38. bölüm

6.2K 268 39
                                    

Adamın söyledikleri ile direkt oraya çevrilmiştim. Austin bile şok olmuştu.
profesörün görevlendirdiği adam;

"hey bu ufaklığı sadece asistanın olarak alabilirsin yardımcın olarak alamazsın." demişti.

Adam umursamaz bir ifadeyle sadece bana bakıyordu sanırım beni bir çaylak olarak görmüştü ve bu fırsatı kullanacağını umuyordu.
Ancak ben de Eylül Dora isem ona bu fırsatı vermeyecektim.
neden bu hocaların öğrencileri bırakmak gibi bir dertleri vardı anlamıyordum.
kendisi hocaydı ama ayriyeten de bir doktordu neden böyle bir şey yapıyordu anlamıyordum.
bir kere beni daha tanımamışsın bile nasıl beni yardımcın olarak alabilme cesaretine sahip oluyorsun.
ki henüz bir fikrim bile yoktu hiçbir şeyde.
Hem böyle yaparak hastaları tehlikeye atmış oluyordu.

Neyine güveniyor bu adam?

Bende ellerimi göğüsümde bağlayarak

" Pekâlâ ben bir şey demiyorum. Kabul ediyorum."

" Zaten reddetmek gibi bir seçeneğin yoktu."

Adamın ukala tavrına göz devirdim.

" Zaten bir kaç gün burada staj yapacağım. Sonra farklı hastanelerde görev yapacağım." Diyerek sinsice gülümsedim.

Adam başını olumlu anlamda salladı.

" Pekâlâ, sen öyle zannetmeye devam et. " dedi.

Profesörün görevlendirdiği adam bize bakarak doktora döndü ve

" ben artık gitmeliyim." dedi.

O gidecekti ve ben tamamen yalnız kalacaktım.

Buna izin vermemek adına geniş bir koridora sahip olan hastanede Jack'in peşinden koştum.

Beni ancak o kurtarabilirdi.

Çünkü profesör sadece staj yapmamı söylemişti.

Asistan olmama bile bir ihtimal izin verirken yardımcılıkta neyin nesiydi?
Ben hayatta ameliyatlara girip yardım edemezdim ki !
Tamam o dizilerdeki gibi doktorun eline bir kaç şey verebilirdim , ama gidipte hastanın beynini neşterle inceleyemezdim.
Ahmet Kaya gibi " bu ne yaman çelişki" demeden hemen bu işe bir son vermeliydim.

Jack'e yetiştiğimde onu kolundan tuttuğum gibi ellerimi dizlerime yerleştirdim ve eğilerek soluklandım.
Gerçekten çok yorulmuştum.

Jack bana soru sorarcasına baktı.

" Ne oldu ufaklık?" Bana ufaklık demesinden hoşlanmıyordum ancak bunu sonra düşünecektim.

Onun kulağına eğilerek

" Profesörün dediklerini uygulamıyor bu adam. Ben beceremem yardımcılık falan! Beni başka bir hastaneye yerleştirin."

Jack bana üzgün bir ifadeyle bakarak

" Üzgünüm ufaklık. Şimdilik ona emanetsin. Ancak ben bunu profesörle konuşacağım. Merak etme bir kaç günlüğüne burada olacaksın."dedi ve ardına bile bakmadan büyük adımlarla son teknoloji olduğu belli olan hastane kapısından dışarı çıktı ve gözden kayboldu.

Ben ise sadece ağzım açık onun arkasından bakakaldım.

Çok çekiniyordum.

Ancak Austin vardı.

O biraz olsun çekingenliğimi alırdı.

Umarım!

Hemen Austin'e yaklaşarak kulağına eğildim ve

İngiltere Prensi ( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin