemsizce bağırdık "Dolu!" dışarıdan gelen Jin sesini duydum. "Orada dedikodu yapılıyor ve ben yokum?" Chaeyoung kilidi açtığında göt kadar yerde dört kişi olmuştuk. İsterseniz bütün mahalleyi sokalım tuvalete?!

"Her şeyi dinledim de Siz" dedi iki parmağı ile Chaeyoung ve Jungkook çiftini gösterirken.
"Bunu ne zaman düşündünüz?" Chaeyoung göz devirip konuştu. "Lien dövmeleri sayesinde bağlantı kurabiliyoruz Jin..." Jin 'Woah' tarzı bir mimik belirttiğinde konuştum. "Ne zaman gidiyorsunuz?" Jungkook ellerini çıtlatıp konuştu. "Sizinle biraz daha zaman geçirmek istiyoruz, yarın akşam gideriz." Gözlerimi büyütüp konuştum.

"Aman Tanrım! Çok erken değil mi?" Jungkook bana göz kırpıp konuştu. 
"Tanrı dediğin ben oluyorum galiba... Neyse bizce o kadar erken değil."
Göz devirdiğimde Jin "Bizimkiler merak eder artık çıkalım. Aşağıda onlara da söyleyin."
Chaeyoung 'Tamam' diye mırıldanıp kilidi açtı.

Göt kadar yerde kaldı, sıfır.

Chaeyoung ve Jungkook merdivenlerden inerken Jin'in sırtını dürtükledim.
"Sen benimle geliyorsun." Jin'in yutkunduğunu adem elmasından anlamıştım.
"Sakin ol o kadar ciddi bir şey değil." "Oh Peki~" diye söylendiğinde biz de aşağı indik.

Chaeyoung ve Jungkook daha konuşmaya başlamamıştı.
"Biz dışarı çıkıyoruz. Chaeyoung 'Tanrı' kolaylık versin." dedim Lisa'yı gösterirken.
Lisa kesinlikle Chae'nin ağzına sıçacaktı. Chaeyoung'u çok seviyordu.

Jin ve ben montlarımızı giydikten sonra evden çıktık.
Jin hiç bir şey demeden beni takip ediyordu. Sahile geldiğimizde yine herkese en uzak
olan yere gittim. Kayalıkların arkasına geçtiğimizde küçük çığlığı andıran bir bağırma duymuştum. "Lalisa Monabanda seninle gelecek Park Chaeyoung!" Hafifçe sırıttım. Lisa'nın bağırışı buraya kadar geliyorsa oradakilerin kulağını öldürdüğüne emindim.

Kumların üstüne oturduğumda Jin'de yanıma oturdu. "Burada ne yapacağız?"
İşaret parmağımı dudağıma götürdüm ve 'Şhhh' diye mırıldandım.

"Junior Jisoo? Gelmek ister misin?" diye konuştum. Su hafiften dalgalandığında gülümsemiştim.

Hemen gelmişti. "Buradayım Jisoo" Parmağımı konarken Jin'i gösterdim. "Onu da getirdim, Su Perisi hazır mı?" Junior Jisoo kafasını gülümseyerek salladı ve suya girdi.

Bir kaç dakika sonra yanında başka bir peri ile sudan çıktı. "İşte bu da Kim SeokJin'in perisi.
Jin kendi perisini benim gibi parmağını aldı. Onun perisi erkekti. İkimizinde perisi yakın boylardaydı. Bu da yaklaşık '4, 5' santimetre ediyordu.

"Senin adını ne koymalıyım?" Diye mırıldandı Jin. Aklına bir şey gelmediği her halinden belliydi.
Junior Jisoo konuştu. "Jin istersen ilk başta neler yapabildiğini sor?" Jin gülümseyip soruyu sordu küçük bedene. Sırasıyla bir kaç şey yaptı. Bunlar eskiden Junior Jisoo'nun yaptıklarıydı.
Zaman geçtikçe yeni güçler öğreniyorlardı.

4'ümüz arasında geçen uzun konuşmadan sonra Jin aniden bağırdı.
"Buldum senin adın..."

"Junior Jin!"

Stay With BangtanPink
 Oy Sınırı: 15

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin