Her zamanki gibi yine sıkıcı bir ders sonunda midemden gelen korkunç ses ile yemek yemem gerektiğini kısa sürede anladım ve kantine gitmek için sınıftan çıktım. Kızlar gruplar halinde toplanmış yeni gelen çocuktan bahsediyorlardı ve ağızları kulaklarındaydı. İçimden onlara gereken cevabı verip yoluma devam ettim.
✍️
✍️
✍️
Kantine ulaşmak için köşelerden dönmem gerekiyordu ve bunu hiç sevmiyordum ama yapacak birşey yoktu. İlk köşeyi başarıyla geçmiştim ama ikinci köşe için aynı şey geçerli değildi. Bir anda sırtım yerle buluşmuş, üzerimde bir ağırlık hissediyordum. Etraftakiler bir anda uğultuyu kesmiş bizi izliyorlardı. Kızların gözlerinden kıskançlık fışkırıyor, erkeklerde ise anlam veremediğim farklı bir bakış vardı. Daha fazla dayanamadım ve bana çarpan kişiye hitaben ;
"_Üzerimden kalmayı düşünüyor musun.? Dediğimde uykudan uyanır gibi bir hal içerisindeydi." _Afedersin iyi misin?"derken kalktı üzerini düzeltti ve beni kaldırmak için elini uzattı.
Neyse k en yakın arkadaşım olan Gizem de oradaydı. Murat'a ters bakmayı ihmal etmeden ;
" _Ben yardım ederim, sana gerek yok."dedi. Gizemin yardımı ile ayağa kalktığımda kantindeki klasik uğultu tekrar başlamıştı bile. Murat bana bakıyordu sanki ona birşeyler söylememi ister gibi...
✍️
✍️
" _Önemli değil,iyiyim. "dedim az önceki sorduğu soru karşısında. Bu sözlerimi duyunca gözleri parlamıştı adeta ve kaçamak bir şekilde gülüyordu. Gizem ile kantinden birşeyler alıp sıkıcı sınıfımıza çıktık.
En sevdiğim sesi duyduğumda Allah'ıma şükürlerimi sunarak, çantamı koluma taktığım gibi evin yolunu tuttum. Hava oldukça sıcaktı ve huzur vericiydi. Etrafımda yemyeşil ağaçların, rengarenk çiçeklerin güzelliğine birde parkta oynayan, mutlu olan çocukların güzelliği eklenmişti. Çocuklar ne kadar eğleniyorlardı. Küçücük oyuncaklarda kocaman mutlulukları yakalıyorlar. Onları öyle izlerken küçüklüğüm aklıma geldi ve hüzünlendim . Ben onlar kadarken bu mutluluğu hiç tatmamıştım. Aslında küçüklüğüm hakkında pek birşey hatırlamıyorum,sadece bir kaç hatıra onlarda hatırlamaya değmeyecek şekilde. Hüznümü orada bırakıp yoluma devam ettim. Eve gitmek istemiyordum bu yüzden yolumu değiştirmeye karar verdim nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi çok huzurlu hissediyordum...
✍️
✍️
✍️
_öyle dalgın dalgın yürürken bir anda etrafımda sesler yükselmeye başladı. Acı bir çığlık adeta kulaklarımı esir almıştı. Hızla gelen son model bir araba motorsiklet'e çarpmıştı ve ben bu ana şahitlik etmiştim,ne kötü bir andır bu böyle... Bir an önce kazazede ye yardım etmem gerektiğinin farkındayım ama vucüdum kaskatı kesilmiş bir vaziyette olduğu için kımıldayamıyordum.Neyse ki kısa sürede kendime gelmeyi başardım ve hızla olay yerine gittim. Yerde öylece hareketsiz yatan motorsiklet sürücüsü gözüme ilişti ve hemen yanına gidip kaskını aldığım ilk yardım dersine uygun hareketlerle çıkardım. Hemen nabzını kontrol ettim, çok şükür yaşıyordu. Telefonumu çıkartıp ambulansı aramaya çalıştım ama ellerim çok fazla titrediği için bir türlü doğru tuşlara basamadım . Etrafımda toplanan insanlardan yardım istedim ve kısa süre içerisinde ambulansın sesi yankılandı. Gerçekten kendimi rahatlamış hissediyordum. İlk Yardım olay yerinde yapıldıktan sonra kazazedenin hastaneye kaldırılması gerektiğini söyleyen hafif kilolu, kısa saçlı bayan hemşire bana dönerek ;
"_Buyrun sizi de alalım." dediğinde hiç düşünmeden kabul ettim. Çünkü kaza yapan gencin yardıma ihtiyacı vardı ve ben yardım etmek istiyordum. Kısa ve tedirgin süren bir yolculuk olmuştu benim için. Hastaneye gittiğimizde uzman doktorlar tarafından muayene edildikten sonra bizi dinlenme odasına yerleştirdiler, doktor güler yüzü ile bana dönerek ;
"_Herhangi bir hayati tehlikesi yok, uyanmasını bekleyelim daha sonra taburcu edeceğim." dediğinde Allah'ıma binlerce kez şükürlerimi sundum ve kazazedenin yanına gidip uyanmasını beklemeye koyuldum. Aradan henüz yarım saat geçmişti ki gencin cebinden gelen sese kulak kabarttım. Telefonu çalıyordu. Biraz düşündükten sonra Telefonu cebinden alıp açmaya karar verdim ve yavaşça cebinden aldım arayan "can dostum" diye kayıtlı idi. Yakın arkadaşı olmalıydı ve gencin şu anki durumundan haberdar edilmeliydi. Sanırım bu görevi ben üstlenmiştim.Daha fazla kendi kendime konuşmaya devam edersem telefon kapanacaktı bu yüzden hemen telefonu açarak kulağıma götürdüm.
"_Coşkun, nerede kaldın? Hepimiz geldik seni bekliyoruz." dedi telefonun diğer ucundaki ses. O an ses tonumu değiştirerek karşımda uyuyan ve adının Coşkun olduğunu öğrendim gencin sesine benzeterek onun gibi konuşmak istedim.😌evet bu çok saçma bir fikir olmuştu...
Bütün cesaretimi toplayarak kendim gibi konuşmaya başladım;
"_Afedersiniz, ben Coşkun değilim."
"_Kimsin?"
"_Ben Büşra, yaklaşık iki saat önce yolda yürürken bir kazaya şahit oldum. Bu kazayı yapan telefonun sahibi yani arkadaşınız. Endişelenecek hiçbir şey olmadığını doktor az önce bizzat kendisi söyledi. Biz şu an hastanedeyiz, Coşkun uyuyor, doktor uyanınca taburcu edeceğini söyledi uyanmasını bekliyoruz. " gerçekten çok zor bir konuşma olmuştu benim için.
" _Hangi hastane. "
" _Tıp fakültesi,1.kat, dinlenme odası. "
" _Tamam biz hemen geliyoruz , sen biz gelene kadar Coşkunun yanında durur musun? "
" _Elbette ki ben buradayım, bekliyorum. "
Telefonu kapatıp adının Coşkun olduğunu öğrendiğim gencin yanında duran masanın üzerine bıraktım ve arkadaşlarının gelmesini beklemeye koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY GÜZEL OLACAK
Teen FictionHayatının düzenini değiştirmek zorunda kalan Murat'ın başı üniversite sınavı ile dertte idi, yeni düzeninde tanıyacağı Büşra onun hayatının tamamen değişmesine sebep olacak...