Yağmur şiddetle yağıyor tişörtümün açıkta kalan yaka kısmından içeri giriyordu.
Deri ceketime daha çok sarındım.
Neden fermuarı yoktu şu lanet olasıca ceketin?
Bir taksi bile geçmiyordu bu ıssız sokaktan.
Ne yapacaktım şimdi?
Bir başıma bu saatte bu yağmurda ve bu karanlıkta.
Sokağın sonunda bir park gördüm, bu sokağın aynısıydı. O da ıssızdı.
Aslında korkmuyordum. Sadece yağmurun dinmesini istiyordum.
Çünkü hem sırılsıklam olmuş hem tir tir titremiş hemde önümü görememiştim.
Hızlıca parka doğru ilerledim ve üstü kapalı olan çardak şeklindeki banka doğru adımlamaya başladım.
İnanın parkın bile feneri yoktu ve telefonumun ışığı her yeri aydınlatıyordu.
Sanırım yağmur yağdığından kaynaklanıyordu. Ve ben daha önce hayatımda böyle bir yağmur görmemiştim.
Şu an banka oturmuş tir tir titriyor ve kollarımı bedenime sararak sallanıyordum.
Omzum tutulduğu için nöbetçi bir eczane aramaya çıkmış ve daha eczaneyi bulamadan yağmur başlamıştı. Aydınlık sokaklar birden kararmış ve korku filmi gibi olmuştu her şey.
Omzumun ağrısı iki katına çıkarken buna eklenen üşüme duygusu ve çenemin istemsizce titremesi de çabası.
Omzum çok ağrıyordu. Aslında kızlara söylesem benim için hemen bulabilirlerdi ancak neden böyle bir hata yapmıştım aklım hala almıyordu.
Dizilerdeki gibi arkamı döndüğümde neden hemen taksi gelmiyordu.
Şaka gibi bir gündü ya.
Hem karanlıkta iyice kaybolmuş , hiç bir evin olmadığı ıssız bir yere gelmiştim. Hem de şarjım azdı.
Arayacağım kişiler sınırlıydı.
Hemen elimi cebimden çıkardım ve telefonumu elime aldım.
O kadar üşüyordum ki ağlamamak için zor duruyordum.
İnsanların neredeyse iki tane kaban giyeceği bu havada ben mevsimlik bir deri ceketle çıkmıştım.
Rehbere girdiğimde ilk başta kızların isimlerini eledim. Onlar bu saatte yatıyor olmalıydılar. Onları Ne olursa olsun uyandırmak istemiyordum. Bu benim hatamdı. Çok rezil bir durumdu. Her şeyi tek başıma üstlenmeye çalışmak çok zordu.
Ama beni 28 kere aramışlardı.
En başlarda yer alan Charlie'yi de eledim. Tabiki de onu aramayacaktım.
Nedenini zaten biliyorsunuz...Aklıma James geldi.
Ama o kesinlikle bu saatte yatıyordu. Kim uyanık olabilirdi ki bu saatte!
Yeter ama ben bu saatte kimi arayacaktım?
Telefonun ekranını kapattım. Ve gözlerimi huzursuzca kapatmaya çalıştım.
Belki de geceyi burada geçirmek zorunda kalacaktım. Yarın ise bir yolunu bulabilirdim.
Kafamdaki düşünceyi onaylayıp artık soğuktan kaskatı tutmuş bedenimi ve titreyen çenemi yok saydım.
Artık soğuktan ve titremekten bayılacak raddeye gelmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/133355232-288-k213475.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İngiltere Prensi ( Düzenleniyor )
Roman pour Adolescents#sevgi kategorisinde 1. Bir varmış bir yokmuş diye başladı hikayeler... Bende bir varmış o yokmuş, diye başlatmak istedim... Her zaman annelerimiz tarafından yatmadan önce masallar dinlerdik. Bu masallara çocukken inansakta büyüdükçe inandırıcılığın...