. • ° Deniz Bağı¿ ° • .

825 69 21
                                    

31.01.2019

/   Medya: Natalie Major - Waves   \

Kim Jisoo' nun Anlatımı:

Hepimiz kumsalda oturmuş denizi izliyorduk. Bu evin en sevdiğim kısmı denize yakın olmasıydı. Su melezi olmam da sanırım bunu etkiliyordu. Jennie'nin aklına oyun oynamak geldiğinde Yoongi "Nesiniz siz 10 yaşında falan mı?" Sözüne karşı  sinirlenen Jennie "İstemiyorsan git şezlonglara uzan zaten her günün böyle geçiyor. Uyumak, uyumaya devam etmek, arada yaşamak için yemek yemek, su içmek. Sonra tekrar uyumak." Yoongi gözlerini devirip kalktı, şezlonga gitti ve bizi şaşırtmayan hareketi yapıp uyumaya başladı.

"Evet, ilk kim şişeyi çevirecek?" Jennie bunu der demez Lisa elini kaldırdı ve "BEN!" Diye bağırmaya başladı. Yoongi'nin sessiz olun diye bağırmasıyla bu sefer daha kısık bir sesle tekrar bağırdı "Ben!" Jennie şişeyi Lisa'ya verdi ve çevirmesini bekledi...

"Hadi bakalım Jin Hyung  Doğruluk mu Cesaretlilik mi?" Şişe Taehyung ve Jin arasında durmuştu ve soruyu soran Taehyung'du.

"Pff tabii ki doğruluk gönder gelsin."
Taehyung tek kaşını kaldırdı ve hınzırca gülümsedi. "Yemek mi? Yoksa Jisoo mu?" Soru dikkatimi çekmişti ki meraklı gözlerimle Jin'in vereceği tepkiyi izlemeye başladım. Artık nasıl bir ikilemde kaldıysa sesli bir şekilde yutkunduğunu duyduk.

"Taehyung gerçekten eğer yarı melek olmasaydım seni şurada bir güzel pataklardım. Anlıyor musun beni?" Dayanamadım ve patladım. "Cevap ver be adam yemeği seçecek halin yok ya(!)" Gözlerini gökyüzüne doğru çevirdi ve düşünmeye başladı. "Tabii ki yemek." Sinirden patlamak üzereydim ki tekrar konuşmaya başladı. "Diyeceğimi sandınız değil mi? HAHAHA hayır Jisoo'yu seçiyorum."

Sanki piyangodan bilet seçiyor bu ne demek ya?  İnsan bir şey der 'Jisoo olmadan yapamam. Jisoo benim her şeyim.' Herkes gülmeye başlamıştı Jimin' de "Abartma Jisoo o kadar da yakın değilsiniz huh?" Tabiki de yakını- Hayır! Hayır ben onu dışımdan mı söyledim?
Chaeyoung gel al canımı emi?!

Utançtan yerin dibine girmek üzereydim. Kızardığım belli olmasın diye yürüyeceğimi söyledim ve ilerlemeye başladım. Arkamı döndüğümde artık onları görmüyordum. Baya ilerlemiş olduğumu anladığımda olduğum yerde suya doğru ilerledim ve kumun üstüne oturup denizi izlemeye başladım.

"Jisoo" boğuk çıkan bir ses ismimle hitap ediyordu. Arkama baktığımda kimseyi göremedim. Yanlış duyduğumu sanıp söylendim. "Yanlış duydum sanırım." Ardından tekrar o ses duyuldu. "Hayır yanlış duymadın. Aşağıya bak." Kafamı aşağıya doğru eğdiğim de mavi küçük ve kanatlı bir şey duruyordu. İşaret parmağımı ona doğru uzattığımda parmağıma çıktı ve konuşmaya başladı. "Burun hizana getir. Kafam ağrıyor sana aşağıdan bakarken." Güldüm ve burun hizama getirip ben konuştum. "Kanatlarını kullanmayı denedin mi ismini bilmediğim şey?" O da aynı şekilde güldü. "Kanatlarımı daha yeni aldım bu yüzden de tam alışamadım. Uçmayı denediğim an tekrar düşüyorum. O yüzden parmağında havaya kalkmak daha kolay."

"Kimsin sen? Türün ne?" Sorular soruyordum ve cevap vermesini bekliyordum. "Benim adım yok. Ben bir su perisiyim... Senin su perin." Benim mi? Neden benim bir su perim olsun ki? "Neden benim su perim olsun ki?" Konuşmaya başladı. "Çünkü aramızda bir bağ var. Senden önceki su melezlerinin de su perileri vardı. İlk değilsin yani." Anlamaz bakışlarımı yolladım ve konuşmaya başladım. "Peki ne işe yarıyorsun?" Güldü ve işaret parmağımda ayağa kalkarak suya döndü. "İzle beni." Hayretle yapacağı şeye bakıyordum. Parmağını denize doğru uzatıp daire çizmeye başladı. Kafamı suya çevirdiğimde suda büyük bir girdap olduğunu gördum. Ağzım şaşkınlıkla açılırken istemsizce bir "Waow" nidası çıkmıştı. Tekrar parmağını bu sefer tam ters istikamete doğru çevirdi ve suyu eski haline getirdi...

"İşte böyle Jisoo. Bundan sonra senin su perinim. Ne zaman bana ihtiyacın olursa bana seslen." Düşünür gibi yapıp sordum. "Peki sana nasıl sesleneceğim?" Ellerini birbirine çarptı ve konuşmaya  başladı. "İstersen bana bir isim bulabilirsin." Tamam dedim ve düşünmeye başladım. "Senin ismin... Junior Jisoo olsun." Gülmeye başladı. "Junior Jisoo ha? Sevdim." Kolumdaki saate baktığımda çok geç olduğunu gördüm. Küçük Jisoo' ya veda ettim ve koşa koşa eve gittim...

Kapıyı tam çalacakken açılmıştı ve elim havada kalmıştı.  Karşımdakine baktığımda bunun Jin olduğunu gördüm. Bir anda beni kendine çekti ve sarılmaya başladı. Ne olduğunu sormak için ağzımı açtığımda sessiz olmamı söyledi ve sarılmasına devam etti. Kollarımı kaldırıp ona sarıldığımda kulağıma yaklaştı ve tüylerimi diken diken eden o cümleyi kurdu.

"Danse comme si personne ne te regardait. Aime comme si tu n'avais jamais été blessé(e). Chante comme si personne n'écoutait. Vis comme si c'était le paradis sur terre."

("Hiç kimse izlemiyormuş gibi dans et, Hiç incinmemiş gibi sev, Hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle, Dünya cennetmiş gibi yaşa.")

– William W.purkey

Stay With BangtanPink~
Oy Sınırı: 6

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin