. • ° Ateşten Piyano ° • .

596 55 6
                                    

23.02.2019

/   Medya: Rosékook (Photo) - Jungkook, G-DRAGON, Rosé - 2U X WITHOUT YOU (Mashup)  \

Yazar Anlatımı:
(Uzun Süredir de Yazar Anlatımı Olmuyordu.)

Lisa oturduğu koltuktan zilin çalması ile kalkmıştı. Kapının deliğinden baktığında
gülüşen Jennie ve Tae'yi görmüştü. Kapıyı açıp tekrar koltuğa döndü.
Canı acayip derecede tatlı çekiyor ve sürekli ağlamak istiyordu.

Jennie bir kahkaha patlattığında Lisa sinire bağırdı. "Gidin az ötede gülüşün!"
Jennie Lisa'ya göz devirerek Taehyung'la beraber mutfağa girdi.
Girdikleri gibi çıkmaları da bir olmuştu zaten.

Jin ve Jisoo Lisa için tatlı hazırladıkları için Jennie ve Taehyung'u mutfaktan kovmuşlardı.
En son ise bir odaya girip sohbetlerine devam etmişlerdi.

Yoongi duyduğu gülücük sesleri ile yataktan kalktı. Saatine baktığında Ay'ın doğma vaktinin yaklaştığını gördü. Lisa onu neden uyandırmamıştı ki? Kapısını açıp aşağı indi. Lisa koltukta oturmuş öylece duruyordu.

Yoongi tam 'Beni neden kaldırmadın' diye soracaktı ki Lisa aniden ağlamaya başladı.
Yoongi hızla Lisa'nın yanına gitti. "Neden ağlıyorsun?" Lisa burnunu çekip konuştu "Ben Chaeyoung'u özledim." Yoongi Lisa'ya sarılıp başını göğsüne koydu. Lisa da kollarını Yoongi'nin omzuna koymuştu.

Bir süre sonra Lisa ağlamasını kesmişti. Yoongi'den ayrılıp konuştu. "Teşekkür ederim Yoongi." Yoongi kafasını önemli değil anlamında salladı. "Ay'ın doğma vakti geldi, gitsek iyi olur?" Lisa eliyle anlına vurdu. "Aptal ben, onu unutmuşum. Hadi yapalım."

Lisa ve Yoongi dışarıda işlerini hallederken Jinsoo çifti bir yandan flörtleşip bir yandan tatlı yapıyorlardı.

Jeon Jungkook'un Anlatımı:  

Chaeyoung eliyle Yoongi ve Lisa'yı gösterdi. Bu arada şuan balkondan Dünya'yı izlerken canımız sıkılmasın diye bizimkilere bakıyorduk. Yani Taehyung'un Jennie'ye çıkma teklifi ettiğini, Jennie'nin de bunu kabul ettiğini biliyorduk. Veya Yoongi ile Lisa'nın sarıldığını.
Jin Hyung'un ikide bir Jisoo Noona'yı öptüğünü.

"Jungkook!" diye bağırıp endişe ile ayağa kalkan Chaeyoung'a baktım. "Efendim?"
Yavaş adımlarla görünmez bir yuvarlağın etrafında yürümeye başladı. "Hani sen daha demin çocuk falan dedin ya? Bizim çocuğumuz hangi türden olacak?" Gülümseyip yanımı patpatladım.
Tekrar yanıma oturduğunda ona sıkıca sarıldım.

"Çocuğumuzun türü önemli değil Chaeyoung. Önemli olan bizim bir aile olacak olmamız."
Kıkırdayışını duyduğumda bende güldüm. "Senden çok güzel bir baba olacak Jungkook"
Kafamı o görmese bile salladım. "Senden de çok güzel bir anne olacak Chae."

Chaeyoung benden ayrılıp dizime yattı. Elim ile saçlarıyla oynamaya başladım.
"Jungkook bana şarkı söyler misin?" Hafiften bir tebessümle konuştum. "Senin bestelediğin bir tane söyleyeyim mi?" Kıkırdayıp kafasını salladı. Yanağına bir öpücük kondurup konuştum. "Ama Korece kısımlar sende?" Kafasını tekrar salladı.

Chaeyoung dizimden kalkıp ateşten bir sandalye yaptı. Üstüne oturduktan sonra ise önünde Ateşten bir Piyano belirmişti. Ellerini biraz üstünde gezdirdikten sonra çalmaya başladı.

Kendi kısmımı yavaşça söylerken Chaeyoung'a bakıyordum. Elleri hızlı bir şekilde piyanonun üstünde geziyordu. Kendi kısmımı bitirdiğimde Chaeyoung başladı. Hoş sesi ile piyanodan çıkan sesler o kadar uyumluydu ki şuracıkta ölebilirdim. 

Şarkı bittiğinde bana baktı, gözleri dolmuştu. Endişeyle hızla yanına gittim. "Ne oldu?" Bana sarılıp kısık sesi ile konuştu. "Jungkook bu... Çok güzeldi."

Lalisa Monaban'ın Anlatımı:

Gardıroptan kot ve gömlek çıkartıp giydim. Jimin ile ailesinin yanına gidecektik ama yanlışkıla gelmiş gibi yapacaktık. Jimin baya bir heyecanlıydı. Aşağı indiğimde Jimin çoktan ayakkabılarını giymiş beni bekliyordu. Hızla ayağıma ayakkabılarımı geçirip küçük çantamı elime aldım.

Jimin elindeki kağıda bakarak adresi bulduğunda bir evin önündeydik. İki katlı bir evdi, dışı beyazdı ve kapılarla, cam çerçeveleri siyahtı. Jimin eli titrerken zili çaldı. Kapıyı bir kaç dakika sonra bir kadın açtı. Kahverengi, küt saçlı birisiydi. Boyuna çok uzun denilemezdi ama 1.60'tan fazlaydı. 

"Buyrun çocuklar ne oldu?" Jimin boğazını temizleyip konuştu. "Park ailesi burada mı oturuyor?" Kadın gülümsedi. "Evet. Neden sordun?" Jimin cevap veremeyince hızla araya girdim. "Şey diye soracaktık, acaba çocuğunuz var mı?" Kadın güldü. "İki tane çocuğum var bir kız bir erkek." Yüzündeki gülümseme hafiften söndü. "Normalde ilk çocuğum bir erkekti ama o doğumdan hemen sonra öldü. Ona aldığımız eşyaları hala saklıyoruz." 

Kafamı salladım. "Sağolun, bir anket yapıyorduk da." Kadın bize önemli değil dedikten sonra kapıyı kapattı. Jimin'e döndüm. "Jimin iyi misin?" Kafasını hayır anlamında salladı.
"Sahile gitmek ister misin?" Kafasını evet anlamında salladığında koluna girip onu sahile götürdüm. 

Sahile geldiğimizde bizimkilerde oradaydı. Hepsi yanımıza gelip Jimin'i güldürmeye çalıştı. Ailesinin yanına gideceğimizi biliyorlardı. Jimin bir kaç dakika sonra kendine gelmiş gülmeye başlamıştı.

Eve geri döndüğümüzde herkes odalarına gitmişti. Salonda bir Yoongi birde ben kalmıştım. Esnerken konuştum. "Yoongi ben uyuyacağım, iyi geceler." 
Onun söylediği şey ise kalbimin teklemesine sebep olmuştu.

"İyi geceler Işığım."

Stay With BangtanPink~
Oy Sınırı: 15

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin