38. Bölüm

2.7K 176 6
                                    

Ve beklenen bölüm geldi. İyi okumalar :)

Victoria


Cuma sabahı yine boktan bir okul gününe uyanmıştım. Harika.

Tek iyi şey ise çocukların yarın dönecek olmalarıydı. Bir ay sonunda bitiyordu.

Giyinip alt kata indim. 

"Victoria, baban ve ben bu akşam evde değiliz unutma." dedi annem.

"Tamam biliyorum." diye cevapladım.

Sadece hafta sonu için gideceklerdi bunda bu kadar büyütecek ne vardı anlamıyordum.

Eşyalarımı aldım ve okula doğru yola çıktım.

İlk dersin olacağı sınıfa girince Jess'i gördüm ve sırama otururken ona gülümsedim.

"Hafta sonu ne yapacaksın?" diye sordu Jess.

"Çocuklar eve dönecek." dedim ve gülümsedim.

Bu yüzden bir an önce bu günün geçmesini bekliyordum.

Çocuklar bu hafta sonu eve geliyorlardı.

Ve ben çok heyecanlıydım.

---

Başka bir okul günü de bittikten sonra eve yöneldim.

---

Annem büyük bir çantayı arabaya koyduktan sonra babamla birlikte yanıma geldiler. Kuralların üstünden geçip beni özleyeceklerini söylediler. Dürüst olmak gerekirse çoğunu dinlememiştim.

"Peki, bay." dedim sanki bininci kez söylüyormuşum gibi hissederek.

"Dikkatli ol." diye bağırdı babam arabadan.

"Tamam iyi eğlenceler, bay!" onlar uzaklaşırken gülümsedim.

İçeri girip kapıyı kapattım. Hafta sonu evde yalnızdım. Sorun değildi çünkü çocuklar gelecekti.

Saat oldukça geç olmuştu ve uyumam gerekiyordu. Telefonum çaldı.

Luke.

"Selam Luke." diye açtım telefonu gülümseyerek.

"Selam Vic, napıyorsun?" dedi Luke.

"Şuan da hiçbir şey, hafta sonu evde yalnızım. Sanırım sadece sizin gelmenizi bekleyeceğim. Tam olarak ne zaman geleceksiniz?" dedim.

"Aslında yarın gelecektik ama-" diye başladı ama sözünü kestim.

"Kapıda biri var bekle." dedim.

Kapıyı gidip açtım ve ağzım açık kaldı.

"Ama bugün eve döndük." dedi önümde dururken.

İçeri girdi ve midemin karıncalanmasını sağlayacak şekilde dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Tanrım onu çok özlemişim.

Ellerini kalçalarıma koyup beni duvara yasladı. Telefonumu elimden atıp kollarımı boynuna sardım. Geri çekildi ve tekrar dudaklarımızı birleştirmeden önce "Seni çok özledim." dedi. Elleri vücudumda dolaşırken bende saçlarını karıştırdım. Geri çekilip çeneme doğru öpücük kondurmaya başladı ve boynuma indi ve sonra da köprücük kemiğime.

İnlememi engellemek için dudağımı ısırdım. Yeniden boynumu öpüp kulağıma geldi.

"Seni çok seviyorum." diye fısıldadı tekrar boynuma inmeden önce.

"Luke.." diye sessizce inledim.

Boynuma bakıp sırıttı. Dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdı. Kalçalarımı kavrayıp bacaklarımı beline sarmamı sağladı.

Öpüşmeyi kesmeden beni üst kata taşıdı.

Beni yatağıma yatırıp üstüme çıktı ve yeniden öpmeye başladı.

Tişörtümün eteğiyle oynarken geri çekildi.

"Bunu gerçekten yapacak mıyız?" dedi kesik kesik nefeslerinin arasında.

Kafamı salladım ve gülümseyip tişörtümü çıkardı.

Pantalonumun beline gelmeden önce tekrar beni öptü.

Geri çekilip kendi tişörtünü çıkardı.Dudaklarıma bir öpücük daha kondurup boynuma indi. 

"Sen, bunun, için, hazır, olduğuna, emin, misin?" diye sordu karnıma doğru giden öpücüklerinin arasında.

Dudağımı ısırdım ve kafamı salladım.

İnanılmaz bir gece olduğunun dışında başka bir şey söylemeye gerek yoktu.

----

Luke'un kolları belime sarılı bir şekilde uyandım. Gece olanları hatırladım ve gülümsedim. Hala uyuyan Luke'a baktım.

Kalkmadan önce alnını öptüm ve kıyafetlerimi alıp duşa gittim.

Duş kabinine girerken geçen geceyi düşünüyordum. Buna inanamıyordum.

Duşum bittikten sonra giyindim. Odama geri döndüğümde Luke giyinmişti. Bende saçımı ve görünüşümü düzeltmek için aynanın karşısına geçtim. Luke arkama geldi ve kollarını belime sardı.

"Günaydın güzelim." diye fısıldadı.

"Günaydın Luke." deim ve gülümsedim.

"Gece için teşekkür ederim." dedi sessizce ve boynuma bakarak sırıttı.

Kızardım ve oda benim yanağımı öptü.

"Çocuklar seni bugün görmek istiyor." dedi.

"Bende onları görmek istiyorum ve onları da özledim." diye cevapladım.

"Umarım beni özlediğim kadar değildir." dedi gülerek.

"Tabiki de seni özlediğim kadar değil." dedim ona dönerken ve dudaklarımı dudaklarına bastırıp geri çekildim.

"Onları arayıp davet etmeye ne dersin?" dedim.

"Tamam onlara mesaj atacağım." deyip gülümsedi ve cebinden telefonunu aldı.

"Ah, sanırım Jess'i arayıp onu da davet edeceğim." dedim.

"Sonunda bize bahsettiğin Jess ile tanışacağım." diye cevapladı.

Telefonumu alıp Jess'e mesaj attım.

'Jess buraya gelmek ister misin? Çocuklar burada." 

Saniyeler içinde cevap geldi.

"Evet tabi görüşürüz.'"

Kafamı kaldırıp bana bakan Luke'a baktım.

"Ne?" diye sordum.

"Sen harikasın." dedi gülümseyerek.

Yanına gidip ona sarıldım.

Kapı çalınca aşağı indik.

Diğerlerini görme zamanı gelmişit.

Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)

Friends or More? // Luke Hemmings (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin