PJmn: İzlerimin hiç olmadığı bedenimi sadece senin öpmen gerektiği kadar.JeonJK: Söz veriyorum
Sana herşeyi unutturacağım.
Söz veriyorum
Pişmanlıklarını yok edeceğim.PJmn: Bu sefer ağlıyorum ama mutluluktan.
JeonJK: Mutluluktan aksınlar,gerisini düşünmeyi bile istemiyorum.
PJmn: Bu gece çok büyük kavga ettik.Sonunda evi terk edip gitti.
JeonJK: Sana vurdu mu?
PJmn: Kollarımda sıyrıklar....biraz bekle Jungkook kapı çalıyor.
Jimin alt kata inip kapıya doğru ilerlerken sevgilisinin bu kadar erken geleceğini düşünmemişti.Kapının önünde durup kendini toparlamaya çalıştı.Islanmış elmacık kemiklerini silip minik burnunu çekti.Derin bir nefes alıp kapıyı açtı.Gördüğü görüntüyle aldığı nefesi verememişti.Kapıda sevgilisi değil az önce mesajlaştığı Jungkook duruyordu.Nefesini daha fazla tutamayacağını hissetti Jimin ve kesik kesik verdi içindeki havayı.Jungkook, kendisine şaşkın gözlerle bakan bedene daha fazla dayanamamıştı.Sinirine hakim olamayınca kendini burada bulmuştu.
"Beni içeri almayacak mısın?"
Jimin işittiği sesle hayal görmediğini anladığında birkaç adım geri giderek Jungkook'u içeri davet etti.Jungkook kendisine açılan yere ve hala şaşkın olan bedene bakarak içeri girdi.Kapanan kapıyla sessiz iki beden kalmıştı sonunda baş başa.Jungkook arkasına dönerek kendisini kocaman gözlerle izleyen Jimin'e baktı.Ağladığı kızarmış gözleri ve burnundan anlaşılıyordu.Saçları dağılmış üzerindeki sade ev kıyafetleri ile karşısında duruyordu Jimin.İlk defa ona bu kadar yakındı.İlk defa kokusu başını bu denli döndürmüştü.
"Seni beklemiyordum Jungkook. Kusura bakma aniden olunca biraz şey oldum.Yani şaşırdım."
Sessizliği bozan Jimin'in sözleriyle gülümsedi Jungkook.
"Benim içinde ani oldu gerçekten.Ben dayanamadım."
"Neye?"
"Canının hala yanışına ve benim o evde hiçbir şey yapamayışıma."
Ortam yeniden sessizliğe büründüğünde Jimin aklına gelen mesajlaşmalarla Jungkook'un karşısında kızarıp kalmıştı.Herşey mesajlarda daha kolayken karşılıklı neden bu kadar zordu?
"Buraya bu yüzden mi geldin?Yani bir şeyler yapmak için mi?"
"Evet bir şeyler yapmak için geldim."
"Ne gibi şeyler?"
Jungkook birkaç adım Jimin'e doğru adımladığında aralarındaki mesafe neredeyse yok olmuştu.Jimin yanına gelen bedenin parfüm kokusunun yavaşça burnuna doluşuna şahit oluyordu.Çekici ve ferahlatıcı koku onu uyuşturuyordu.Jungkook kusursuz surat hatları inceliyordu sadece fakat ne ara ellerinin Jimin'in beline indiğini bilmiyordu.Bir anda bir birine yapışan iki bedeninde kalpleri kontrolden çıkmıştı.Belindeki elleri hisseden Jimin,başından ayaklarına kadar akan sıcak dalgayı hissetti.Sanki tutuşuyor gibiydi baştan aşağı.Belkide öyleydi,alev almış gözler karşısında yanmadan duramazdı.Jungkook başını Jimin'in başına yasladı.Derin nefesler birbirine daha fazla karışıyordu bu yakınlıkta.
"Yaralarını iyileştirmeye geldim Jimin.İzlerini yok etmeye geldim."
Derince yutkundu Jimin gözlerini hareket eden dudaklara çıkarırken.Ona daha çok yaklaştı artık burunları birbirine değiyordu.Jimin minik burnunu yavaşça sürttü karşısındaki bedenin burnuna. Nefesleri bir olmuş bir yakınlıktı bu.
"Yaralarım çok fazla,izlerimse çok derin..."
"Sevgim çok fazla,hislerimse çok derin...hepsini yok edecek kadar."
"Ellerinde yok olacağım Jungkook."
"Ellerimde yaşatacağım seni.İzin ver sadece."
"Bu halde yaşatma beni.Öp beni, öleyim.Kollarında yeniden can bulayım sadece senin olmak için. "
İşitilen sesler,son sözlerden sonra kapanan dudaklarının birbirine kapanışıydı.İki taraf içinde ölmek hiç bu kadar güzel olmamıştı.
Özlemişim buraları ve bu fici, herkese sevgiler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear insecurity •pjm&jjk•
Fanfiction"Gülümsemeni solduran herkesin hayatını soldurmak niyetim."