12.07

8.6K 780 239
                                    

''En sevdiğin renk ne?'' diye sordu Taehyung. Bu, sormuş olduğu bilmem kaçıncı soruydu. Vakit geçirmek amacıyla sohbet ediyorduk çünkü dakikalar içerisinde kurtarılacağımız fikri yavaş yavaş sönüyordu. 

Sorduğu soruyu ''Sarı'' diyerek yanıtlayıp aynı soruyu ona yönelttim ''Senin?''

Taehyung benim sormuş olduğum soruyu ''Mavi'' deyip cevapladıktan sonra bir müddet bekledi. Soruları o soruyor, ben cevaplıyordum çünkü. Yeni bir soru düşünüyor olmalıydı. 

Karşılıklı biçimde oturmayı bırakmış, yeniden yan yana oturur duruma gelmiştik fakat bu seferki ilk hallerimizden biraz farklıydı. Asansörün en uç köşelerinde değil, dip dibe oturuyorduk. Hem de tam anlamıyla dip dibe. 

Teknik olarak ben en başından beri yerimi hiç değiştirmemiştim. Sağ tarafta, sol yanım metal kısma değecek şekilde ve bağdaş kurmuş halde duruyordum. Taehyung ise birkaç dakika önceki tıkırtıdan korktuğumda önüme geldiği duruşunu bozmuş, yanıma doğru kaymıştı. 

İkimizde birbirimize bakmıyor, tek ışık kaynağımız olan havalandırmanın aydınlattığı metal kapıyı izliyorduk. Birbirimize bakmak için dönersek aramızda neredeyse hiç mesafe kalmazdı çünkü. Düşüncesi bile garipti. 

Neden sonra Taehyung yeni bir soru sordu ''Hiç kardeşin var mı?''

Yanıtladım ''Hayır'' ve sordum ''Senin?''

''Hayır'' dedi ''Peki hiç arkadaşın var mı?''

Önce başımı iki yana salladım fakat görüp görmediğinden emin değildim ''İş yerinden birkaç tane arkadaşım var. Onun dışında pek arkadaşım olduğu söylenemez'' 

''Benim de öyle'' bu sefer soru sormamış olmama rağmen yanıtlamıştı ''Sadece üç tane arkadaşım var ama bana yetiyorlar'' 

''İsimleri ne?'' dediğimde ilk defa ben soru yöneltmiş oldum ve sorumun cevabı gecikmeden geldi ''Jeon Jungkook, Kim Seokjin ve Kim Namjoon'' 

Öncelikle dinleyip anladığıma dair küçük mırıltılar çıkardıktan sonra konuşma sırasını ele geçirdim ''Benimkiler ise Yoo Kihyun, Min Yoongi ve Jung Hoseok''

Sordu ''Hiç kız arkadaşın yok mu?''

''Hayır'' dedikten sonra aynı soruyu yöneltmek yerine değiştirdim ''Sence buradan çıkabilecek miyiz?'' Ve ona bakmasam bile bana döndüğünü hissettim. Zaten görüş alanım içerisindeydi yani yaptığı herhangi bir hareketi görmem için ona dönmem gerekmiyordu. 

Halen bana bakarken ''Elbette'' dedi ''Burada çürüyecek değiliz'' 

Yüzlerimizin çarpışabileceği ihtimalini bile bile ona döndüm ''Sence ne zaman fark ederler?''

Önce gülümsedi ''Çok sürmez'' ardından ise -sanırım- güven vermek amacıyla ona yakın olan elimi tuttu ''Bana güven'' 

Onunki kadar güzel olmasa bile elimden geldiğince içten bir şekilde gülümserken ''Soru sormaya devam eder misin?'' diye sordum ''Seninle konuşurken içinde bulunduğumuz ortamı unutuyorum çünkü'' 

''Boş zamanlarında neler yaparsın?''

***

Elevator | vmin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin