Media : Oğuz
Oğuz Bey benden bir önceki katta indi . Acaba neden indi , gerçi banane ya , ne yaparsa yapsın. Asansör benim katıma geldiğinde aşşağı indim ve iner inmez Bestem'i gördüm .
"Oooooo, bakamıyorum , güneş bizim şirketin içinde mi doğuyordu ya ?" dedi , ellerini gözleri kamaşıyor gibi gözlerine tutup . Yağcı pezevenk .
"Oy oy oy , ne kadar da yağcı bugün benim kankam ." dedim .
"Günaydın kardeşim ." dedi .
"Vallaha gün aymadı kardeşim . Bence Ülke olarak bir günümüz 48 saat olmalı . Bana ve benim düşünceme göre , bazı insanlara da , işlerini halletmek için 24 saat yetmiyor. Benim gündelik uyku saatimin 12 olması lazımken, 6 saat uyuyorum . Yazık bana yaaaa ." dedim mız mızlanır gibi .
"Alışacaksın kanka . Bunları da beraber atlatacağız." dedi .
"Eee , ben Oğuz Bey'i nerede bekleyeceğim?" dedim , aslında çok heyecanlı ve endişeliydim .
"Sen odasının yanında dur. Odasına girince sen de girersin. " dedi .
"Saol kanka. "
"Ha bu arada sen nereye gidiyorsun?" diye sordum.
"Ben nereye gidiyordum ya , heer şey muhasebeye ya , Ilgaz bugün gelmedi de , Ege Bey'in bugünlüğüne asistanı benim . Beni de muhasebeye gönderdi Ege Bey. Neyse kanka , ben biraz geciktim sanırım , o yüzden hadi görüşürüz. " dedi ve asansör geldi . Tam o sırada da asansörden Oğuz Bey indi . Ve Bestem asansöre bindi . Ben de Oğuz Bey'i takip ettim .
"Günaydın Oğuz Bey. " dedim mutlu bir ses tonuyla , ne bu cesaret Eylem ?
"Günaydın da , siz kimsiniz ?" dedi , hem de arkasını bile dönmeden , donuk bir ses tonuyla . İnsan bir arkasını döner , yüzüne bakar dimi , sığır ya !
"Ben teni asistanınızım . Eylem ." dedim . Yürüyerek konuştuğumuz için odasına gelmiştik . Kapıyı açıp içeri girdi, ben de arkasından içeri girip kapıyı kapattım. O çoktan koltuğuna oturmuş , önündeki dosyaları karıştırmaya başlamıştı bile .
"Demek yeni asistanım sensin . Ege sana benden bahsetmiştir . O yüzden kendimi tanıtmayacağım , anlatmayacağım. Adım ne demiştin ?" dedi, benle konuşurken hala dosyaları karıştırıyordu .
"Eylem ."
"Eylem DİNÇER. " dedi , elindeki dosyada da benim CV'im vardı .
"25 yaşında , tasarımcı , iş tecrübesi yok , falan filan" dedi , Vallaha bu adam sığırdı , sığırgiller soyundan gelmiş , gerçi ben ne sanıyordum ki , filmlerdeki gibi nazik bir patronum olacağını falan mı sanıyordum ? Bana denk gelenler , ya sığırıdır, ya odun, ya da mal , he bu sadece patron falan bakımından değil , herkes bakımından , arkadaş olsun , akraba olsun , komşu olsun .
"Neyse konumuza dönelim , şimdi bana çizimlerini getiriyorsun , ben onlara bir bakıyorum , sonra bugün kimlerle toplantımız varmış vesayre bana anlatıyorsun , tamam ?"
"Tamam Oğuz Bey." deyip benim için olan Oğuz Bey'in beni camdan rahatlıkla görebileceği karşıdaki odama gittim , ve çekmemeden çizimlerimi çıkartıp hemen Oğuz Bey'in odasına gittim .
İçeri girip çizimleri önüne koydum , o da elini çenesinin altına koyup incelemeye başladı. Ben de öylece ayakta malca dikildim .
"Gel." diyerek beni yanına çağırdı, ben de ikilemeden yanına gittim .
"Bak çizimlerin güzel , benimle çalışırken emin ol daha güzel olacak ." dedi . Bunları söylerken hala kağıtları inceliyordu , çok ciddi bir sesle söylüyordu bu söylediklerini .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KarAşk
Mystery / Thriller"Aklım almıyor , sevmediğin , nefret ettiğin birini hala nasıl yanında tutabiliyorsun !" "Şşt . Öyle deme ." "Ben onu hala seviyorum , ona hala deliler gibi aşığım ." dedi sarhoş sesiyle . "Ve ondan nefret etmiyorum ." "Edemiyorum..." dedi . Ve üz...