Caner'le olan konuşmamızın üzerinden beş gün geçmişti, yüzüm hala iyi değildi fakat sesimi toparlamıştım.
Müzisyenlerle her zaman ki boş muhabbetimizi ederken zaten loş olan aydınlatma iyice azaltıldı ve üzerimizdeki ışık ortama göre parlak kaldığında sahneye birisinin yaklaştığını fark ettim, bana bir kağıt uzattı, kağıdı almak için tuttuğumda kız gülümsedi fakat kağıdı bırakmadı, "Türkçe şarkı söylemediğini biliyorum ama bu şarkıyı biliyorsan ve söylersen çok mutlu oluruz." Kağıdı tutmayan eliyle bir masayı gösterdi, "Arkadaşımız kanseri tamamen yendi, bir bar kutlama için doğru bir yer değil belki ama sana bayılıyor ve seni uzun zamandır hiç canlı canlı dinleyemedi. Bunu söylersen onu çok mutlu edersin. En sevdiği şarkıcıdan en sevdiği şarkıyı duymak onu çok mutlu eder."
Kağıdı bıraktı ve demin işaret ettiği masada oturan ve arkadaşlarıyla sohbet eden sarışın çocuğu gösterdi, çocuğun saçları kulaklarının altına kadar geliyordu ve oldukça hoş görünüyordu, "Bize hiç söylemedi ama senden hoşlanıyor sanırım." Deyip sırıttı ve daha sonra arkasını dönüp masaya gitti ve arkadaşlarına katıldı. Elimdeki kağıdı açıp yazan şarkıya baktığımda gülümsedim, bu şarkıyı bilen çok fazla insan yoktu.
Müzisyenlere çalacağımız şarkıyı söyledim ve gözlerimi çocuğun üzerine diktim, ilk notaları duyduğunda yüzündeki ifade değişti ve gözleri direkt beni buldu. Daha sonra bakışlarını arkadaşına çevirdi, sanırım utanmıştı. Bana şarkıyı veren kız çocuğun yanaklarını tutup yüzünü bana doğru çevirdiğinde sırıtıyordum.
Çocuk ona baktığımı fark edince alt dudağını ısırdı, ardından yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti.
🍋
Aman aman bu cocuk da kim