. • ° Severdi ° • .

871 79 21
                                    

29.01.2019

/   Medya: Billie Eilish - Lovely   \

Jeon Jungkook'un Anlatımı:

"Bana sevmeyi öğrettiğin için teşekkürler Kookie..."

Bunu söyledikten sonra göz yaşlarımı silen eli kucağıma düştü. Arkamdan Lisa'nın çığlığını duyduğumda Chaeyoung'u sarsmaya başladım. "Kalk Chaeyoung! Ne olursun kalk..."

Chaeyoung'un yüzüne koydum elimi buz gibi soğuktu. Arkama döndüm Jisoo, Jennie ve Lisa ağlıyordu. Jimin de onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Yoongi dışarıdan bağırdı. "Lavlar yok olmuş ve Ateşler normal düzeyde yanıyor!"

Chaeyoung'a baktım cansız bedeni hafifçe tebessüm etmişti.

Elini ellerimin arasına alıp ellerini öptüm.
"Dediklerinin hepsini yapacağım, ama sonra bana döneceksin tamam mı?"
Pek hareket etmemişti ama yüzüğü parlamıştı. Bana verdiği 'Fısıltı Yüzüğünün'
onda olanı parlamıştı. Chaeyoung'u kucağıma aldığımda Lisa konuştu.

"J-Jungkook onu Cennet portalından geçir."
Kafamla onu onayladım. Jisoo benim için portalı açtığında içine adımladım.
Cennet'e geldiğimde Melek Mezarlığına ilerledim.

Chaeyoung'u mermerin üstüne yatırmadan önce kendi hırkamı başına gelecek kısma koydum.
Hem başı ağrımayacaktı hemde benim kokum ile geçirecekti günlerini. En azından ben böyle düşündüm...

-------------------------------

Jisoo omzumu dürttüğünde yerden ona çevirdim bakışlarımı. Gözleri kızarmıştı. Kimse farklı değildi aslında, hepimiz harap olmuş durumdaydık. "Jungkook sana göstermem gereken bir yer var." deyip Cennet portalı açtı. İçinden geçtiğinde ilk başta duraksadım. Sonrada arkasından bende girdim.

Geldiğimiz yere baktım, etraf beyaz güllerle doluydu. Jisoo derin bir nefes alıp konuştu. "Burayı bir tek Chaeyoung ve ben biliriz. O burayı çok severdi... Bu beyaz güllerin bir özelliği var Jungkook. Bu güller su yerine ateşle besleniyor. Chaeyoung neredeyse her gün gelir beslerdi bu çiçekleri. Artık burası sana emanet gibi duruyor..."

Kenarda duran kuyuyu gösterdi. "Orada sonsuz ateş yanar Jungkook, onu kullanarak gülleri besleyebilirsin." Bunun çok garip ve aynı zaman da çok güzel olduğunu düşünmüştüm. Chaeyoung'un anısını yaşatmak beni fazlasıyla mutlu ederdi. Jisoo Noona'ya  kafa sallayıp kuyuya doğru yürüdüm ve içinden ateş alıp Güller'in yanına geri geldim..

Her bir gülü beslerken gözümden akan yaşlara engel olamıyordum. Her bir Gül' de Chaeyoung'u görüyordum. Besleme işi bittiğinde bir tane Gül'ü koparıp Chaeyoung'un yanına gittim. Gül'ü mermere yerleştirdim ve hiç solmaması için sonsuz ateş verdim. Gitmek için ayağa kalktım ve ilerlemeye başladım. Son kez arkama döndüğümde kendi kendime fısıldadım.

"Şu an görevimi yerine getirmeliyim değil mi Rosè?"

"Lalisa, Jennie, Jisoo Noona ve Jimin Hyung buraya gelir misiniz?" Chaeyoung'un benden istediği şeyi yapıyordum şu an. Onlara Chaeyoung'un bana söylediklerini söyleyecektim.

"Evet, geldik Jungkook. Bizi neden çağırdın?" Jennie' nin bunu demesiyle derin bir nefes aldım ve ağzımı konuşmak için araladım. "Chaeyoung bana sizinle ilgili düşüncelerini söylememi istedi. Ona kendinin söyleyebileceğini söylemiştim ancak.... neyse işte ben anlatmaya başlıyorum."

"Jennie, seni her zaman kızdırdığı için özür diledi. Lalisa, sana kızgın olmadığını söyledi. Jimin sana da odasındaki günlüğü almanı söyledi. İçinde ailenin adresi yazıyormuş. Ve Jisoo Noona sana da ona annelik yaptığın için teşekkür etti. Ayrıca sizi de çok sevdiğini söyledi."

Jimin' in gözleri dolmuştu ama ağlamıyordu. Jisoo' da ağlamıyordu. Sadece Jennie ve Lalisa ağlıyordu. Bu yaşadıklarımız gerçekten fazlasıyla ağırdı. Daha yeni kavuşmuşken ayrılmamız.... neyse dinlensem iyi olacak sanırım. Odama çıktım ve yatağıma uzandım. Gözümden bir damla yaş düşerken odamın içinde kendi kendime konuşuyordum.

"Chaeyoung, sana sadece seni sevdiğimi söyledim. Aşık olduğumu söyleme fırsatım olmadığı için özür dilerim... Sevgilim."

Stay With BangtanPink~
Oy Sınırı: 5

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin