36. bölüm

5.9K 260 29
                                    

Şu an duygularımı her zamanki gibi saklamaya çalışıyordum.

bastırmaya çalıştığı her duyguya esir düşermiş zaten insan.

Beklediğin kişiden göremediğin sevginin yerini hevesler doldurmuyor çünkü...
Bir tek özlemleri devirememiştim şu ince bileklerimle, geriye kalan her şeyi yıkmıştım.

Ama sevgi? Sevgi pürüzsüz bir histi. Şüpheler, belkiler, acabalar barındırmayan ferah bir histi. Bu yüzden sevildiğinden şüphe etmek diye bir şey mümkün olmamalıydı , o pürüzü hissediyorsan zaten büyük bir sevgi yoktur ortada.

Ama ben buna rağmen ondan şüphelenmiştim. Şüphe duymuştum.

Bir ona bir de elindeki kutuya bakıyordum.

Bu bir yüzük kutusuydu.

Neden tam vazgeçmişken olmuştu tüm bunlar?

Neden tam vazgeçmeye çalışırken oluyordu tüm bunlar?

elindeki yüzük kutusu binlerce anlam barındırıyordu neden almıştı onu bile bilmiyordum henüz.
ancak nefesim sıkışıyor ve bu tabiatın güzel havasında bile boğulduğumu hissediyordum. Çünkü zordu. Onun yanında olup duygularıma hakim olmak. Zordu.

Yavaşça gözlerimi onun gözleriyle buluşturdum.

Masmavi gözleri bir ay misali parlıyordu.

İfadesiz bakan gözlerime rağmen onun gözleri pırıl pırıl parlıyordu.

" Charlie ?" Diyebildim sadece  soru soran bir ifade ile

" Evet." Dedi.

" Bu nedir?"

" Kendin bak istersen." Dedi ve kutuyu elime uzattı.

Kutuyu bana verdiğinde bordo olan kadife kutuyu yavaşça açtım.

İçinde yüzük yoktu.

İçinde bileklik ve küpe vardı.

Ama birebir yüzük kutusuydu.

Buna yemin edebilirdim.

Uzaktan bile pırıl pırıl parlayan elmaslar vardı üzerinde.

Ancak ben bunu kabul edemezdim etmezdim.

" Charlie ben bunu kabul edemem. Hem henüz seninle ilişkimizi doğru düzgün yoluna bile koyamamışken..."

Kutuyu bir kenara koydum.

O da bana baktı ve

" Koyalım o zaman Eylül. Ben artık gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum. Sen nasıl affedersin onu da bilmiyorum. Ben Scarlett'i sevmiyorum. Bana güvenebilirsin, eskiden olduğu gibi."

Gözlerimi kapattım.

Artık beynim yerine kalbimi dinleyecektim.

Bu yüzden gözlerimi açtım ve   ona sıkıca sarıldım.

Ama öyle bir sarıldım ki Sanki bir kez daha yenilmekten korkuyor gibi ve sanki bir defa daha düşersem, bir daha ayağa kalkamayacak kadar güçsüz olacakmışım gibi.

O da kocaman bedeniyle beni sardı.

Bilmiyordum.

Pişman mıydım?

Değildim.

İkimizde birbirimizi yeterince üzmüştük.

Artık bu yaralar için birbirimize merhem olmalıydık.

İngiltere Prensi ( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin