9 yıl önce
27 Temmuz, Salı, 12.43pm
Armağan mutsuz hissediyordu, odada kimse olmasa yüzünü yastığına gömüp hıçkırarak ağlardı, çünkü Fatih gidiyordu. İlk günden beridir tanıdığı, abisi saydığı Fatih bugün on sekiz olmuştu ve yurttan ayrılma vakti gelmişti. Armağan ona güzel bir pasta ve kendisini hatırlatacak güzel bir hediye almak için yaz tatilinin başladığı gün çalışmak için bir kafeye gitmişti, yaşından dolayı kabul edilmediği zaman gece yağmur yağarken sessizce ağlamıştı. Kendisini çok yetersiz hissetmişti ama diğer gün çırak arayan bir araba tamircisi bulmuş, hemen işe başlamıştı. İlk günler kendisini aptalca şekillerde yaralasada işi çabucak kapmış ve ustasının gözüne girip ilk haftadan biraz harçlık almıştı ve harçlık maaşından kesilmemişti.
Armağan, Fatih'e en sevdiği meyveli pastadan, kuru pastalardan, en sevdiği grubun tişörtlerinden iki tane ve kardeşlik kolyesi denen bir kolyeden ikisine de almıştı. Fatih'in mutlu olmasını çok istiyordu, kendisine yıllarca abilik yapmıştı ve Fatih'in onu iyi bir kardeş olarak hatırlamasını istiyordu. Kendi boynuna çoktan taktığı kolyesini avucuna alıp sıktı ve Fatih'in içeriye girmesini sabırsızlıkla beklemeye başladı. Bir de onun için balonlar ve süsler alıp yatakhaneyi süslemişti. Buradaki son anılarının güzel olmasını istiyordu.
Cam kenarında bekleyen ve yatakhanenin en küçüğü olan Samet, "Fatih abi geliyor!" Diye bağırıp koşarak, ortaya çektikleri masanın başına gitti. Armağan'da hızlıca yerinden kalkıp masanın arkasındaki yerini aldı ve heyecanla beklemeye başladı. Yatakhanede bıçak bulundurmak yasak olduğu için pastayı aldığı yerde kestirmişti ve aklında bir sürü şey vardı.
Kapı açıldığında içeriye giren Fatih değil Gürkan olmuştu. Gürkan sırıtarak masaya yaklaşırken, Armağan yüzünü buruşturdu, Gürkan'a olan ilgisini çoktan kaybetmişti ve ondan sadece görüntüsü yüzünden hoşlandığını fark etmişti, bir de Fatih'in dediği gibi karşılıksız iş yapmıyordu Gürkan, bir keresinde yurtta ceza almıştı ve cezasını zorla Armağan'a itelemişti, neden olarak da ona matematik çalıştırdığını söylemişti.
Küçük olan gün boyu tuvalet temizlemiş ve Gürkan'ın arkasını toplamıştı.
"Bana mı bunlar?" Dedi Gürkan sinir bozucu sırıtmasını sinir bozucu suratından silmeden.
"Senin için bir şey yapacaksak anca ortaya sıçarız Gürkan. Yanaşma." Dedi Mehmet, Fatih'ten sonra yatakhanenin en sevilen abisiydi. Uzun boyu ve sert suratı yüzünden kimse ona pek yanaşmazdı, o da kimsenin kendisine yanaşmamasından rahatsız olmuyordu aksine rahat ediyordu ama birisinin başı beladaysa oraya ilk Mehmet koşardı.
"Aman iyi be. O sikik Fatih için tüm bunlar değil mi?"
Mehmet, "Burada bir sikik varsa o da sensin Gürkan, çocukların yanında açtırma ağzımı. Yatağına doğru yol al." Dediğinde Gürkan küfür ederek yatağına gitti, o sırada Armağan aldığı on sekiz mumu pastanın üzerine dizmişti ve Mehmet'ten çakmağı isteyip hepsini yaktığında yatakhanenin kapısı açılmış, herkes bir ağızdan, "İyi ki doğdun Fatih" diye şarkı söylemeye başlamıştı.
🍋
Armağan gece boyunca Fatih gidiyor diye ağlamış, sabahı zor etmişti, şimdi de cam dibinde olan yatağında oturmuş güneşin doğmasını bekliyordu. "Ağlama lan." Diyen uykulu sesi duyunca kafasını dışarı uzatmasına gerek kalmadan Fatih onun yatağına indi ve sarışına sıkıca sarıldı. "Gidiyorsun." Dedi Armağan, sesi ağlamaktan kısılmıştı.
"Seni ziyaret etmek için hep geleceğim ki."
"Ama İstanbul'a gideceksin okul için. Sürekli gelemezsin." Fatih'in omuzları ağır bir yük taşıyormuş gibi çöktüğünde kolları arasındaki küçük çocuk bunu fark etmiş ve iç çekmişti. Fatih gitmek istemiyordu ama gitmeliydi. İyi bir okulu kazanmıştı, okulu bittiğinde Armağan on sekizine girecekti ve oju yanına alacaktı, en azından kendisini böyle ikna etmişti. "Tatillerde hep geleceğim oğlum. Abinim ben senin. Seni burada bırakır mıyım?"
Armağan sakince başını salladı ve Fatih'i ittirdi, "Git uyu." Dedi, "Yorgun düşme."
"Yol boyunca uyurum merak etme sen beni."
Armağan derin birkaç nefes aldı, "Hediyelerini sevdin mi?" Fatih'in dudakları gerildi ve gülümsedi? "Beğenmek mi? Bayıldım. Ama bir de sarı gelini söyleseydin tadından yenmezdi."
Armağan başını Fatih'in göğsüne yaslayıp ezberlediği ilk türküyü sessizce okumaya başladı. Hem mutlu hem mutsuzdu. Mutluydu çünkü Fatih hayallerine kavuşacaktı; mutsuzdu çünkü bir süre sonra ister istemez kopacaklarını biliyordu.
🍋
Fatih, Armağan'ın gerçekten değer verdiği ilk insanlardan ve aşırı masum değil mi ya küçük Armağan'ım....
Birr de aslında bu bölümde Gürkan'la olan şeyleri de yazacaktım sonra bir baktım yaz yaz bitmiyor bir dahaki bölüme artık dedim djfkjd