. • ° Anılar ° • .

702 67 28
                                    

08.02.19

   Medya: Lindsay Dunn - Pain   

Park Chaeyoung'un Anlatımı:

Gözlerimi aralayıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Pek tanıdık geldiği söylenemezdi tabi...
"Hey uyanmış!" diye bağıran çocuğa döndüm. "Pardon ama buraya nasıl geldim?" kahverengi saçlı çocuk gözünü büyütüp yanıma hızla geldi. "Şaka yapıyorsun değil mi?" Ne olduğunu anlamamıştım ve kaşlarımı istemsizce çatmıştım. Ne dönüyordu burada?

"Siz kimsiniz?" karşımda duran çocuk kaşlarını daha da çatabilirmiş gibi çattı. "Aman Tanrım sen gerçekten hatırlamıyorsun!" Sorumu ne zaman cevaplayacaktı? Yattığım yataktan kalkıp kapıya yöneldim. Gördüğüm merdivenlerden indiğimde yan yana oturan bir sürü kişi görmüştüm.

"Verdiğim rahatsızlık için özür dilerim. Kendinize iyi bakın!" deyip el salladım ve hızla evden çıktım. Portalımı açıp içinden geçerken konuştum.

"Je veux ma note de mort"
(Ölüm Defterimi istiyorum)

Portaldan geçtiğimde bir köşeye geçtim ve defterin ilk sayfasını açtım.

Park Lee: 
Ölüm tarihi: 23.02.19
Ölüm Meleği: Roséanne Park
Ölüm Sebebi:
İçkiyi fazla kaçırıp araba kullanırken kaza yapar ve
uçurumdan düşerek can verir.

"Sıkıcı" diye mırıldandım.

Eun Hee:
Ölüm tarihi: 01.01.20
Ölüm Meleği: Roséanne Park
Ölüm Sebebi:
İntihar.

"Klasik..."

Kyung Mi:
Ölüm tarihi: 10.03.21
Ölüm Meleği: Roséanne Park
Ölüm Sebebi:
Yoksulluktan aç ve susuz kalıp dayanamaması.

Öbür sayfaya geçip okumaya başladım. İlgimi çeken bir şey yoktu.

Yanıma gelip bana garip bakışlar atan sarışın meleğe baktım.

"Pardon ama neden öyle bakıyorsunuz?" deri bir nefes alışverişi
yapıp konuştu. "Chae hiç bir şey hatırlamıyor musun?"

Cevap vermedim. Her şeyi gayet hatırlıyordum. Sadece dün yaşananları
hatırlamıyordum. Onun dışında adımın Chae değil Roséanne olduğunu hatırlıyordum.
Cennet'e geldiğimden beri arkadaşlık edinmediğimi hatırlıyordum. Aklımda bir kaç silik şeyler de vardı tabi... Bunların dışında melez olduğumu falan biliyordum.

Fakat bu sarışın ve arkadaşlarını hatırlamıyordum.

Sarışın yanımdan uzaklaştığında defteri bir kaç sözle yok ettim ve 
en sevdiğim güllerin olduğu bahçeye gittim.

Geldiğimde hemen kuyunun başına geçtim ve sonsuz ateşten bir küre aldım.
Güllerin hepsini besledikten sonra ise aralarına bir yere yatmıştım.

Güllerin güzel kokusu yüzümde bir gülümseme oluştururken gözlerimi kapattım. Bu hissi çok seviyordum. Özgür, mutlu ve yalnız. 

Yalnız olmak güzeldi. Sana karışacak varlıklar yoktu. Aynı zamanda kendince yaşamayı öğrenirdin. Ağladığında yanında birinin olmayacağını öğrenirdin. Yaralandığında, saracak birinin olmadığını bilirdin. Kötü zamanlarda kendini nasıl motive edeceğini öğrenirdin. En önemlisi kendini sevmen gerektiğini anlardın.

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin