. • ° Yok Etmek ° • .

712 63 21
                                    

10.02.2019

/   Medya: Halsey - Gasoline   \

Jeon Jungkook'un Anlatımı:

Karşımda yere yatan bedene donuk bir şekilde baktım. Elim ayağım boşalmıştı. Çünkü mırıldandığı kelimeler beni korkutuyordu. 'Korkuyorum, anne, kötü bir şey yapmadım' tarzı şeyler mırıldanıyordu.

Kollarım hemen onu sarmalayıp kaldırdığında güllere basmadan yürümeye çalıştım. 
O sırada bir mucize yaşanmıştı, güller ortadan ikiye ayrılmış ve bana bir çukur göstermişlerdi.
Hiç bir şüphe duymadan içeri girdim. 

Büyük bir oda vardı. İçinde bir masa ve masanın üstünde bir sürü fotoğraf ve not vardı. 
Notları sonra okuyacağımı aklıma kazıyıp kucağımda ki Chaeyoung ile çukurdan çıktım.
Güller yine iki yana açıldığında bu sefer bana Mahkeme yolunu göstermişti.

Kaşlarımı çattım. "Bana ne demeye çalışıyorsunuz?" Aniden güller renklere büründü. "Turuncu, Kızıl, Siyah... İyide bunlar şeytanların temsili renkleri?" Güller beni onaylamışçasına yapraklarını salladı. Bütün güller yanıyormuş gibi yaptığında aklımıza dövmemiz geldi. 

Gözlerimi büyüttüm. "C-Chaeyoung bir şeytan mıydı?" Güller yine yapraklarını salladığında açtıkları yoldan koşarak mahkemeye gittim. Kapıyı hışımla açıp kucağımdaki Chaeyoung'u koltuğa yatırdım.

"Bayan Lee!" diye kükredim. "Jungkook? Neden bu kadar sinirlisin?" Chaeyoung'a baktı. "Jungkook sana söyledim onun hafızasını yerine getirmem büyük suç." Derin bir nefes aldım.
"Peki onun Şeytan olduğunu ne zaman bize söyleyecektin?" Gözleri aniden büyüdü. "Sen? Nasıl?" Onun gibi davrandım "Ben? Nasıl?" Tam konuşacakken onu böldüm.
"Bana ne olduğunu hemen anlatmazsanız... "

"Pekala... Öğrendiğine göre anlatmamam tam bir saçmalık olur ama.... Bunu benden değil Bayan Park'tan öğrenmelisin." kafamı salladım. "Peki o nerede?" yutkundu ve ortadan kayboldu. 

"Siktir" diye mırıldandım tam yerinde gitmişti. Chaeyoung'un üstüne bir ateşten bir örtü örtüp güllerin yanına gittim. "Bana yardım edin Bayan Park'ın yerini bulmam lazım." Güller bana tekrar deliği açtı. "Gerçekten mi? Yardım diyorum yardım!" Güller deliği iyice ortaya çıkardığında kafam işime yarayacak şeyin delikte olduğuna yeni kafam basmıştı.

Bir ateş küresi yapıp içine gülü yerleştirdim. "Bana yardım edeceksin tamam mı?" Gül yapraklarını salladığında deliğe girdim. Gülü masaya bırakıp notları okumadan önce sordum.

"Bunları kim yazdı?" Yanar gibi yaptığında 'Lien' dövmesini bahsettiğini anlamıştım. Bu da bunların Chaeyoung'un yazdığı anlamına gelirdi.
Notları alıp okumaya başladım. Genelde benzer şeyler yazıyordu. Bayıldığında mırıldandığı şeyler... 

Bir not bulduğumda öbürlerine kıyasla daha uzun bir şey yazıyordu. Bir göz attığımda notalarla beraber sözler yazıyordu. Güle döndüm. "Chaeyoung şarkı mı besteliyordu?" Gül yapraklarını salladığında sözlere bir göz attım. 

İki kere düşün, 
Başka birisiymiş gibi davranamam.
Yanlış anlama,
Gülümsemek benim için hiç zor değil.

Yazdığı sözlerde en sevdiğim kesinlikle bu kısım olmuştu.
Notları kenara bırakıp güle döndüm. "Burada bir şey olduğuna emin misiniz?"

Yapraklarını salladığında kenardaki koltuğa oturdum. "Burada hiç bir şey yok."
Odayı daha dikkatle incelemeye başladım. Yeni fark ettiğim diğer şey ise odanın yarısı Siyah diğer yarısı beyazla süslenmişti. Beyaz kısımda sadece masa ve oturduğum koltuk vardı.

Siyah tarafta ise hiç bir şey...

Gül ateş küresinin içinde yuvarlanıp ayağıma değdiğinde onu elime aldım.
Elimden aşağı atlayıp siyah yere gitti. Bende peşinden gittim. Olduğu yerde zıplamaya başladığında ona bakamaya başladım. "Ne oldu?" zıplamaya devam etti. Onu ayağımla itip zıpladığı yere baktım. Bir şey yoktu. 

Eğilip daha dikkatle baktım. Elimle üstüne bastırdığımda dibine çökmüştü.
Gözlerimi pörtlettim. Sevgilime bak sen? Mermer iyicene dibine çöktüğünde bir düğme gördüm.
Hiç tereddüt etmeden düğmeye bastım. Kafamı kaldırdığımda tam anlamı ile çok olmuştum.

Her yer siyaha bürünmüştü ve her yerde bir şeyler vardı.
İlk başta masaya yöneldim. Sadece bir kağıt vardı ama oldukça şey yazıyordu.

Çıldırmaya başlıyorum. Başım da canlanan şeyleri birleştiremiyorum. Kulağıma hep aynı ses mırıldanıyor. 'Ateş Elementi Her Zaman Şeytanlara Ve Cehenneme Aittir' Hep aynı yeri rüyamda görüyorum. Bana benzeyen bir kadın görüyorum ama benden büyük. Acaba yaşlanınca öyle mi olacağım? Lavlar arasında benden yardım istiyor. Bana Roséanne diye sesleniyor ama benim adım Chaeyoung? Sonra hiçbir yeri gözükmeyen kısa bir adam görüyorum bana tokat atıyor ve bir yerden kovulduğumu söylüyor. Nereden kovulduğumu ise asla duyamıyorum. Sonra benden yardım isteyen kadın bana 'Tanrıça' olacağımı söylüyor. Sonra o kısa boylu adam 'Ondan Tanrıça falan olmaz' diyor. Galiba kendimi yavaş yavaş bitiriyorum. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. O kadın kim? O adam kim? Tanrıça? Roséanne? Nereden kovuluyorum?
Artık Yoruldum...

Kısa boylu deyince aklıma gelen tek kişi Cehennem Mahkemesinden görevli olan adam geliyordu. Ona benzeyen büyük kadın ise Bayan Park'tı ama neden hiçbir şeyi hatırlamıyordu?

Buraya tekrar geleceğime karar verip gülle beraber çukurdan çıktım. "Tekrar geleceğim. Saolun" deyip güllere el salladım ve hızla açtığım portaldan geçtim. Mahkemeye doğru koşarken sinirden ellerim titriyordu. Kapıyı sertçe açtım.

"Sen!" Kürsüdeki kısa bana baktı. "Sürprize bakın Jungkook gelmiş." deyip güldü.
"Her şeyi biliyorum!" dediğimde büyüttüğü gözleri bana dikti. "H-Herşey derken?"

"Chaeyoung ve Bayan Park'ı biliyorum... Veya Roséanne'yi mi demeliyim?" Gözleri daha büyürken konuştu.
"Yemin ederim böyle olacağını bilmiyordum!" Kaşlarımı çattım. "Her şeyi dökül!"

"Chaeyoung normalde bir şeytandı. Hani Cehennemde dolanan efsane var ya? Kızıl Gül. İşte o Kızıl Gül Chaeyoung'tu. O zamanlar adı Roséanne'ydi çünkü babası Chaeyoung doğduğunda ona ateşten gül yedirmişti. Annesi Bayan Park ilk Ateş Element'ine sahip kişiydi. İkinci kişi Bay Park'tı. Son kişi ise Chaeyoung. Ateş Element'i Cehenneme aitti bu yüzden başka kimse yoktu bu Element'e sahip olan. Bay Park Ateşle uğraştığı günlerden birinde Ateşleri siyaha büründü ve Bay Park'ı boğarak öldürdü. O zamanlar anlamıştım ki Chaeyoung Ateş Tanrıçası olacaktı. Çünkü Bay Park öldükten sonra sorumluluk Bayan Park'a aitti ama Bayan Park bunu reddetti ve Chaeyoung'u Ateş Tanrıçası yapma kararı aldı. Bunu yapmak için birisi ile evlenmesi gerekiyordu. Evlenmek için beni seçti ama... Chaeyoung bir gün Şeytanlık görevlerini bırakıp Melek görevleri yapmaya başladı. Kanatları beyazlaştı, saçları sarılaştı ve dönüşmeyi öğrendi. Ama Şeytanlar dönüşemezdi bende Chaeyoung'u Cehennemden kovdum ve hafızasını sildim.
Öleceğini düşünmüştüm ama... O"

duraksadı. Sonra yutkundu ve bana baktı.

"Bayan Park ona bütün gücünü verdi ve O"

"Her ne kadar bilmese de Ateş Tanrıçası ve aynı zamanda Cehennem Tanrıçası Oldu. O istemeden ben hiç bir şey yapamam ve istese Cehennem'i bile yok edecek güce sahip."

Stay With BangtanPink~

Oy Sınırı: 15

Angels Of The Demons- BangtanPinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin