16

5.2K 426 89
                                    


Uzun bir bölümle karşınızdayım.Sizi çok bekletmeden atayım dedim. Keyifli okumalar güzellerim.Bolca yorum yapın lütfen,hepsi çok değerliler benim için. 😊🌺❤️

Jungkook,ezbere bildiği evin önüne çekmişti arabasını.Arabadan inerek kokusunu buram buram hissettiği kişinin evine doğru adımladı.Cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarına yerleştirerek saate baktı.Saat tam olarak biri gösteriyordu ve evin açılan kapısıyla dudaklarındaki sigarayı indirdi.Giydiği beyaz tişörtü ve ince bacaklarını saran siyah pantolonu,onu bir inci gibi gösteren metal yüzük ve kolyeleri,rüzgarda savrulan ve gözlerini örten ipek saçlarıyla Jimin görüş alanına girmişti.

Basit bir giyimin beyninde bu kadar göz alıcı bir şekilde yansımasına lanet etti Jungkook.Ait olduğu her şeyle ışık saçan beden ona her adımladığında nefes alacak alanı daralıyor,gözlerini ondan alamıyordu. Jimin, sonunda tam karşısına geldiğinde elinden sigarası yere düşmüş,bedenindeki tüm destek noktalarını kaybetmişti sanki.Ciğerlerine dolacak olan sigara dumanın yerini,Jimin'in kokusunun doldurması,tüm içini kaplamış ona nefes alacak alan bırakmamıştı adeta.

İyi ki görmüştü onu.İyi ki hayatına değil tamamen hayatı olmuştu Jimin.Onun olmadığı tüm günlerine savurduğu küfürleri sadece kendi duyuyordu Jungkook.İçinde çok fazla şey yaşıyor, dışarı bunu birkaç cümle ile yansıtıyordu.

"Sokak lambaları sönse keşke.Tamamen karanlığa gömülse gece.Tüm ışıklar kapansa ve ben sadece senin gözlerinden yansıyan ışıkla yetinsem Jimin."

Jimin, Jungkook'tan gelen ani sözlerle bastırmaya çalıştığı heyecanı daha çok gün yüzüne çıkmış,esen ılık rüzgar onu birden buz kestirmişti.Jungkook,ellerini Jimin'in kirpikleri üzerine düşmüş saç tutamlarına atmış,ona ışıl ışıl bakan gözleri ortaya çıkarmıştı.Jimin, Jungkook'un beklemediği her hareketinde donup kalmış, yanaklarına hücum eden kırmızılığa engel olamamıştı.

"En başından beridir, beni alıp götüren bu gözlerinde ne var Jimin? Karşısına herkesi alabileceğim kadar nasıl içine çekebilirler beni?"

"Jungkook sözlerin..."

"Sözlerim o kadar yetersiz ki... Sen bana böyle baktıkça kendimi karşında hep yetersiz hissedeceğim."

"Aksine hepsi o kadar güzel ve fazlalar ki tüm cümlelerimi kitliyorlar.Diyecek hiçbir söz bulamıyorum.Ağlayacak gibi hissediyorum bu kelimelerine."

Jungkook,ona titrek bakışlarla bakan bedene daha çok yaklaşmış, ellerini ince bele sararak kendine çekmişti.Tamamen birleşmiş iki beden rüzgarın eşliğinde sarılmış,saçlarını bir birine karıştıran rüzgar hızını biraz daha arttırmıştı.Jungkook kucağında kaybolan bedeni sıkıca kavramış, kulağına eğilerek cümlelerini sıralamıştı.

"Söz veriyorum,bu gece son kez geçmişin için ağlayacaksın Jimin.Bunun için senden özür dilerim şimdiden."

Jimin,kafasını yaslandığı omuzdan kaldırmış Jungkook'a soru soran gözlerle bakmıştı.

"Anlamıyorum Jungkook.Benle aniden buluşmak istedin ve şimdi de bu sözler..."

"Hani sana demiştim ya Jimin.Tüm bunları haketmiyorsun.Yaşadığın onca şeye rağmen hala bunca şeye katlanıyorsun diye.Bundan sonra katlanmak yok.Haketmediğin hiçbir şeyi kondurmayacağım üzerine."

"Neler oluyor Jungkook?Lütfen,açık konuş."

"Bunu burada söylemek istemiyorum.Seni götürmeye geldim gerçeklere."

"Peki...her neyse bu gerçek,görmek istiyorum.Götür beni."

Jungkook,sarıldığı bedenden ayrılmış ve geldiği arabaya binen iki beden sonunda yola çıkmıştı.Jimin,üzerinde hissettiği korkuyu yol boyunca atamamış, Jungkook'un sözlerini düşünüp durmuştu.Jungkook,arabasını bir gece kulübünün önüne çektiğinde bakışlarını Jimin'e çıkarmış ve ellerini titreyen ellerin üzerine sarmıştı.

"Yanında olacağım.Seni bir kez olsun yanlız bırakmayacağım Jimin.Lütfen sadece bunu odaklanmaya çalış olur mu?"

Jimin, hafifçe Jungkook'a gülümsemiş içine az da olsa dolan rahatlamayla arabadan inip gece kulübün içine doğru yol almıştı.Tam arkasında olan Jungkook'la her adımı biraz daha rahatlıyor, göreceği her neyse ondan daha az korkuyordu sanki.Sonunda gece kulübünün içine giren iki beden,
sesli müziğin ve fazla kalabalığın içine karışmış, ilerledikleri her adımda sanki insan sayısı artıyor gibi içine çekilmişlerdi. Kendi hallerinde eğlenen insanların arasından daha az insanın olduğu ve müziğin daha az hissedildiği bir koridora girmişlerdi her ikiside.Jimin,Jungkook'un onu yönlendirdiği yere doğru gidiyordu.Göreceği her neyse görmek istiyordu Jimin.Daha fazla burada olmak istemiyordu.

Jimin'in bakışı tanıdık yüzle gördüğü yere kitlenmiş,adımları saniyelik olarak durmuştu.Kalbinin parçalara ayrılışı duyduğu tüm o saçma müzik sesini bastırmış,bir iki adım sendelemek zorunda kalmıştı.Gözlerinden düşen damlalar, arkadan belini saran Jungkook'un kollarına düşmüş,Jungkook hissettiği ıslaklık ile tek parçalananın Jimin olmadığını anlamıştı.Arkadan kollarını Jimin'e daha çok sarmış,kulağına eğilerek ona o sözleri söylemişti.

"İşte tüm gerçekler...İşte görmeni istediğim tüm karanlık orada duruyor.Şimdi ona son kez gözyaşı dökmene katlanıyorum Jimin.Son kez ağlamanı görmezden geleceğim.Dök içini istediğin kadar ve ona vereceğin hiçbir şey kalmasın bundan sonra."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







dear insecurity  •pjm&jjk•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin