. • ° Belki ° • .

800 62 13
                                    

01.02.2019

/   Medya: Alex & Sierra Little Do You Know   \

Kim Jisoo'nun Anlatımı:

Sabahtan beri Jin'e bakmama savaşıma dayanamamış Jin'i izliyordum.
'Tanrım neler yaratıyor' diye düşünürken Jin bana baktı. 
Aman Tanrım bana baktı! Kafamı hızla sağ tarafa çevirdiğimde 
flörtleşen Chae ve Jungkook çiftini görüp yüzümü buruşturdum.
Aile var burada!

Kafamı tekrar Jin'e çevirdiğimde bana baktığını gördüm. Eliyle bana
'Gel' işareti yaptığında omuz silktim.
'Birde yanına gidicem. Oldu!' diye geçirdim içimden. Aklıma gelen şeyle ayağa kalktım.
"Chae ben çıkıyorum. Bizimkilere söylersin akşam yemeğine gelmeyeceğim."

"Tamam da nereye gidiyorsun?" Elimi boşver manasında salladım ve vestiyerde duran
ince hırkamı aldım.

Hırkamı giydikten sonra ayağıma spor ayakkabılarımı geçirip evden dışarı attım kendimi.
Hızlı adımlarla sahile ilerledim. Jimin uzun süre burada duracağımızı söyleyip bizi görünmez yapmayı bırakmıştı. Sahile vardığımda şezlonglara en uzak olan yere doğru koştum.

"Junior Jisoo gelmek ister misin?" diye konuştum oturduğum kumun üstünde.
"Geldim Jisoo" diye konuşan bedene uzattım parmağımı. Parmağıma çıktığında dizlerimi kendime çektim ve onuda diz kapağımın üstüne koydum.

"Ne oldu Jisoo?" Denize bakarken konuştum. "Sohbet etmek için birine ihtiyacım var."
"Arkadaşlarınla neden konuşmuyorsun?" gözlerimi perimin küçük mavilerine diktim.
"Bilmiyorum... Sadece onlarla konuşasım gelmedi." küçük kafasını salladı. "Bu arada 'Lien' dövmeni kime verdin?" Gözlerimi büyüttüm. "Sen nereden biliyorsun?" Diz kapağımın üstüne 
yatarken konuştu. "Ben senin perinim Jisoo. Senin hakkında her şeyi biliyorum." 
Gözlerim eski haline bürünürken kafamı tekrar denize çevirdim. "Kim SeokJin'e verdim."

Minik beden derin bir nefes alıp konuştu. "Onun da su perisi oluşuyor."

"Onunda mı su perisi olacak?!" küçük mavilerini kapattı. "Dedim ya Jisoo. Su elemetine sahip olan her meleğin Su Perisi olur." Derin bir nefes aldım. "Haklısın... Sadece biraz fazla heyecanlandım." Hemen diz kapağımda oturur pozisyona gelip konuştu. 

"Neden ki?" cevap vermedim. "Yoksa... Jisoo-yah! Ondan hoşlanıyor musun?"
Yüzümü ellerimin arasına alıp boğuk çıkan sesimle konuştum. "Hayır! Yani, belki..."
Diz kapağımda ki ağırlık azalırken işaret parmağımı kavrayan küçük ellerle elimi yüzümden çektim. "Jisoo-yah bundan utanmana gerek yok ki?" gözlerimi aşağı indirip kafamla onayladım onu. Utanmama gerek yoktu ama utanıyordum işte.

Arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim. "Jisoo seni bulana kadar canım çıktı. Hadi gidiyoruz."

Yanıma gelen bedene doğru konuştum perimi elimle saklarken. "Nereye gidiyoruz."
Beden yanıma gelip konuştu. "Yemek yiyeceğiz." "Yemeğe gelmeyeceğim demiştim Jin."
Yüzü hafif solarken konuştu. "Tamam ben gidiyorum." Arkasından el sallayıp önüme döndüm.

"Bu o mu?" kafamı salladım. "Hadi suya girelim." diye konuştu elimin arasında olan Junior Jisoo.
"Olur." kimsenin görmediğine emin olduktan sonra yavaş adımlarla suya girdim. Su belime kadar gelirken suyun dibine daldım. Kimse görmeyeceğinden suyun dibinde hemen Deniz Kızı halime büründüm.

"Jisoo deniz kızıyken çok güzelsin." Gülümseyip konuştum. "Merkeze gidelim."
Kafası ile beni onayladı. Merkezde Deniz Kızları olurdu ama onlar su elementine sahip değildi, Melekte değillerdi. Sadece doğuştan Deniz Kızıydılar.

Merkeze geldiğimizde yanan ışıklarla iyice derine indim. Yolda gelirken de gördüğüm kaybolmuş, küçük palyaço balığını yanımda getirmişti. Ailesi burada olabilirdi. 
"Hey Jisoo seni görmeyeli uzun süre oldu." diyen Ae Cha'ya döndüm.
"Öylesine geldim. Birazdan tekrar döneceğim." Kafası ile beni onayladı. "Min Gyu seni özlemiştir. Onunla konuş biraz." Kafamı salladım. Min Gyu ailesinin küçük oğluydu. Beni çok severdi onunla hep oyunlar oynardım.

Arkadaşları ile oynayan Min Gyu'yu gördüğümde hemen yanına yüzdüm.
"Min Gyu?" Min Gyu bana dönerken gözleri kocaman açıldı. "Jisoo!" diye bağırıp bana sarıldığında hızından dolayı kendi etrafımda hafifçe dönmüştüm. "Ne kadarda büyümüşsün sen böyle?" benden ayrılıp konuştu. "Tabi büyürüm. Tekrar gitmeyeceksin değil mi?"
"Gitmek zorundayım Min Gyu. Biliyorsun bu noona bir Melek. Karada işlerim var."

Yüzündeki gülümseme solduğunda omzuna vurdum hafiften. "Hey ama daha sık geleceğim buraya!" Bana tekrar sarıldığında saçlarını okşadım. "Görüşürüz Noona arkadaşlarım çağırıyor."
Kafamla onu onayladığım da arkadaşlarının yanına geri döndü.

"Artık gidebiliriz Junior Jisoo" Omzuma bindiğinde karaya doğru yüzdüm.
Karaya çıktığımda normal halime bürünürken ıslanmış saçlarımı sıktım. Rüzgar estiğinde ıslak olduğumdan dolayı üşümüştüm. Kayalıklara bıraktığım ayakkabımı giyip eve doğru yürüdüm.

Zili çaldığımda Chaeyoung kapıyı açtı.
"Unnie! Bu halin ne?" Chaeyoung'u elimle kenara ittim ve içeri geçtim.
Ayakkabılarımı çıkartıp salona geçtim. Jin ve Jimin yan yana oturup sohbet ederken bana şok gözlerle baktılar. "Hey Jisoo ne oldu?" "Merkeze indim Jimin. Bir şey olmadı."

Altıma bir örtü serip koltuğa oturdum. Chae yanıma gelip konuştu. "Ae Cha ve Min Gyu'yu gördün mü?" Kafamı salladım. Chaeyoung'u bir iki kereliğine falan Deniz Kızına dönüştürmüştüm. Oradakiler Chaeyoung'u tanıyordu. Chaeyoung yanıma oturup kulağıma fısıldadı. "Şimdi ne olacağını gör."

Ona anlamaz gözlerle baktığımda Jimin'e döndü. Jimin Chae'nin bakışlarından bir şey anlamış olmalı ki kafasıyla onayladı ve Jin'in kulağına bir şey fısıldadı. Jin'in gözleri büyürken bana baktı.

"Jisoo Min Gyu kim?" konuşacakken Chae konuştu. "Eski sevgilisi." Elimle anlıma şaplak atma hissimi içime attım. Benden küçük biri nasıl sevgilim olabilirdi? Jin elindeki telefonunu yanına koyup. Pardon fırlatıp konuştu. "O senin eski sevgilin ve onunla konuşuyorsun?" 

Ağzımı açacakken Chaeyoung konuştu. "İstediğini yapar sanane?! Yoksa Jisoo unnie'den mi hoşlanıyorsun?"

Bu saçma konuşmayı daha fazla dinleyemeyeceğim için hızla yukarı çıktım. Banyoya girip saçlarımı kuruttum. Odamıza geçip üstüme bir şeyler aldım. Jennie aniden yanıma ağlayarak geldiğinde ona baktım. "Jennie?! Ne oldu?" Yatakta yanıma oturup kafasını omzuma koydu ve konuştu.

"Taehyung bir şey yapmak için Cehennem'e gitti. Bana en fazla 15 dakika sürer dedi ama..."

"İki buçuk saattir yok."

Stay With BangtanPink~
Oy Sınırı: 6

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin