Bir önceki bölüm kısaydı ve bende dayanamayıp bir bölüm daha çevirdim. İyi okumalar :)
Victoria
Sonunda cuma, ve bu hafta cehennem gibiydi. Luke'a mesaj atmak istiyordum sonra kendime bunun kötü bir fikir olduğunu inandırdım. O benimle mesajlaşmaya çalışmıştı ama ben cevap vermemiştim.
Bu gece Tyler'la onun mekanında takılacağız bu yüzden hızlaca hazırlandım. Onun eviyle benim evimin arası on beş dakikalık mesafedeydi. Dışarı çıktım ve yürümeye başladım.
Evine vardım ve kapıyı çaldım.
"Selam bebeğim." dedi sırıtarak.
"Selam." dedim ve bana sarıldı. Beni içeri aldı ve odasına çıkardı.
Telefonumu sandalyesine koydum ve yanındaki sandalyeye oturdum.
"O zamandan beri nasıl hissediyorsun? " diye sordum.
"Hala yara ve kesik var ama çok önemli değil." diye cevapladı.
Telefonum çalmaya başladı ve Tyler ona benden önce ulaştı.
"Luke? Neden seni arıyor?" diye sordu.
"O benim arkadaşım." dedim.
"Hayır artık değil." dedi sesini yükselterek.
"Kiminle konuşacağıma karışamazsın." diye cevap verdim sesimi yükselterek.
Geri döndü ve parmaklarını saçlarına geçirdi.
"Hayır! O piç bana saldırdı ve sen hala onunla konuşuyorsun!?" dedi ve aniden dönüp bana tokatatmaya çalıştı ama ben hemen çekildim.
O biraz önce bana tokat atmaya mı çalıştı?
"Sen biraz önce..." sözüm kesildi.
"Hayır bebeğim üzgünüm ben.." sözünü kesme sırası bendeydi.
"Boşver." dedim ve aşağı inip dışarı koştum.
"Vic bekle!" arkamdan bağırdı.
Duymazdan geldim ve koşmaya devam ettim. Yavaşlamaya başladım ve telefonuma baktım.
'Luke- Cevapsız Arama'
Onu aramaya karar verdim ve yolun kenarına oturdum.
"Vic?" diye sordu.
"Evet, benim." dedim sesimin üzgün çıkmamasına çalışarak.
"Vicky ne oldu? Seni huzursuz eden bişeyler var." dedi.
"Ben. Ben gelebilir miyim?" diye sordum.
"Tabiki, aramız nasıl olursa olsun buraya her zaman gelebilirsin." diyerek içimi rahatladı.
"Yoldayım." dedim ve telefonu kapattım.
Bir kaç dakika yürüdükten sonra onun evindeydim.Beni dışarı da bekliyordu onu görünce kollarına koştum. Dengesini kaybettiğini söyleyebirim. Yeniden dengesini sağladı ve bana sıkıca sarıldı.
"Seni özledim." dedim.
"Sebi çok fazla özledim." diye saçlarıma doğru fısıldadı sırtımı ovarken.
"Hadi, içeri." dedi elimi kaptı ve beni odasına çıkardı. "Şimdi bana neler olduğunu anlat."
Yatağına oturdu bende onun yanına oturdum kolunu etrafıma sardı.
"Pekala Tyler'daydım ve sen aradın. Aslında o gördü ve aramana kızdı ve, ve bana vurmaya çalıştı." diye açıkladım.
Gerildi " Lütfen yalan söylediğini söyle." diye yalvardı.
Kafamı hayır anlamında salladım. Ayağa kalktı ve masadaki lambayı devirdi. Onun ani çıkışıyla ürkerek sıçradım.
"Siktir!" diye bağırdı ve raflardaki bazı kitapları yere itti.
Hİç kimse olmadığı için memnunum böylece onun taşkınlığından dolayı üzülmeyecekler.
Eşyaları kırarken bağırarak küfür etmeye devam ediyordu.
"Luke!" diye bağırdım.
"Ne?" dedi sinirle, bu beni korkutmuştu.
"Neden bunu bu kadar önemsiyorsun?" diye sordum.
"Sana bok gibi davranıyor. Neden hala onunla birliktesin?" diye bağırdı.
Oldukça sinirliydi "Luke-"
"Kahretsin Vic!" dedi başka bir şeyleri çarparken.
"Neden bunu bu kadar önemsiyorsun?" diye sordum yeniden.
"Neden?" dedi bana yaklaşırken.
O bana doğru gelirken bende geri gidiyordum, korkuyordum. Odada yürümeyi bıraktım.
"Nedenini bilmek istiyor musun?" dedi sakinleşerek, gözlerime çok derin bakıyordu.
Gözlerime bakmaya devam etti bir ara gözleri dudaklarıma kaydı ve sonra tekrar gözlerime baktı.
Ellerini kalçalarıma koyarak beni sıkıştırdı ve beni öpmeye başladı. O beni hiç kimsenin öpmediği kadar tutkulu öpüyordu. Bir elini boynumun arkasına koydu. Bunun hoşuma gitmesinin yanı sıra ne olduğunu gerçekten bilmiyordum. Ona karşılık verdim. Geri çekildi ve boynuma bir öpücük kondurdu.
"İşte bu yüzden." derin nefes verdi boynuma doğru konuşurken dudakları boynuma değiyordu.
Elleri kalçalarımın arkasındaydı ve gözlerinin içine baktım.
Bu harikaydı. Luke karşı önceden nasıl böyle hissetmemiştim. Gözlerine bakarken bir sürü soru kafamı kurcalıyordu.
"Hiçbir şey hissetmediğini söyleyemezsin." diye yavaşça konuştu bir elini saçlarıma getirirken.
"Ben, ben.." diye kekeledim. Konuşamıyordum.
Gözleri yüzümdeki bir tepkiyi bekliyordu, bir cevap almak için çok umutsuz duruyordu.
Bİr elimi yüzüne koydum ve başka bir öpüşmeyi başlattım. Bu seferki çok ateşliydi ve devam ediyordu. Uyluklarımı kavradı ve bacaklarımı beline sardı. Popomun altından tutarak beni destekledi.
"Voav! Bir şeyleri mi bölüyoruz?" Michael, Calum ve Ashton Luke'un odasının kapı eşiğinde duruyorlardı.
Luke beni yere koydu ve onlara baktık ikimizinde yanakları kızarmıştı.
"Siz bitirdiğinizde aşağıda olacağız." dedi Calum sırıtarak.
Kapıyı kapatıp gittiler.
Luke bana baktı.
"Vic, ben- ben seni seviyorum." dedi.
Beni sevdiğini mi söyledi?
Gözlerime derince bakmaya başladı. "Bu büyük ihtimalle yorum yapman için çok fazla üzgünüm sadece, Seni her gün o piçle görmek beni öldürüyor. Ve bu seni kırdığında ve ağlattığında daha da kötü oluyor. Seni çok fazla önemsememin nedeni bu. Onu dövmemin nedeni bu. Son zamanlarda farklı olmamın nedeni bu. Çünkü ben- ben sana aşık oldum."
Yorum ve oylarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends or More? // Luke Hemmings (Türkçe)
FanficBu kitap 5sosidk adlı yazarın Luke Hemmings ile ilgili 3 kitaptan birincisi. Yazarın kendisinden izin aldım. Eğer beğenirseniz devam etmek isterim. İyi eğlenceler :)