Derin bir nefes alın ve bölümün tadını çıkarın aşklarım :)Aynı günün sabahı Jimin'in ağzından
Hayatımın en kötü aynı zamanda en güzel gecesinden birini geçirmiştim.Önce Hoseok'un beni aldattığını öğrenmiş,ardından Jungkook'un kollarında uyanmıştım.Gözlerimi açtığım kollar,hayatım boyunca hiç bu kadar güvende hissettiğime şahit olmadığım şekilde beni kavramıştı.Bu sabah,üzerimde her gece yediğim dayak ağrıları ile değil,geceden kalan muhteşem sevişmenin ağırlığıyla kalkmıştım.Hem üzüntüyü hem de mutluluğu aynı zamanda yaşıyordum.Duygularım fazlasıyla karışmış,hangi birine ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.Beni içine alıp sıkıştıran iki duygunun arasında kalmış,tepkisizlik denen ifadeyle bütün olmuştum.Geçmişte ne yaptığımı bilmeyen benliğim,benle konuşmayı kesmiş gelecekle baş başa kalmıştım.İçim tüm bu düşüncelerle kaynarken Jungkook'un uyuyan bedenini izlemek,derin nefesler almamı sağlıyordu.İnip kalkan göğüsü aklıma bütün ateşli anları getiriyor,dudaklarına çıkan gözlerim Hoseok'u hatırlatıp yeniden içimdeki ağlama hissini ortaya çıkarıyordu.
Zıtlıklar arasında boğuluyorken kendimi,kalan birkaç eşyamı almak için evimde bulmuştum.Eve girdikten sonra içime ağırlığını veren üzüntüyle hata yaptığımı fark ettim fakat bir an önce alacağım şeyleri bulup bu evden çıkıp gidecektim.Dolabımdan aldığım birer parça kıyafeti yanıma aldığım çantama doldururken asla duymak istemediğim sesi, arkamdan işittim.
"Jimin..."
Arkama dönmek istemiyordum,onunla yüz yüze gelmek istemiyordum.Hareketlerimi hızlandırıp kıyafetlerimi apar topar çantaya yerleştirdim ve gözümü yerden ayırmayarak odadan çıkacaktım.Tam olarak odanın kapısında dikilen ve dün geceki kıyafetleriyle duran Hoseok'un burda olduğunu beynime inandırmak istemiyordum.Derin bir nefes alıp gözlerime gelen ağlamayı boğazıma kitleyip kapıdan geçmek için yürüdüm.Bir anda yeniden duyduğum ismim ve onun arkasına gelen sözlerle durmak zorunda kalmıştım.
"Jimin,dün gece olanlar..."
Tam karşımda bana çok yakın olan bedenden birkaç adım uzaklaştım.Sözlerinden kaçmak istemiştim fakat kulaklarım beni yeniden gerçeklikte yakalamıştı.
"Hepsi bir oyundu."
Yeniden kapıdan geçmek için bir adım attım fakat kolumu kavrayan elle kanımın donduğuna şahit olmuştum.
"Lütfen,beni dinle."
Hoseok,beni ne zaman dövecek olsa kolumu kavrar,ardından tek bir cümle söyleyip devamını getirirdi.Bu hep böyle olmuştu ve ben ne zaman dayak yiyeceğimi o zaman anlardım.Gözlerim kolumu kavrayan ellerde dolanırken,bedenimin baştan aşağı titrediğini farkettim.Dejavu oluyordum fakat bu sefer ki titremem korku ve hayal kırıklığı değildi.Bu sefer sinirden titriyordum.Baştan aşağı öfke ve sinirle kaynıyordum.Gözlerimi,kolumdan beni kavrayan bedenin gözlerine çıkardım.Kızarmış ve bitkin düşmüş bedenin karşısında ilk defa bu halde korkusuz duruyordum.İçimdeki tüm herşeyi,tüm geçmişi tam burada kusmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear insecurity •pjm&jjk•
Fanfiction"Gülümsemeni solduran herkesin hayatını soldurmak niyetim."