32. Bölüm

3.5K 191 21
                                    

Geç geldiğinden dolayı özür dilerim elimde değildi.

İyi okumalar :)

Victoria

İki hafta geçmişti. Çocuklar çoğunlukla stüdyoda çalışıyolardı, aslında neredeyse bitirmişlerdi. Ne kadar gurur duysam azdı.

Tyler veya okuldaki insanlardan birkaçmesaj almıştım, söylediklerini görmezden gelmeye çalışıyordum. Zor oluyordu. Çocuklar stüdyodayken onları arayamıyordum sadece Luke'un notunu çıkarıyordum ve bilekliği tutuyordum. Güçlü olma konusunda gittikçe iyi oluyordum, Luke ve çocuklar sayesinde. Bana hep yardım ettiler.

Birazdan stüdyodan gelmiş olurlar, bana önemli birşey anlatacaklarını söylemişlerdi.

Onların gelmesini bekledim ve en sonunda geldiklerinde hep birlikte kanepeye oturduk. 

"Evet, bizim sana bir şey söylememiz gerek." dedi Ashton.

 "Biliyorum, lütfen anlatın stres oldum." diye cevapladım.

"Pekala biz bunu iki haftadır biliyorduk ama olacakları öğrenmeden sana söylemek istemedik." diye açıkladı Calum.

Ah. İki haftadır bildikleri bir şeyi bana söylemediler.

"Anlatın." dedim sabırsızlanarak.

"EP yayınlandıktan sonra... Avustralya turuna çıkacağız." dedi Michael.

"Ciddi misiniz? Çocuklar bu çok heyecanlı!" diye bağırdım.

Yanıma gelmeleri için el salladım ve tek seferde hepsine sarıldım. 

Onlar için çok mutluydum. Bu inanılmaz bir şeydi.

Küçük kutlamamızdan sonra Luke hariç hepsi gitti.

"Sizin için çok mutluyum." dedim ve gülümsedim.

"Bununla ilgili biraz daha konuşmak istiyorum." dedi Luke.

"Pekala.." diye cevapladım kafam karışmıştı.

Koltukta yanıma oturdu birbirimize döndük. Elimi eline aldı.

"EP'yi Ağustos'un başında yayınlayacağız dimi?"diye başladı.

Başımı salladım. Ne diyecekti ki?

"Yani biz yayınlandıktan sonra tura çıkacağız.Bu da demek oluyor ki tur Ağustos'un sonlarına doğru başlıyor." dedi."Ve bir aylığına gideceğiz." 

"Yani son senemizin ilk ayını kaçıracak mısın?" diye sordum.

Kafasını salladı ve zorlukla gülümsedi.

"Ah. Bir koca ay." dedim.

"Sorun olmayacak bebeğim. Çok uzun değil..."dedi beni neşelendirmeye çalışarak.

Kucağına oturup bacaklarımı beline doladım ve kollarımı boynuna koydum. Yüzümü çenesinin altına sakladım ve iç çektim. Bir kolunu belime sarıp diğerini de sırtımı sıvazlamak için kullandı.

 "Üzülme Vic." dye fısıldadı.

"Bir uzun ay sürecek." dedim sessizce.

"Ama atlatacağız." diye cevapladı.

Bir süre sadece sessizce oturduk.

Okul yeniden başladığında neler olacak yanımda olan bir Luke veya Calum olmadan?

"Sizin için hala çok mutluyum." dedim.

Hafifçe dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Onlar için gerçekten mutluydum, sadece onları çok özleyecektim.

------

Ertesi günüsabah alt kattan gelen gürültülerle uyandım.

Alt kata indim ve hasta görünen annem beni geçerek üst kata yürüdü. Umarım o iyidir.

Alt kata indiğimde Michael'ı gördüm.

"Burada ne yapıyorsun?" diye sordum.

"Bilmiyorum ama buradayım, git hazırlan. Parka gideceğiz." dedi.

Tamam?

Odama çıkıp hızlıca giyindim. Hiç makyaj yapmadım yorgundum. Alt kata indim ve Michael'a katıldım.

"Hadi gidelim." dedi gülümseyerek.

Dışarı çıktık ve parka varana kadar birkaç dakika yürüdük varınca ikimizde salıncaklara oturduk.

"Şimdi neden buraya gelmemi istediğini anlatacak mısın?" diye sordum.

"Peki, birbirimize her şeyi söylerdik ama olanlardan beri çok fazla konuşamadık sadece bunu özledim." dedi.

"Üzgünüm... Ama şimdi buradayız neler oluyor anlat. Bana anlatmak istediğin bir şeyler olmalı." dedim ona gülümseyerek.

"Geçtiğimiz zamanlarda..." sanırım söyleyeceği şeyi düşünüyordu "Pekala kayıtları ve diğer heyecanlı şeyleri biliyorsun. Ah ve bir gün stüdyoda Luke benden özür diledi ve-" 

"Bekle Luke özür mü diledi?" diye sordum.

"Evet... Bildiğini sanıyordum. Ona bunu senin yaptırdığını sandım." diye cevapladı.

"Yapmasını ben söylemedim, eğer ben yapmasını söyleseydim bunun bir anlamı olmayacağını biliyordum. Eğer onun kendi isteğiyle özür dilediğinden emin değilsin, o kendi istediği için özür diledi." dedim.

Hafifçe gülümsedi "Turumuzla ilgili nasıl hissediyorsun?"

Harika, tur konusu açıldı.

"Sizin için çok heyecanlıyım. Hepinizi çok özleyeceğim. Ama siz konsere çıkıp sevdiğiniz şeyi yapacaksınız yani sorun yok." dedim ve gülümsedim.

"Bizde seni özleyeceğiz Vic." dedi.

İç çektim "Her şey çok hızlı değişiyor." 

"Biliyorum, olanlar inanılmaz." diye cevapladı.

Bakışlarımı yere indirdim. Onlar için gerçekten mutluydum. Sadece bir ay onları görmemek? Onları neredeyse hergün görüyordum. Sadece bencilleşiyorum sanırım.

"Luke'un sürprizini nasıl buldun?" diye sordu.

Gülümseyerek bilekliğime baktım "Aslında harikaydı."

Bilekliğimle oynağımı farketti ve gülümsedi.

"Luke anlattı. Hepimizden bir tılsım seçmemizi istedi." dedi Michael.

"Benim için çok şey ifade ediyor. Benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim, hepinize teşekkür etmem gerek." dedim.

"Ne? Neden?" diye sordu kafa karışıklığıyla.

"Altüst olmuştum, sürekli ağlıyordum ve bir sürü boka sebep oldum ve hepiniz ilgilenmek zorunda kaldınız." diye cevapladım.

"Hiçbir şeye sebep olmadın, yalnış olan hiçbir şey yapmadın. Bunu düşünme." dedi. "Gel buraya."

Ayağa kalktım ve yanına gittim oda bana sarılıp sırtımı sıvazladı.

"Hiçbir şeye sebep olduğunu düşünmeni istemiyorum tamam mı? Olmadın." dedi yavaşça.

Ona sıkıca sarıldım "Benim için yaptıklarından dolayı teşekkür ederim." 

Duymadığımı sandığı bir tonda 'Seni seviyorum' diye fısıldadı. Duymazdan geldim. Şuan da bunu düşünmeyecektim.

"Hadi gidelim." dedim.

Benimle eve yürüdü ama gitmesi gerekti.

Olanların arkadaşlığımızı zedelemediği için memnundum.

Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)

Friends or More? // Luke Hemmings (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin