{2.bölüm}

119 12 2
                                    

Media : Oğuz

Oğuz Bey benden bir önceki katta indi . Acaba neden indi , gerçi banane ya , ne yaparsa yapsın. Asansör benim katıma geldiğinde aşşağı indim ve iner inmez Bestem'i gördüm .

"Oooooo, bakamıyorum , güneş bizim şirketin içinde mi doğuyordu ya ?" dedi , ellerini gözleri kamaşıyor gibi gözlerine tutup . Yağcı pezevenk .

"Oy oy oy , ne kadar da yağcı bugün benim kankam ." dedim .

"Günaydın kardeşim ." dedi .

"Vallaha gün aymadı kardeşim . Bence Ülke olarak bir günümüz 48 saat olmalı . Bana ve benim düşünceme göre , bazı insanlara da , işlerini halletmek için 24 saat yetmiyor. Benim gündelik uyku saatimin 12 olması lazımken, 6 saat uyuyorum . Yazık bana yaaaa ." dedim mız mızlanır gibi .

"Alışacaksın kanka . Bunları da beraber atlatacağız." dedi .

"Eee , ben Oğuz Bey'i nerede bekleyeceğim?" dedim , aslında çok heyecanlı ve endişeliydim .

"Sen odasının yanında dur. Odasına girince sen de girersin. " dedi .

"Saol kanka. "

"Ha bu arada sen nereye gidiyorsun?" diye sordum.

"Ben nereye gidiyordum ya , heer şey muhasebeye ya , Ilgaz bugün gelmedi de , Ege Bey'in bugünlüğüne asistanı benim . Beni de muhasebeye gönderdi Ege Bey. Neyse kanka , ben biraz geciktim sanırım , o yüzden hadi görüşürüz. " dedi ve asansör geldi . Tam o sırada da asansörden Oğuz Bey indi . Ve Bestem asansöre bindi . Ben de Oğuz Bey'i takip ettim .

"Günaydın Oğuz Bey. " dedim mutlu bir ses tonuyla , ne bu cesaret Eylem ?

"Günaydın da , siz kimsiniz ?" dedi , hem de arkasını bile dönmeden , donuk bir ses tonuyla . İnsan bir arkasını döner , yüzüne bakar dimi , sığır ya !

"Ben teni asistanınızım . Eylem ." dedim . Yürüyerek konuştuğumuz için odasına gelmiştik . Kapıyı açıp içeri girdi, ben de arkasından içeri girip kapıyı kapattım. O çoktan koltuğuna oturmuş , önündeki dosyaları karıştırmaya başlamıştı bile .

"Demek yeni asistanım sensin . Ege sana benden bahsetmiştir . O yüzden kendimi tanıtmayacağım , anlatmayacağım. Adım ne demiştin ?" dedi, benle konuşurken hala dosyaları karıştırıyordu .

"Eylem ."

"Eylem DİNÇER. " dedi , elindeki dosyada da benim CV'im vardı .

"25 yaşında , tasarımcı , iş tecrübesi yok , falan filan" dedi , Vallaha bu adam sığırdı , sığırgiller soyundan gelmiş , gerçi ben ne sanıyordum ki , filmlerdeki gibi nazik bir patronum olacağını falan mı sanıyordum ? Bana denk gelenler , ya sığırıdır, ya odun, ya da mal , he bu sadece patron falan bakımından değil , herkes bakımından , arkadaş olsun , akraba olsun , komşu olsun .

"Neyse konumuza dönelim , şimdi bana çizimlerini getiriyorsun , ben onlara bir bakıyorum , sonra bugün kimlerle toplantımız varmış vesayre bana anlatıyorsun , tamam ?"

"Tamam Oğuz Bey." deyip benim için olan Oğuz Bey'in beni camdan rahatlıkla görebileceği karşıdaki odama gittim , ve çekmemeden çizimlerimi çıkartıp hemen Oğuz Bey'in odasına gittim .

İçeri girip çizimleri önüne koydum , o da elini çenesinin altına koyup incelemeye başladı. Ben de öylece ayakta malca dikildim .

"Gel." diyerek beni yanına çağırdı, ben de ikilemeden yanına gittim .

"Bak çizimlerin güzel , benimle çalışırken emin ol daha güzel olacak ." dedi . Bunları söylerken hala kağıtları inceliyordu , çok ciddi bir sesle söylüyordu bu söylediklerini .

KarAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin