Hayallerin Ötesinde ✨#Tamamlandı#

25. Bölüm Söz veriyorum

Selamün aleyküm millet. Keyifli okumalar

"Sana bir şey söylemem lazım."

Kaşlarım çatık ona bakarken ne diyeceğini merak etmeye başlamıştım.

Önce bir etrafına baktıktan sonra tekrar gözlerini gözlerimle buluşturdu.

Üzerime sinen gerginlikle söyleyeceği şeyi beklerken anında konuya girdi. Ve ben duyduklarım karşısında şaşırmadan edemedim.
....

"Selim'le konuştum."

"Ne konuştunuz?"

"Ecrin meselesini işte. "

"Kesik kesik anlatmasan da direkt söylesen olmaz mı?"

"Yanıma geldi. Bir şey diyeceğim dedi ben de söyle dedim. Söyledi işte Ecrin'i sevdiğini, denese de uzak duramadığını."

Ee dercesine Rüzgara baktığımda anlamadığını fark ettim. Hikaye buraya kadar olamazdı değil mi?

"Sen ne dedin peki?"

Kaşları anında çatılırken bir an düşünür gibi oldu ve konuşmaya başladı.

"Onayım yok dedim."

Bu sefer de benim kaşlarım çatılırken bu durum fazla uzun sürmemişti.

"Ne diyebilirim sence? Tamam anladım dedim. Sana daha önce de söylemiştim kardeşim dediğim adamın her daim arkasındayımdır diye. Neyse bu kadardı. Sadece bil istedim."

Rüzgar'la konuşmamız bitince uzun zamandır bana bulaşmayan Alev soluğu yanımızda aldı.

"Rüzgar'cığım bir şey mi oldu? Yoksa bu kız senin canını mı sıkıyor?"

Tam ben bir şey diyecekken buna gerek kalmadan Rüzgar konuştu.

"Yok bir şey Alev. Ayrıca olsa bile bu seni ilgilendirmez, kendim halledebilirim."

Alev bozularak yanımızdan giderken onunla muhattap olmadığım için şükrettim.

Alevin gidişiyle bu sefer de yanıma dertli bir Burak gelirken içimden söylenmeden edemedim. Gelen gelene mübarek.

"Selam."

Burak'ın yüzünün asık olması benimkine de yansırken ne olduğunu merak etmiştim.

"Selam, ne oldu?"

"Bir puan vermedi cimri karı."

Aklıma dünkü olaylar gelirken anında asılan suratım düzeldi. Dün Burak öğleden sonra gittiği için onunla dalga geçememiştim.

"Boşver. İkinci sınavdan daha yüksek alır, geçersin."

"Beni hiç anlamıyorsun Esin. Ben normalde geçerim ama görmüyor musun kadını? Kırk dokuzda bıraktı. Kırk dokuz nedir ys? Bir puan... Allah'ın cimrisi bir puan vermedi."

Burak'ın dediklerine gülmekle yetinirken ona takılma amaçlı birkaç şey söyledim.

"Dün öğleden sonra gitin okuldan. Dedim acaba intihar etmeye mi gitti."

"Yok ya arkadaşlarla buluştuk. Sözleşmiştik önceden."

"Anladım. Ben de sandım ki o kadar acıya dayanamadı kendini İstanbul Boğazı'na teslim etti."

"Bak nasıl da dalga geçiyor. Ben de diyorum Esin beni düşünüyor. Ama nerde... Neyse ben yerime geçiyorum. Ege gelir birazdan zil çaldı."

Burak söyleyene kadar zilin çaldığını fark etmemiştim. Hadi ama yine bir kimya dersi çilesi mi çekeceğim ben?