COSKUN'UN AĞZINDAN

17 2 0
                                    

Murat'la sohbet ede ede ara sokaktan caddeye doğru ilerliyorduk, ta ki yanımızda beyaz renkli bir araba durana kadar. Kim olduğunu bilmediğimiz biriydi önce Murat'la Birbirimize baktık İkimiz de kim olduğunu bilmiyorum dercesine birbirimize hareket yaptık. Yolumuza devam edecektik ki arabadan iki kişi indi.
Biri bana doğru geldi ne olduğunu anlamadan bana kafalık atıp yere düşmemi sağladı,sarsılmıştım neye uğradığımı şaşmış halde, yere düşmüş bir şekilde öylece kala kalmıştım. Bana vuran kişi vurduğu gibi koşarak uzaklaşmıştı olduğumuz yerden, diğer adam Murat'ı yaka paça edip arabaya doğru sürüklercesine götürüyordu. Muratı o halde görünce hemen yerimden kalkıp onlara doğru koştum. Bu sırada onlar arabaya binmiş çoktan kapıyı kapatmışlardı bile, kapıyı açmaya çalışıyordum ama kilitliydi. Böyle bırakıp gidemezlerdi arabayı yumruklayıp tekme atmaya başladım, bir yandan da
"_ Muraaat! bırakın arkadaşımı, Muraaat." diye bağırmayı ihmal etmiyordum. Murat ise Şok'a girmiş bir şekildeydi hiç sesi çıkmıyordu ve kurtulmak için bir şeyler yapmıyordu. Araba son gaz basıp gözümün önünden gitmişti ve ben hiçbir şey yapamamıştım, neyse ki arabanı plakasını almayı başarmıştım.
🍃
'Murat Ahh be dostum Ahh'
🍃
Allah'ıma dualar etmeye çoktan başlamıştım bile. inşallah Murata bir şey olmazdı. Hemen Telefonumu çıkartıp Tekin abiyi aradım yani Murat'ın babasını, hemen olanları hızlıca anlattım ve karakolda buluşmak için plan yaptık. Telefonu kapatır kapatmaz hemen karakola doğru yola çıktım, ben karakola vardığımda Tekin abi çoktan gelmişti bile korkmuştu belliydi.
Beni görünce daha çok heyecanlandı ve olanları tekrar anlatmamı istedi. Ben de kırmadım ve hızlıca tekrar anlattım. Murat'a bir şey olacak diye ikimiz de çok tedirginlik ve korkuyorduk. Ben gelmeden önce tekin abi komiserle konuşmuş, ardından bende komisere olan biteni olduğu gibi eksiksiz bir şekilde anlatmıştım ve tabii ki Murat'ın konumunu kapatmadığını söylemeden geçememiştim. Bu haber karşısında komiser gözlerini açmıştı. Heyecanlı bir şekilde hemen bilgisayarının başına geçip kısa sürede bir şeyler yaptı ve Tekin abiye dönüp "_hocam oğlunuzun yerini tespit ettim. Konum bize gerekli olan bütün bilgileri verdi. Siz burada kalın biz hemen çıkacağız." dedi ve odadan acele bir şekilde çıktı. Ama Tekin abi ve ben burada durmaya hiç niyetimiz yoktu. komiserin ardından hemen biz de çıkıp arabayla peşlerine takıldık 20 dakikada varmıştık ama o 20 dakika olmuştu bize 100 dakika tam arabadan inmişti ki bir el sesi duyuldu. Polis siren sesi arasına Tekin abinin çığlıkları karışmış bir şekilde önce polisler ardından biz içeriye dalmıştık. Tekin abi bağırıyordu
"_Murat oğlum Geldik yavrum, Muraaatt."
Tekin abi Muratı o halde görünce hemen yanına koşup onu çözmeye başladı fakat Murat çoktan gözlerini kapatmış kanlar içinde hareketsiz bir şekilde olduğu yerde öylece duruyordu. Ben de can dostumu o halde görünce gözyaşlarım çeşme misali akıp gelmişti, engel olamamıştım. Onu o halde görmek ciğerimi paramparça etmeye yetmişti. Murat'ı vuran adam bir köşeye geçip oturmuş. Ayaklarını karnına doğru çekmiş ağlıyordu bir yandan da öldü mü? öldü mü? diye sayıklıyordu polisler olduğu yerden kaldırıp eline kelepçe takıyorlardı. Ben işe öfkemi daha fazla kontrol edemeyip Adama doğru harekete geçip ani bir refleksle yüzüne bir yumruk indirdim. Komiser ve polisler bir kere daha vurmama fırsat vermeden hemen beni tutup adamı arabaya doğru götürdüler. Ben ise hala sakinleşmemiş bir şekilde polislerin elinden kurtulup, bir sağa bir sola gidip duruyorum bir yandan ise o cami adama kükrüyordum, bağırıyordum.
"_Ne istedin murattan! Ne istedin? Murat karıncayı bile incitmeye kıyamazken şu düştüğü hale bak, neden yaptın bunu??

Çok geçmemişti ki beklediğimiz ambulansın siren sesi duyulmuş ve kendisi de görülmüştü. ilk müdahale ardından hemen hastaneye kaldırıldı Murat, polisler karakola biz ise hastaneye doğru yol aldık. Acil servisten giriş yapmıştık hemen doktorlar gelip müdahaleye başladılar. Bizi odadan dışarıya çıkarmışlardı. Tekin abi hiç yerinde duramıyor, odanın kapısının önünde bir sağa bir sola gidip duruyordu. Telefonu çalmıştı, ilk başta açmak istemedi meşgule de bırakmamıştı, telefonu susmuştu, fakat aradan 2 dakika geçmişti ki tekrar çaldı açmak zorunda gibi hissetmişti galiba kendini, telefonu eline alıp bana baktı ve
"_ annesi arıyor." dedi "_söyleyecek misin olanları Abi."
"_bilmiyorum Coşkun bilmiyorum."
dedikten sonra derin bir nefes alıp telefonu kulağına götürüp sakince
"_Efendim?" dedi tam bu sırada doktor çıkmıştı odadan, Tekin abi eşine "_şu an kapatmam lazım seni birazdan ararım."
deyip telefonu kapatıp bütün dikkatini doktora vermişti. İkimizde korku içinde doktordan gelecek güzel haberi duymak istercesine bakıyorduk. Doktor;
"_ Hastanın durumu kritik. Kurşun bağırsağa geçmiş ilk müdahaleyi yapıp kanı durdurmayı başardık fakat hemen ameliyata almamız gerekiyor, kendinizi her şeye hazır edin. Geçmiş olsun." deyip gitmişti biz olduğumuz yerde tepkisizce kalakaldık. Odadan hemşire çıkmıştı elinde bir dosyayla tekin abiden bir iki, imza atmasını istemişti. Tekin abi yazılara sadece göz atıp imzalamıştı ameliyat için izin kağıdıymış Ardından hemşire
" _B pozitif kana ihtiyaç var. Uyan varsa etrafınızda hemen gelsin." deyip o da doktorun peşinden gitmişti.
Ben olduğum yere otur vermiştim dizlerim artık beni taşıyamaz hale gelmişti. Can dostum gözümün önünde ölüp gidiyordu ve elimden bir şey gelmiyordu bu durum beni gerçekten çok derinden yaralıyordu. Kısaca bir ağıttan sonra kendimi toplamış ayağa kalkmıştı. Kanı bulmak için harekete geçtim. Bu sırada Tekin abi işi ile konuşuyordu bende hemen motor grubu arkadaşlara yazdım, kanı uyan varsa gelsin diye ardından okulun WhatsApp grubuna yazdım. Müdür Bey'inn oğlu Murat teksöz yaralanmıştır, durumu ciddi B pozitif kan grubu olanlar kan versin olmayanlar lütfen dua etsin diye. Hava artık yavaştan kararmaya başlamıştı telefonum susmuyordu. Haberi alan arayıp geçmiş olsun diyorlardı. Ve pozitif kana sahip olan sadece iki kişi vardı. Onlar da okulun havalı kızları lakaplı melisa ve Aylin. Kanı vermişler ve geçmiş olsun deyip gitmişlerdi. Kanı alan hemşire hemen ameliyathaneye doğru koştu. Biz ise hala bekliyorduk.

Ameliyat dört saat sürmüştü. Doktor çıkmış açıklama yapmaya başlamıştı ve hatırladığım tek şey vardı
"Durumu hala kritik, hastayı yoğun bakıma alıyoruz.
🍃 1.gün
🍃 2.gün
🍃 3.gün
Doktorlar her geçen gün durumunun iyi gittiğini söylüyorlardı. Artık yoğun bakımdan çıkartıp normal bir odaya yatırmıştı doktorlar ama o hala deniz gözlerini açmamıştı. Annesi, babası, kardeşi elif arkadaşlar ve ben hepimiz perişan halde murattan gelecek iyi haberi dört gözle bekliyorduk.
🍃4.gün
🍃5.gün
🍃6.gün
🍃7.gün

Bitkin düşmüş gözlerim Büşrayı görüyordu şu an. Olanları sosyal medyamda paylaştığım gönderiden öğrenmiş  ve ziyarete geldiğini söylemişti . Murat artık uyanmıştı ama olay anında ki korkusundan ve acısından dolayı psikolojik destek alıyordu. Doktorlar yarın taburcu edeceklerini söylemişlerdir. Büşraya olanları kısaca anlatmıştım ve Murat'ı görmek istediğini söylemişti. Ona odayı gösterip ben tekrar bekleme salonuna geçip oturmaya devam ettim. Muratın yanında bir gün ben bir gün tekin abi duruyordu ve bugün sıra yine bendeydi. Oturup beklemeye devam ettim...

HER ŞEY GÜZEL OLACAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin