BÜŞRA'NIN AĞZINDAN

83 18 6
                                    

Otobüs durağına doğru yürürken telefonumun çaldığını işittiğimde hemen çantamın içini karıştırmaya başladım. Neyse ki kısa süre içinde telefonuma ulaştım. Arayan babamdı, hastaneye giderken ambulansın içinde aileme haber vermiştim bana dikkatli olmamı ve geç kalmamamı söyleyip telefonu kapatmıştı. Merak etmiş olmalılar ki diye düşünürken onları daha fazla meraklandırmamak için hemen telefonu kulağıma götürdüm. Babamın meraklı sesi beni heyecanlandırmıştı.
"_Kızım neredesin?"
"_Hastaneden çıktım baba, otobüste durağına doğru gidiyorum."
"_Durakta beni bekle, gelip seni alayım."
Babam böyle dediğinde, Allah'ıma şükürlerimi sunarak durağa gidip beklemeye başladım.
Etrafın sessizliği beni ürkütüyor doğrusu. Aradan az bir zaman geçmişti ki önümde son ses müzik açılmış, beyaz bir araba durdu. İçinde iki kişi vardı, ellerinde ki sigarayı gözümün içine baka baka tüttürmeye başladılar ne kadar da iğrenç  görünüyorlar. Onlara bakmamaya çalışıyorum ama beni yiyecekmiş gibi baktıklarını hissedebiliyorum. Buradan bir an önce uzaklaşmam gerektiğinin farkındaydım bu yüzden yavaşça yerimden kalktığımda serserinin biri arabadan indi ve beni takip etmeye başladı. korkarak  adımlarımı hızlandırmaya başlamıştım ki bir anda "ahhh" sesi duyduğumda irkilerek arkamı döndüm beni takip etmeye kalkışan serseri yere uzanmış adeta acı içimde çığlık atıyordu "işte benim babamm" babamı görmek beni güvende hissettirmişti. Babam diyerek koştum babamın yanına korkmuştum, kalp atışlarım deli gibi hızlıydı ben babamın kollarında rahat nefes alırken yerde yatan serseri bir yolunu bulup hızla arabasına doğru ilerledi ve hızla yanımızdan ayrıldılar. Babam yüzüme baktı önce kızacak bir yüz ifadesi varken bir anda yumuşadı ve sımsıkı sarıldı bana
"_Aman baba hadi gidelim." dedim şaka ile gerçek arasında.
"_Seni gidi yaramaz, bu kadar güzel olmak zorundamıydın." diyerek benimle uğraşıyordu, ikimizde az önceki iğrenç olayı unutmuş gibi yüz ifademizi değiştirerek hem gülüyor hemde arabaya doğru ilerliyorduk. Babamın telefonu çaldı arayan annem olmalı ki babam istifini bile bozmadan telefonu açarak aynı mülayimliği ile konuşmaya başladı kısa süren konuşmanın ardından babamın son sözü "geliyoruz canım" demesi olmuştu. Gerçekten aksiyonlu ve yorucu bir gün olmuştu benim açımdan, eve girdiğim dakikada yatağıma koştum ve yorucu günün sonunda yatağıma kavuşmanın mutluluğunu yaşadım. Henüz az bir zaman geçmişti ki artık göz kapaklarıma engel olamaz olmuştum daha fazla kendimi zorlamayarak gözlerimi kapattım ve hayatımdan bir gün daha eksilmesine izin verdim. Hemencecik sabah olmuştu. Okulun kapısından girdikten sonra sınıfa doğru yürümeye başladım. Yenice sınıf kapısının oraya gelmiştim ki biri beni tuttuğu gibi sınıfa girdirdi aman Allahım sınıfta kimse yoktu, sıkıcı ve boğucu bir hava olduğunu pencereden gördüğüm gökyüzünden anlıyordum. Değişik sesler işitiyordum . Hoparlörlerden gülme sesleri geliyor beynimin içine doluyordu. Gözlerimin karardığını, nefesimin kesilmek üzere olduğunu, kalp atışımın deli gibi hızlandığını kısa sürede anlamam hiçte zor olmamıştı. Bir yanda sesler beni esir almış diğer yandan karşımdaki tanımadığım bir yüz beni esir almıştı ki yüzüme dökülen soğuk suyun etkisiyle gözlerimi açtım ve karşımdaki yüze bakmaya çalıştım. Karşımdaki yüz kardeşim Muhammet'e aitti.
Rüyaymış...
✍️
✍️
✍️
Gözyaşlarıma hakim olamayışım beni çok sinir ediyordu. Kardeşimin şaşkın bakışları gözümden kaçmamıştı. Sakince ayağa kalktım ve "rüya gördüm" dediğimde üzerinden  yük kalkmış gibi bir hal almıştı.
Yaşadıklarımın rüya olması beni rahatlatmıştı ama şimdi gerçekten okula gitmek için hazırlanma vaktiydi...
Okulun kapısına geldiğimde önce bir durakladım ardından derin bir nefes alarak daldım içeriye. Gizem her zamanki gibi benden erken gelmiş ve en sevdiğim yerde, peteklerin orda beni bekliyordu. Sakin görünmeye çalışarak yanına gittim. Tabi ki beni görür görmez birşeyler olduğunu anladı.. Her ne kadar birşey olmadı desemde tuttu kolumdan kantine oturttu ve emir verici ses tonuyla "_çabuk anlat." dedi.
Elbette herşeyi eksiksiz bir şekilde anlattım, son cümlemi de tamamladıktan sonra meraklı gözlerimi gizemin gözünün içine diktim. Sabırsızlıkla onun ağzından çıkacak olan cümleleri bekliyordum. Her ne olursa olsun o benim can dostum. Onun söyleyecekleri benim için çok önemliydi. Biraz düşündükten sonra elini çenesine götürdü okşadı, okşadı, okşadı...
Sonra o da gözlerini gözlerimin içine dikerek konuşmaya başladı.
"_Yaralı olan birine yardım ettiğin için sana minnettarım arkadaşım,temiz kalbin yine işe yaramış. Biraz gülümser gibi yaptı fakat ardını getirmeden kaşlarını çattı ve ekledi :
" _Ama gece gece dışarıda yalnız başına eve gelmeyi nasıl planlarsın? ya sana birşey olsaydı. O saatte dışarıda olan insanlara canını nasıl güvenebilirsin..." yaklaşık 20 dakika boyunca gözlerimi ellerime dikmiş tırnağımla oynar vazitte beni azarlamasını dinledim çünkü haklıydı. Son olarak gördüğüm rüyaya da değinecektim ki derse girme vakti gelmişti, zil çalıyordu.
Suçlu bir çocuk edasıyla yerimden kalkarak gizeme yaklaştım ve şirin görünmeye çalışarak ;
"_Hadi galk, derse gidek" dedim 😁
"_e hadi gedek bari" demişti oda gülümseyerek. Gizem aslen Konyalı idi ve ben ne zaman Konya şivesi yapsam buzları hemen eriverir memleketi aklına gelirdi ve bir anda mutluluk hormonu yükselirdi. Her zaman olduğu gibi iki dost kol kola girdik ve adımlarımızı sınıfa doğru yönelttik.
İlk dersimiz matematik idi. Matematik öğretmenimiz olan Nazım bey ve gözlükleri sınıfa teşrif etmiş bulunuyorlardı. Gözündeki mor çerçeveli dinlendirici gözlüğünü asla çıkarmazdı bu durum bizim derse konsantre olmamızı gerçekten zorluyordu. 🤷
Matematik dersinden sonra biraz dinlenmek adına kafamı sıraya koymuştum teneffüste idik çok bir zaman geçmişti ki gizem  kulağıma doğru eğilip
"_kank galk gantine gedek." demesiyle ilk önce korkar gibi olmuştum kafamı kaldırıp gözünün içine baktım ve çok geçmeden korkumun yerini kahkahalarımız almıştı.
Ona gerçekten Konya şivesi ve gülmek çok yakışıyordu. Daha fazla gizemi bekletmeden sıradan kalktım ve can dostumla karnımızdan gelen sesi susturmak için kantine doğru gitmeye başladık. Olmazsa olmaz köşelerde sorunsuz bir şekilde dönmeyi başarmıştık ve sonunda kantine ulaşmıştık. AA Muratta buradaymış gizemin kolundan tutup kendime doğru çektim ve kulağına kısık bir sesle :
"_Dün kaza yapan gencin arkadaşı bizim okulda demiştim ya sana o çocuk karşıda ki masada oturan mavi t-shörtlü çocuk." dedim
"_vaaayy, harbi diyüm anlattığın kadar varmış Büşra."
Noluyor  Bana böyle dizlerim titriyordu, gözlerim sürekli onun olduğu tarafa doğru yöneliyordu elindeki tostu ağır ağır yiyor arada birde çayından yudumluyordu. İstemsizce yüzüme gülümseme yerleştirmiştim, olduğum yerde gözlerimle muratı takip ediyordum. Sağo sola bakmaya başlamıştı Murat, benim olduğum tarafa doğru çevirmişti kafasını refleksim devreye girmekte gecikmişti ve göz göze gelmiştik, onu izlediğimi anlamış mıdır acaba ? 
Hemen kafamı gizemin olduğu tarafa dönderdim, gizem hala sıra bekliyordu. Çok sıcak olmaya başlamıştı burası...
✍️
✍️
✍️
Bir anda kulağıma garip sesler dolmaya başladı, biri deli gibi öksürüyordu. Murat! Murattı bu boğazında bişey kalmış olmalıydı nefes alamıyordu, yüzü mosmor olmuştu olduğum yerde kalakalmıştım ne yapacağımı bilemez halde sadece izliyordum. Neyse ki birlikte yemek yediği arkadaşı kısa bir şoktan sonra hemen harekete geçti muratın yanına giderek onu ayağa kaldırdı, arkasına geçip ellerini beline doladı hızlı bir hareket ile karın boşluğuna bastırarak boğazına takılan tostun çıkmasını sağladı. Nedensizce benim gözlerim dolmuş vaziyette nefes almadan onları izlemeye devam ediyordum aslında kantinde ki herkes işini gücünü bırakmış onları izliyorlardı. Muratın rahatladığını görünce gözümde ki yaşlar akıp gittiler. Ona bir şey olacağı için çok korkmuştum bu kadar duygusal olmamdan gerçekten nefret ediyordum. Gizem ikimiz içinde bişeyler almış yanıma doğru geliyordu benim duygusal olduğumu bildiği için ağlamama tepki göstermedi, sadece "_hadi gidelim dostum" dedi gülümseyerek. Hızlı bir hareketle gözyaşımı sildim ve son bir kez ona bakmak istedim kafamı onun olduğu tarafa doğru çevirdiğimde o da bir anda kafasını bana doğru çevirdi ve yine göz göze gelmiştik hemen gözlerimi kaçırdım ve gizeme dönerek
"_olur, gidelim." dedim ve sınıfa doğru adımlamaya başladık...

HER ŞEY GÜZEL OLACAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin