. • ° Su ° • .

1.4K 107 42
                                    

27.01.2019

(Taehyung' dan)

Adamı ikna etmenin verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldım. Herkes görevini başarılı bir şekilde tamamlamıştı. Geriye tek bir görev kalıyor, o da Jisoo'nun özelliği olan 'Su' ile alakalıymış...

"Şu an tam olarak ne yapıyor?" Diye konuştu Jungkook, ardından Jimin sessiz olmasını söyleyerek kulağına yaklaştı ve fısıldadı. "Jisoo İkna ve Su Meleklerinin melezi. Suyla iletişime geçiyor şu anda da." Jungkook tekrar konuştu "Peki neden?" Jimin o sırada işini bitiren Jisoo' yu gösterip "İşte bu yüzden." Dedi. Hepimiz kafamızı Jisoo'dan taraf çevirdiğimizde şaşkınlıktan ağzımızın beş karış açılmasına engel olamadık. Çünkü Jisoo şu an karşımızda bir 'Deniz Kızı' olarak duruyordu...

"Evet, neden bu şekilde olduğumu merak ediyorsunuzdur sanırım ?" Diye söze başlayan Jisoo ardından devam etti. "Hemen açıklayayım. Şu an yapacağınız görev deniz canlılarıyla ilgili. Sulardaki atıkları toplayıp, mercanlara takılmış balıklara yardım edip etmemek sizin elinizde. Suyun altında sizi daha iyi gözetleyebilmek için kendimi 'Deniz Kızı'na dönüştürmek zorunda kaldım. Ama siz endişelenmeyin, suyun altında nefes alabileceksiniz." 

Bu sefer ilk ben başlayacaktım. Jisoo' nun "Sürenin bitmesine 25 dakika var elinden geleni ardına koyma... başlayabilirsin." Demesinin ardından hemen suya daldım ve çöpleri toplamaya başladım. Hemen yanı başımda da Jisoo deniz kızı haliyle beni izliyordu... Çöpleri toplama işlemi bittikten sonra bana elleriyle sürenin 10 dakika kaldığını gösteren Jisoo hızlanmama neden oldu. Sadece 5 mercan da takılı kalan balıkları ve deniz kaplumbağalarını serbest bıraktıktan sonra süremin dolduğunu bildirmek için Jisoo koluma dokunmuştu. Beraber yüzerek karaya ulaştığımızda sıranın Jungkook'a geldiğini bildirdiler...

(Jisoo' dan)

Hepsi görevlerini tamamladıktan sonra kollarına geçici bir 'Eau' mührü yaptım. Bu mühür kollarında ne kadar uzun bir süre kalırsa görevlerini o kadar iyi yaptıkları anlamına gelecek. Ve iyilik hanelerine yazılacaktı...

('Eau'  Fransızca 'Su' anlamına gelmektedir.)

Kendimi tekrar suyla bağlantıya geçirip eski halime döndürmüştüm. Çocuklara dönüp "Bugünlük göreviniz tamamlandı, artık gidebiliriz." Dememin ardından Jungkook konuştu.
"Neden biraz beraber vakit geçirmiyoruz?"

(Jungkook' tan)

Hepimiz Jimin'in yardımıyla görünür hale bürünmüştük. Tabi bunu yaparken Cennet ve Cehennem Mahkemelerinden izin almıştık. Denizin yakınlarında olan şezlonglara yan yana uzandık. Lisa şezlongdan kalkıp konuştu. "Şu yakınlarda mayo satan bir yer gördüm. Size alalım da denize girelim." Taehyung merakla konuştu. "Siz girmeyecek misiniz?" Jisoo sözün içerisine soğuk bir sesle girip konuştu. "Bizim var." Jennie de heyecanla konuşmaya başladı.
"Jimin-shii buradaki evimizin anahtarı sende mi hala? Ben yorgunum gidip uyuyacağım. Size de mayolarınızı getiririm." Jimin ona anahtarın yerini söylediğinde Jennie ortalıktan kayboldu.

Hepimiz kabinlere girip mayolarımızı giydiğimizde Lisa ve Chae'nin çıkmasını bekliyorduk.
Chae Lisa'ya hitaben konuştu. "Benim kabinime gelir misin?" Lisa bir kaç dakika sonra bikinisini giymiş ve koşarak Chae'nin kabinine girdi.
Lisa'nın girer girmez verdiği tepki ise 'Çığlık' atmak olmuştu.

Jisoo konuştu. "Bir dakika Chae?" Chae onaylar mırıltılar çıkardığında Jisoo çığlık atıp kabine koştu. Taehyung yanıma gelip kulağıma fısıldadı. "Ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?" Kafamı hayır anlamında salladığımda Jimin kabinin yanına gidip konuştu.
"Kızlar geliyim mi?" Kızlar evet dediğin de benden istemsizce bir 'Oha' nidası çıkmıştı.

Jin yanıma gelip sessizce konuştu. "Bir erkeğe bu kadar güvenmeleri normal mi?"
Tae ise benim yerime cevabı vermişti."O bir melek gerizekalı."

Jimin ve Jisoo kabinden çıkıp bize baktılar.
"Fazladan hırkası olan var mı?" diye sordu Jisoo. Vardı yani Yoongi hyung ve ben hırka getirmiştik. Kendi hırkamı verdiğimde Jisoo onu alıp geri kabine girdi. Kabinden Chaeyoung ile çıktıklarında gözümle ne olduğunu anlamak için Chae'yi taradım ama bir sonuç alamamıştım. 

Şezlonglara uzanmıştık en son Chaeyoung ve ben haricinde herkes suya girmişti.
"Jungkook istersen girebilirsin." Kafamı sağa sola salladım. Gözümü kapatıp şezlonga uzandım. 

Derin bir nefes verip oturur pozisyona geldiğimde Chae konuştu.
"İyi misin Jungkook?" "Bu gün sabahtan beri kanatlarımın çıktığı yerde kaşıntı var."

Şezlongda bacaklarını toplayıp boş yer bıraktığında konuştu. "Gel bakıyım bir, ne olmuş oraya?"

Önüne oturduğumda ellerini sırtımda hissettim. Zaten üstümde T-shirt tarzı bir şey yoktu. Eli direkt temas etmişti. Kanatlarımın çıktığı yerde ellerini bir süre gezdirdiğinde konuştu.
"Görünürde bir şey yok ve sen siyah kanatlısın yani daha yüksek bir seviyeye çıkmazsın. Ne olur olmaz diye Krem süreceğim." Tamam anlamında kafamı salladığımda bu sefer Jennie'nin getirdiği çantadan bir kerem çıkarttı ve sürmeye başladı. "Chaeyoung y-yanıyor"
Sırtım ferahlamaya başladığında merakla başımı arkama çevirdim. Chaeyoung sırtıma üflemeye başlamıştı.

------------Saat: Gece 01.23-----------

Chaeyoung'un verdiği kremi sürüp yatağıma yattım. Jimin bizi tekrardan görünmez yapmıştı ve Chaeyoung bana sırtım kaşındığında bunu sürmem gerektiğini söylemişti.
Gerçekten normalde uyumayan ben için şuan uyumak sanki ödül gibiydi.

----------Saat: Sabah 09.21---------

Başımda alarm gibi "Jungkook" diye öten Jin hyunga en son dayanamayıp bağırdım.
"Ne var Hyung ne!?" Uykuluydum yataktan kalkmaya mecalim yoktu. Jin Hyung boğazını temizlediğinde kendimi iyice yastığa gömdüm.

Daha demin kalkmaya mecalim yok demiştim demi? Jin Hyung'un dediği şey ile ok gibi fırlamıştım ama...

"Jungkook kanatların... Tamamen beyaz olmuş."

Stay With BangtanPink~ ❤

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin